Makaleler

Kemal Kurkut ve yanmaya devam eden Newroz ateşi üzerine…

Referandum hazırlıkları tüm devrimci demokrat kamuoyu açısından hız kesmeden devam ederken iki haftadır ülkenin gündeminde olan Newroz kutlamaları 21 Mart günü Hayır coşkusuyla gerçekleştirildi. Referandum çalışmaları boyunca burjuva basında Hayır çalışmalarına dair büyük bir sansür kampanyası başlatan AKP iktidarı yaklaşan Newroz ile birlikte kutlamaların adeta bir hayır mitingine dönüşeceğini görmüş ve bu kutlamaların önüne geçebilmek adına uygulamalarına başlamıştır. Birçok kentte Newroz’un yasaklanmasına karşın bu uygulamalar Kürt halkının Newroz kutlamalarını engelleyemedi. Birçok kentte yasaklar delinip 21 Mart günü Newroz kutlamaları HAYIR coşkusuyla gerçekleştirildi.

Demirci Kawa’nın zalim Dehak’ı cezalandırmasının ardından dağlarda şehirlerde ovalarda yanan ateş dağlardaki halk gençliği için serhildan çağrısını ifade ediyordu. Bugün Newroz ateşi Kürt ve Ortadoğu halkları için egemenlere karşı gerçekleştirilen isyanları ifade ediyor. Newroz kutlamaları TC devletinin yıllardır engelleme çalışmalarına karşın kan ve can pahasına ödenen bedeller gerçekleştirilen direnişlerle Kürt halkı tarafından kazanılmış bir mevzi haline gelmiştir. TC devleti tarafından Newroz’un sadece 21 Mart günü kutlanmasına dair verilen izinler Newroz coşkusunun geniş bir sürece yayılmasının önüne geçmek sönük bir şekilde kutlanması talebinden kaynaklanmaktadır. Geçtiğimiz yıl Kürt halkına yönelik katliamların ardından görkemli bir şekilde kutlanan Newroz egemenlerin diz çöktürme politikalarını sekteye uğratarak isyan ateşinin zalimler olduğu sürece dağlarda ovalarda şehirlerde yanacağını göstermiştir.

 

Burjuva medya: “Katlediyoruz, Newroz kutluyorlar!”

Newroz programının finalinin gerçekleşeceği Amed Newroz’u mevcut iktidarın engellemelerine rağmen gerçekleşmesi iktidar için büyük bir tehdit oluştururken son çareyi Newroz’a saatler kala Newroz kutlamaları için okuduğu şehirden Amed’e gelen Kemal Kurkut’u polis kurşunuyla katlederek provokasyon yaratmakta aradı. Aylar önce Newroz’a katılımı engellemek adına bomba patlatılacağına dair kara propaganda yürüten AKP iktidarı bir Kürt gencini üzerinin aranması ve vücudunun üst bölgesi çıplak olmasına rağmen üzerinde bomba olduğu iddiasıyla katlederek Newroz’un kutlanmasını engellemek istedi.  Gerçekleşen infazın ardından burjuva medyada birkaç dakikalık haber değeri taşımasının sebebi olarak gencin katledilmesinin ardından kitlesel bir şekilde gerçekleşen Newroz’un kutlanmasını şaşkınlıkla karşıladıklarına dair haberler oldu. Esasında burjuva medyada gördüğümüz gibi gerçekleştirilen infazın nasıl gerçekleştirildiği, yarı çıplak bir gencin üzerinde nasıl bomba olabileceği bunun apaçık bir yalan olduğu TC devleti ve onun yayın organları tarafından sorgulanmıyor. Görüyoruz ki egemenlerin gözünde Amed’in orta yerinde bir Kürt gencinin yüzlerce polisin ortasında vurulması gayet normal ancak haftalardır engellenmek istenen, bedeller ödenerek kazanılmış bir mevzi olan Newroz’un kutlanması abes bir durum. Bu pratik ve tavır apaçık ortaya koymaktadır ki Newroz’u engellemek adına devlet bir Kürt gencini sırtından vurabilir.

Düşünelim bir, seçilmişleri tutsak olan, belediyelerine devlet tarafından el konulan, çok uzun zaman önce değil geçtiğimiz yıl devlet tarafından evleri tankla-topla yıkılan yüzbinlerce insan nasıl meydanları doldurabiliyor. Sonuçta egemenlerin penceresinden baktığımızda bir gencin Ankara katliamından kurtulup Amed’in orta yerinde güpe gündüz sırtından vurulması, yarattıkları baskı ve zülüm ortamında pek garip bir şey değil! Kan ve zulümden beslenen bir iktidar varsa, bu korku iktidarını beslemek için her geçen gün bir Kürt gencinin katledilmesi onlar için bir anlam taşımıyor. Zalim Dehak nasıl her gün bir Kürt gencini katlediyorsa TC devleti Dehak’tan geri kalmıyor.

 

Bu coğrafyada çocuklar ölü mü doğar?

Yüz yıllardır katliamlardan geçmiş Ortadoğu halkları için çocukların katledilmesi yabancı bir durum değil ancak katledenlerin fermanına son vermek için yakılan Newroz ateşlerinin de yabancı olduğu aşikardır. Bu ateş ölü doğduğu iddia edilen halk gençliğinin elinde yüz yıllardır bir meşale olarak dalgalanmaya devam etmektedir. Ezilenler tarih boyunca bu katliamlara karşı “Ya yeni bir yol bulacağız, ya yeni bir yol açacağız” demekten geri durmamış ayakları üzerine dikilmiştir.

Bugün zalim Dehak’ların iktidarının her gün bir genci katlettiği bir coğrafyada durmak zamanı değildir. İleriye daha ileriye ve zafere giden yürüyüşümüzü daha sağlam ve daha  büyük bir şekilde atma sorumluğu karşımızda durmaktadır. Demirci Kawa’nın yaktığı isyan ateşi Kaypakkaya’nın Dersim dağlarında yaktığı ateş ile büyümüş Mazlum’un Amed zindanlarında tutuşturduğu ateşle harlanmış, İsmaillerin, Demirdağların, Cengizlerin halk gençliğinin önüne koyduğu ateş ile çağrı olmuştur. Ölü diye not düştükleri bizlerin zalimlerin karşısında durmayı görev bildikçe Dehakların yeri tarihin çöplüğü olmaya devam edecektir.

 

Bir Partizan

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu