TC devletinin Kürdistan’da kayyumlar saldırıları sürerken Kars’a dönük karalama ve kayyum tehdidi de devam ediyor. Diğer bölgelerde olduğu gibi Kars özelinde de kayyum tehdidini eşbaşkanlık üzerinden de sürdürüyor.
Bizler de Kars Belediyesi EşBaşkanı Şevin Alaca ile bir söyleşi yaparak hem kayyum saldırıları ile Kürt Halkının iradesini hem Kars için devam eden yıpratma sürecini konuştuk. Şevin Alaca ile söyleşimizde en dikkat çekici nokta eşbaşkanlık uygulamasından sonra kentte kadın çalışmasının aldığı ivme oldu. Diğer taraftan Kars’a dönük saldırılar ve genel kayyum saldırıları için Alaca, “İktidar kendinden olmayanı dışlamak ve çökertmek adına her yola başvuruyor” vurgusu yaptı.
Pandemi öncesi ve sonrasında kayyum saldırıları devam ediyor, en son kayyum atamaları ile HDP’nli 65 belediyeden 45’e kayyum atanmış oldu. Siz de Kars Eşbaşkanı olarak aslında devam eden bir kayyum tehdidi ile çalışmalarınıza devam etmektesiniz, biraz bu süreci değerlendirebilir misin, Sizce iktidar halkın iradesini gasp etmekte ısrarını neden sürdürüyor?
Uzun süredir partimize yönelik siyasi soykırım operasyonları yapılıyor. Seçilmişlerimize yönelik rehin almalar devam ediyor, Eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, belediye Eşbaşkanlarımız, il ilçe yöneticilerimiz hatta partimize sempati duyanlar dahi hukuksuz bir şekilde cezaevlerine atılıyor. 2014 yılında kazandığımız 102 belediyeden 96 tanesine kayyumlar atandı.
Buna rağmen halkımız hiç de eşit olmayan bir seçim sistemi ile yine belediyelerimizi geri aldı.
Bazı yerlerde çok yüksek oylarla kazandık. Seçime girmesinde, aday olmasında sorun olmayan belediye Eşbakan adaylarımız kazandıkları seçimin ertesine terörist ilan edildiler. Diyarbakır büyükşehir belediyesinde gördük ki 1 Nisan da kayyum atanması için başvuru yapılmış. Eşbaşkanlarımız gizli tanık ifadeleri ile ve hukuksuz yargılamalar ile cezalar aldı.
Bu dönemde birçok belediyemize el konularak halk iradesi yok sayıldı. Şu an 14 belediyemiz kaldı, İl belediyesi olarak da sadece Kars. Bizler de ilk günden beri kayyum tehditleri ve saldırılar ile karşı karşıyayız. Kars partimizin örnek bir yerel yönetim sistemini hayata geçirmesi açısından oldukça önemli bir yer Belediye ve biz eşbaşkanlar hakkında farklı algılar yaratılmaya çalışılıyor.
Önceki dönem de yapılan tüm yolsuzluk ve usulsüzlüklere ses çıkarmayan bu dönem bize haksız saldırılarda bulunuyorlar. Kayyum uygulamasının kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Kars Belediyesi şaibe, usulsüzlük, rüşvet ve idari hizmet vermeme gibi konuların öznesi olmuşken, bugün aylık bilançolarını, denetim raporlarını halk ile paylaşan, düzenli halk toplantıları yapıp mahalle ziyaretleri gerçekleştiren bir yapıya dönüşmüştür. Şeffaf yönetimin gerekliliğine en çok ihtiyaç ve istek olan Kars’ta, seçimlerde iradesini göstererek bizi belediye yönetimine getiren seçmenlerimiz ile birlikte bizlere oy vermeyen, ilerde de oy vermeyeceğini belirten zıt tabandaki kişilerden bile her gün takdir görüyoruz ve bizlere teşekkür ediyorlar.
Bizler de bu geri dönüşlerle daha iyi ile motive oluyoruz fakat şeffaflığı ilke edinip, hizmet götürme tamamıyla özel bir çaba dahilinde yapılan bir uygulama değil; kamu kaynağı kullanan her oluşumun ayrıca zorunluluğu olmalıdır. Tabi şeffaflığın partimiz için bir yönetim kültürü biçimi haline gelmesi bizim nezdimizde de özel bir yer tutuyor.
İktidar kendinden olmayanı dışlamak ve çökertmek adına her yola başvuruyor, bu filmi daha önce de defalarca izledik. Yaşanan bir sürü olayda da olduğu gibi bir takım insanları kullanarak yalan ve iftiralarla önce algı yaratarak kendileri için gerekli zemini hazırlama çabasındalar. Kayyum bir darbe uygulamasıdır, Demokrasinin inkarı hukukun ihmalidir.
Kars’ın çok fazla sorunu var biz her türlü tehdide ve saldırıya rağmen çalışmalarımıza kesintisiz olarak devam edeceğiz.
Kars’a henüz kayyum atanmamış olsa da bir süredir gerek eşbaşkanlık üzerinden gerekse belediyenin çalışmaları üzerinden bir yıpratma, karalama süreci işletiliyor. Biraz bu süreci, yaşadıklarınızı aktarabilir misiniz?
Kayyumların müdahale ettiği ilk alan kadın kurumları. Burada ki saldırılarda kadınlar üzerinden yoğunlaşıyor. Kadınlarımız hayatın her alanında olmaya çalıştıkça hem aile hem çevre baskısı ile de karşı karşıya kalıyorlar. Eşit temsiliyetin ve söz hakkının kadınları güçlendirmesi hem yerelde hem de genelde bir takım erk sahiplerini rahatsız ediyor.
Eşbaşkanlık Kars’ta ilk defa uygulanıyor, pratikteki uygulamada bir takım zorluklar yaşanıyor. Eşbaşkanlığın iyi anlatılması gerekiyor. Eşbaşkanlığın sadece kadın ve erkeğin yan yana olması değil, kadın idarecinin karar alıcı ve uygulayıcı bir dinamik olduğunu kavratmak , bunu uygulama da göstermek gerekiyor. Ve kadınlarımız da bu bilinç yükseldikçe bir kesim daha çok hesap vereceklerinin farkındalar, bu onları korkutuyor. Bu yüzden de belediyemizin kadınlar için attığı adımları bir karalama ve yıpratma aracı olarak kullanmaya çalışıyorlar, ama artık bu tür söylemlerine taraftar bulamıyorlar.
Belediyeden doğru yaptığınız ve bu sene ilk defa uygulanan eş başkanlık ile kadınlara dönük çalışmaların oldukça olumlu tepkiler aldığınızı biliyoruz , bu çalışmalar esas olarak neyin ürünüdür sizce?
Kadın iradesinin açığa çıkması ile yerel yönetim politikasının aynı potada hayat bulmasıyla mümkün oldu denilebilir mi, biraz açar mısınız bunu nasıl başardığınızı?
Kadınlarımızın yaşadığı ve çözümsüz kalan birçok sorunu var. Bu sorunların konuşulması, dile getirilmesi bile hala tabu. Kars geneline baktığımızda bu durum pek farklı değil. Kadınlar sosyal ve ekonomik hayatın içinde yoklar, bugüne kadar da bu sorunlarla ilgili kadınlara destek olacak çalışmalar yapılmamış.
Kadınların kendi ayakları üzerinde durmalarına imkan sağlayacak çözümler bulmak yerine bir takım yardımlara muhtaç edilerek bunun üzerinden oy devşirme siyaseti izlenmiştir. Kars, 2019 nisanında seçimleri bizim kazanmamızla birlikte Eşit temsiliyeti ilk defa bizimle deneyimleyen bir kent oldu. Eşbaşkanlık terimi içi boşaltılmış, pratiğinde faydası olmayan bir uygulama olmadığını Kars’ta Karslı da görmeye devam ediyor. Bu topraklarda binlerce yıl yaşamış, yaşayan medeniyet ve kimlikler içinde var olan kadın ve kadın emeğini hakkettiği düzeyde değerli kılmak için bu dönemde de farklı alanlarda finansal fayda sağlamak üzere çalışmaları başlattık.
Geçtiğimiz yıl yaz aylarında Belediyeye ait Sosyal Tesis içindeki atıl ve kullanılamayacak durumda olan bir tesis yapısını tekrardan iç ve düzenlemesini yaparak “Kars Belediyesi Mor Cafe” adıyla hizmete açtık.
Sadece kadınların çalıştığı kafemizde ayrıca evde yöresel gıda ürünleri yapan kadınların da ürünlerini satın da alarak küçükte olsa onlara destek olmaya çalışıyoruz. Yine aynı tesiste inşa ettiğimiz tandırda günlük olarak yapılan ekmekleri hem kişisel olarak biz, hem de çalışanlarımız günlük olarak satın alıyor. Önceki dönemde faaliyetlerini durdurmuş, sorumluluklarını ve kuruluş amacını göz ardı etmiş olan Kent Konseyinin seçimlerinin tekrardan yapılmasını sağlayarak kurulmasını sağladık.
Kadın, Engelli, Gençlik Meclisleri seçimleri ile de temsiliyetleri oluşan Kars Kent Konseyi Kadın Meclisi ile birlikte 8 Mart gününde “Kars Kadın El Emeği Pazarı” nın da açılışını yaptık. Sergi tezgahlarının olduğu pazar yerinde hem çalışmayan kadınlar hem üniversite öğrencisi kadınların el emeği ürünlerini sergileyip satışını yapabiliyor.
Tabii virüs salgını sürecinde bu faaliyeti durdurmak zorunda kalsak da, salgın sonrasında kentteki kadınlar satış yapmaya devam edecekler. Korona virüsü sürecinde yükselen aile içi şiddet, kadına şiddet gibi konularda özellikle şehirdeki kadınlara psiko sosyal destek sunmak üzere Kadın Dayanışma Merkezimizi kurarak ofis çalışmalarına başladık. Psikolojik ve sosyal desteğin yanında talep edildiği halde kadınlar ve çocuklar için hukuk desteği de sağlayacağız.
