GüncelManşet

RÖPORTAJ | 12 maddenin gizi: Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!

İstanbul: AKP iktidarı geçtiğimiz 5 Aralık’ta “taşerona kadro müjdesi” adı altında işçilerin umutlarına yönelik bir hamle yaptı.

Bu hamle, AKP tarafından ilk olarak 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce dile getirilirken, 100 gün içinde yaşama geçirileceği vaadiyle 1 Kasım seçim süreci atlatıldı. 100 gün geçti fakat kadro verilmedi. Bunun akabinde, 21 Mart 2016 tarihinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, kamuda tüm taşeron işçilere kadro verileceğini açıkladı ve ardından yine verilen söz yerine getirilmedi.

Aksine “Kiralık işçilik” yasası Meclisten geçirildi, patronlara verilen sözler tutuldu. Sonrasında 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı, dış güçler, iç düşmanlar derken, verilen “söz”ler unutturuldu. Hal böyle olunca da yatsının geçtiğini unutanlar can simidi misali yine taşerona kadro vaadine sarıldı.

Biz de Genel-İş Anadolu Yakası 1 Nolu Şube Başkanı Mehmet Sait Tanyeri ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide sendikalar bu gelişmelere nasıl bakıyor diye sorduk.

 

– Erdoğan ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Julide Sarıeroğlu’nun taşeron çalışmaya dair yaptıkları açıklamayı nasıl yorumladığınızla başlayalım?

– 5 Aralık’ta gerek Cumhurbaşkanı gerek ise Çalışma Bakanının açıklamalarında taşeronlara kadro sözü vardı. Ve taşeron işçilerin KİT’lerde istihdam edileceği belirtiliyordu. Şimdiye bakarsak taşeron işçiler zaten KİT’lerde istihdam ediliyor.

Onun için hem Cumhurbaşkanı hem de Çalışma Bakanının söylemiş olduğu şeyler çelişki içerisinde, bir karşıtlık barındırıyor. Biz Genel-İş Anadolu Yakası 1 Nolu Şube olarak geçtiğimiz günlerde sokağa çıkarak bu söylemin doğru olmadığını belirtik. 12 maddenin olduğu bir taslağın hazırlandığı ama bunun da kapalı kapılar ardında döndüğünü ifade ettik. Şöyle bakarsak, “basit sınav” denilen bir uygulama getirileceğinden bahsediliyor. Bizim birçok arkadaşımızın okuma yazması dahi yok, özellikle de temizlik işlerinde çalışan arkadaşlarımızın çoğu okuma yazma anlamında oldukça  zayıf.

Kendi isimlerini dahi yazamayacak durumda olanlar var. Tabi bu da ülkenin koşullarından kaynaklanan bir şey. Yoksul ailelerin çocukları olarak gözümüzü açtığımızda hayatın mücadelesiyle başlıyoruz bu kavgaya. Şimdi bu insanlara yapılacak olan gerek yazılı gerekse de sözlü imtihanların hiçbirinden geçme şansı yok. Kaldı ki peşinden de bir güvenlik soruşturması yapılacakmış.

Güvenlik soruşturmasını geçirmiş arkadaşlarımızın tekrar soruşturmaya alınması ile siyasi iktidar kendi kadrolarını başka yerlere de yerleştirmenin imkan ve yolunu arıyor. Dolayısıyla buradaki çalışanların hiçbirinin kadrolu olma şansı da kalmıyor.

 

– Kadıköy’deki eylemde 12 maddeye dair bir öngörünüzün olduğunu belirterek, belediye ve KİT’lerdeki taşeron işçilerin bunlara dahil olmayacağını ifade ettiniz. Açabilir misiniz bunu?

– Şunu çok net görebiliyoruz! Şu andaki siyasal iktidar, gerçekten emeği ile çalışan ve koşulsuz herkese kadro düşüncesinde olmuş olsaydı, bu 12 maddeyi kimseden saklamazdı. Özellikle de bu işin içinde olması gereken sendikaların, konfederasyonların dahil olarak şekillenmesi gereken bir süreç çünkü bu. Ama maalesef bizleri bu işin dışında bıraktılar ve kendilerince uygulama-yöntem çizerek, kendilerine yakın olan sendikalarla alışveriş yaptılar.

Dolayısıyla 12 maddenin hiçbir tanesinin ne olduğunu bilmiyoruz biz. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki, bu 12 madde gerçekten de DİSK’e zarar verecek içerikte. Çünkü şu anda alanlarda işçi ve emekçinin hakkını savunabilen ender sendikalardan biriyiz. Bu da bizi hedef tahtasına koyuyor.

 

– Hem taşeron sistemi hem de esnek çalışma uygulamalarıyla işçilerin kazanılmış hakları bir bir ellerinden alınmaya çalışırken “taşeronluğu kaldıracağız” söyleminin kendisi de tek başına tezat bir durumu göstermiyor mu?

– Tezatlık şurada! AKP, 12 yıla yakındır işverenlerle koltuk teması halinde. Bir yandan göreve geldikleri günden itibaren taşeronluk sistemini yaymaya çalıştılar, diğer yandan OHAL’in uzatılması döneminde grevlerin yasaklanması aleni bir şekilde ortaya çıktı. Şu anda esnek çalışma, kiralık işçi, özel istihdam büroları AKP döneminde hayata geçti. Yani AKP bu dönemde sadece tekrar iktidarda kalmanın “şirinliğini” o işçiye verebilmek için taşeronlara kadroyu hayata geçirmeye çalışıyor. Bunun asıl alt yapısı da böyle olmayacak. Eğer gerçekten bu düşüncede olmuş olsalardı ilk önce norm kadroyu kaldırırlardı.

Çünkü norm kadro varken hiçbir şekilde arkadaşlarımızın kadrolu olma olasılığı yok. Bütün belediyelerde norm kadro var. Örneğin Kadıköy Belediyesi’nde çalışan kişi sayısı 3 binin üzerinde ama yasa gereği kadro nezdinde çalıştıracağınız işçi sayısı 350. Ama Kadıköy’ün ihtiyacını 350 işçi karşılayamaz. Dolayısıyla norm kadronun kalkması lazım. AKP gerçekten iyi niyetli ise, söylediğinde kararlı ise, toplu sözleşmeli grevli ve aynı masada müzakere ederek kadro verecekse burada dürüst olmalı. Bunu da 12 maddeyi gizleyerek değil kesinlikle basına açıklayarak yapmalı.

 

– Hal böyle iken asgari ücret görüşmeleri sürecinde işçiden fedakarlık talebinde bulunmuştu Sarıeroğlu!

– Şunun altını çok net çizmek lazım. Bildik bileli işçiden hep fedakarlık isteniyor. Bunu iktidara gelen her hükümet dile getiriyor. Çok net söylemek gerekir! Bu ülkeyi yönetenler, ceylan derisi koltuklarda oturarak işçilerden bunu talep ediyor. Ama işçinin fedakarlık yapacak bir pozisyonu yok ki! Aksine bu ülkeyi yönetenlerin, ceylan derisi koltukta oturanların fedakarlık yapması gerek!

Bu işçiye kadro vermek demektir bir yanıyla. Çünkü işçiler açlık sınırının altında yaşıyor. Dolayısıyla fedakarlığı artık bu ülkeyi yönetenler yapacak. Anlaşılacağı üzere yaşanan bir kriz var. Bu krizin faturası da işçi ve emekçilere kesilmek isteniyor. Yani AKP kan kaybediyor. En zayıf olduğu dönemde diyebiliriz. Bunu maden işçilerinin direnişine bakarak da görebiliriz. Maden işçileri özelleştirme karşısında kendilerini madene kilitlediler ve o madenleri özelleştiremediler.

Dolayısıyla bizim de yapmamız gereken şu; alanlara inip haklarımızı sloganlarımızla savunmak, gerekirse kavgasını vermek.

 

– 12 madde gizliliğini korurken, taşeron işçiye kadro girişimi, tamamıyla AKP yarayacak diyebiliriz o zaman?

– AKP’nin kendisi için bir kadrolaşmaya gideceği açıkça karşımıza çıkıyor. Bizim de direnmekten başka çaremiz yok. Emeği ile çalışanların asıl yeri sokaktır. Bu kavga da sokakta kazanılır. Onun için son olarak sokağa çıkmamız lazım diyorum.  

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu