GüncelManşet

Sağoğlu: “Yakılan ormanlara sessiz kalmayalım!”

Kartal: Yaz aylarında Türkiye ve T. Kürdistanı’nda yaşanan orman yangınları bir devlet politikası olarak çeşitli farklılıklara sahip. Türkiye’de ormanları yarak arazileri zenginlere peşkeş çeken, ranta açan zihniyet, T. Kürdistanı’nda ise Kürt halkını bölgeden zorunlu göç ettirme, bölgede faaliyet yürüten gerilla güçlerinin sığınaklarını yok etme amacı taşıyor. Ancak şurası kesin ki iki bölgede de yaşananların ortak paydası, doğa katliamı!

Son zamanlarda T. Kürdistanı yine yanıyor. “Yaşamak istiyorsak enerjiye ihtiyacımız var” diyen zihniyet barajları, nükleer santralleri, hayatımızda normalleştirirken, Kürt ulusal sorununu çözümsüzlüğe mahkum ederek, temel insan hakları ihlallerini artırdığı gibi doğa katliamı gerçekleştirmekten de geri kalmıyor.

Temel insan hakları ihlallerinin tavan yaptığı AKP döneminde doğa katliamı belki de varabileceği doruk noktaya ulaşmış durumda. 90’lardan itibaren sistematik bir şekilde orman yangınlarını başlatan devlet, savaş suçu işleyerek çözümsüzlükte ısrar ediyor. 

Son günlerde yaşanan bu doğa katliamının bir örneğinin yaşandığı Çewlik Yayladere’de gerçekleşen orman yangınına sivil toplum örgütleri sessiz kalmayarak Kadıköy İskele’de eylem gerçekleştirdiler. Bizler de eylemin ardından Güneşlik Köyü Yardımlaşma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Hanifi Sağoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Çewlik’te yangının başlangıç noktasının devletin kalekolunun hemen yanı başından olmasının manidar olduğunu belirten Sağoğlu, “Yangının çıkış noktası Güneşli Kalekolu’nun yaklaşık 20 metre ötesinde. Yani burnunun dibi diyebileceğimiz bir nokta. Ve yangın doğa koşullarından dolayı yamaçtan aşağıya doğru geliyor. Kalekola değil, köylere doğru yöneliyor” dedi.

 

Devletin üç maymun hali

Çıkan orman yangınlarını söndürmekte olan köylülerin tek başlarına zorluk çektiklerini kaydeden Sağoğlu, yangını kalekolların bilerek yaptığı bir durum olarak değerlendirerek şunları ifade etti:“Sonra Güneşliköy ve başka bir mevki arasında da tekrardan bir yangın çıkıyor. Köylülerin verdiği bilgiye göre karakoldan yapılan havan atışlarının oradaki kuru otların ateş almasıyla çıktığını belirttiler.”

Yangının çıkışından hemen sonra müdahale eden köylülerin, duyarlı belediye meclislerinin, köy muhtarlarının kendi imkanları ile bu sürece müdahale ettiğini söyleyen Sağoğlu “Yangın meydana geldiği andan itibaren gerek bölgede yaşayan insanlarımız gerek belediye meclis üyesi köy muhtarları yoğun bir şekilde kendi imkanları ile söndürmeye çalıştılar. Devlet makamları nezdinde girişimde bulundular ancak devlet kör ve sağırı oynadı bu yangında. Çünkü işine geliyordu” dedi.

Bir devlet politikası olarak da süreci değerlendiren Sağoğlu doğa talanının bu kadar basitçe gerçekleştirilmesinin kabul edilemeyeceğini belirtti ve yangının ardından yaşananları “Coğrafyanın engebeli olması itibariyle paletli araca ihtiyaç vardı. Havadan söndürmeye ihtiyaç vardı. Paletli araçları gönderemeyeceğini belirten yetkililer ‘hava aracımız zaten yok’ dediler. Tabii sonrasında oluşan toplumsal baskıdan sonra harekete geçti yetkililer” şeklinde özetledi.

 

Devletin saldırılarına karşı örgütlü müdahale

Devletin imha saldırılarının günümüzde teşhir etmenin bir aracı olarak sosyal medyanın öneminin ve basın alanının böylesi durumlarda görevinin daha da artığının bilincinde olmasının gerektiğini Sağoğlu, “Özellikle de sosyal medyadan ve yaşanan durumun vahametini anlatan haberlerin etkisi daha çok oldu. Tabii devlet 60 saat sonra yangına müdahalede bulundu” sözleriyle açıkladı.

Doğa talanına dur demek için yöre derneklerinin Yayladere örneğinde olduğu gibi bir araya gelerek refleks vermesinin önemli olduğunu ifade eden Sağoğlu “Doğamız, kültürümüz ve yaşam kaynaklarımız yakılmak ve yıkılmak suretiyle yok edilmek isteniyor. Bizler, bu yörenin İstanbul’da örgütlü dernekleri ve İstanbul’da yaşayan halkı olarak kültürümüze, doğamıza ve yaşam kaynaklarımız sahip çıktığımızı,  bundan sonra da sahip çıkacağımızı buradan bir kez daha duyuruyoruz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu