Manşet

Madımak Oteli önünden izlenimler

Devlet 19 yıl önce Sivas’ta Madımak Oteli’nde 33 insanı ateşe vermiş ve diri diri yananları acımasızca izlemişti.

Tam 19 yıl geçti.

Ama o günden bugüne bu katliamcı zihniyette değişen hiçbir şey olmadı. Roboski’de bombalanan Kürt gençlerinden Urfa Hapishanesi’nde yanarak katledilen tutsaklara; devlet katliamcı yüzünü hiçbir zaman esirgemedi halkımızdan.

TC devleti “bu katliam tarihi bizim ve buna sahip çıkıyoruz” dercesine katliam niteliğinde bir karara daha varmıştı Sivas için; Sivas davasına zamanaşımı kararı vermiş ve bir de bu kararı için “hayırlı olsun” demişti.

 

“Zamanaşımını tanımıyoruz”

Bu zamanaşımı kararının ardından yüz binler sokağa çıkmış, “İnsanlık davasında zamanaşımı olmaz” diyerek kararı protesto etmişti.

O süreçte başlayan tepkiler dinmedi. 2 Temmuz günü yani katliamın 19. yıldönümünde Sivas’ta buluşan binlerce insan; “Bu zamanaşımını tanımıyoruz” diye haykırdı.

Bu yıl Sivas ayrı bir önem taşıdığı için binlerce insan ordaydı. Kimle sohbet ettiysek devletin Alevileri nasıl hedef aldığından ve baskı uyguladığından, Sivas davası hakkında verilen kararın insanlık dışı olduğundan bahsediyordu.

Bizler de Partizan olarak; İstanbul, Ankara ve Mersin’den kalkan araçlarla Sivas’ta buluşarak Madımak Oteli’ne doğru yürüyüşe geçen kortejlerde yerimizi aldık.

Kortejin en önünde Madımak Oteli’nde yanarak şehit düşenlerin resimlerini taşıyan aileler yürüyordu. Ailelerin ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) şubeleri, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri yer alıyordu.

Bu yıl “Zamanaşımını tanımıyoruz” şiarıyla örgütlenen mitinge devletin yaklaşımı her yıl olduğu gibiydi.

Yürüyüş güzergâhındaki bütün evlerin çatılarında, balkonlarında ve camlarında uzun namlularını halka doğrultmuş özel timler bekliyordu.

Madımak Oteli’ne giden bütün yollara polis tarafından barikat kurulmuştu. Yürüyüşe geçen kitleyi ilk önce Türk Telekom Müdürlüğü önünde durduran polis, anmanın orada gerçekleştirilmesini dayattı.

Yarım saat kadar polisle süren tartışmaların ve kitlenin baskısının ardından polis geri adım atarak yolu açtı ve kitle Madımak Oteli’ne kadar yürüyüşünü gerçekleştirdi.

Otelin önüne barikat kuran polis; bırakın kitlenin bir adım daha yaklaşmasını, şehit ailelerinin karanfil ve resimlerini otel önüne koymasını dahi engellemeye kalktı.

Aileler barikatı zorlayarak ve polisle tartışarak, otelin yani bugünkü ismiyle Sivas Bilim ve Kültür Merkezi olan yere direnerek girmeye çalıştı. İçeri girmelerini engelleyen polisi oturma eylemi yaparak protesto ettiler.

Yanarak yaşamını yitiren Nesimi Çimen’in eşi Makbule Çimen öfkesini duvarları yumruklayarak ve “Burada bizi yaktınız. Bizi diri diri yaktınız. Burası utanç müzesi olmalı diyerek gösterdi.

Polisin dayatmalarına karşı otelin önüne kadar ilerleyen aileler buraya ellerindeki karanfil ve resimleri bıraktılar.

Anma programı saygı duruşuyla başladı. Saygı duruşunun ardından PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül bir konuşma yaptı.

Bülbül; yapılan katliamın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu vurgulayarak AKP faşizmine karşı yekvücut mücadele ettiklerini ve etmeye de devam edeceklerini dile getirdi.

Şehit ailelerinin anmaya katılan herkese teşekkür etmesinin ardından, Avrupa Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Turgut Eker bir konuşma gerçekleştirdi. Eker; yapılan katliamlara karşı Alevilerin, Kürtlerin, Sosyalistlerin ve devrimcilerin birlikte mücadele yürütmesi gerektiğini vurguladı.

Anmaya; BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Pınar Aydınlar, Mustafa Özarslan, Arzu ve birçok aydın, sanatçı katılım sağladı.

Anma; “Katiller yaktı devlet baktı”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “Zamanaşımını tanımıyoruz”, “Roboski’den Sivas’a adalet istiyoruz”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlarıyla sonlandırıldı.

 

Resimler için bakınız:

http://www.ozgurgelecek.net/resim-galerisi.html

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu