EmekGüncel

YORUM | Ekonomik İstikrar Paketi, kimin istikrarı için?

Karmaşa ve kaosun öngünlerindeyiz sadece

Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan’ın 18 Mart 2020 tarihinde Çankaya Köşkü’nde düzenlediği Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı, sonrasında “Ekonomik İstikrar Paketi” adı verilen ekonomik paketi açıklaması ile devam etti. 21 maddelik paketin içeriğine dair açıklamalarda bulunan Erdoğan’ın paketteki ilk maddeyi açıkladıktan sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na dönerek, “Neşen yerinde” diyerek espri yapması gündemleşirken bu neşeli hallere sebep olan maddenin kimlerin neşesinden çalacağına odaklanmak gerek.

Öncelikle patronların neşesine nail olan Ekonomik İstikrar Kalkanı adı verilen paket, KOVİD-19 salgınının etkilerini azaltmak için toplamda 100 milyar liralık bir kaynak setini devreye alıyor. Bu 100 milyar liralık kaynak ise Perakende, AVM, Demir-Çelik, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Tiyatro, Konaklama, Yiyecek-İçecek, Tekstil-Konfeksiyon ve Etkinlik-Organizayon sektörleri için Muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay erteliyor.

Yani paket büyük patronların derdine önemli ölçüde çare oluyor. Halihazırdaki ekonomik krizin etkilerinin patronun lehine, işçinin aleyhine işletildiğinin en somut göstergelerinden birisi olan bu paket ile küçük işletmelerin iflasının yolu açılırken işsizlik ve yoksulluğun katmerleşeceğinin de işareti veriliyor. Nitekim sokağın nabzını yokladığımızda bu gerçekliğin yakıcılığını anlamak zor olmuyor. Bir market alışverişi sırasında yakınan börek salonu sahibinin kasiyere ödeme yaparken “Dün paket açıkladılar. Bana mı yarıyor bu paket? Kaç gündür kapalı salon, batacağız! Bu paket büyük patronlara yarıyor” sözleri, -ki bu yazının yazılmasına da şahit olduğumuz bu haykırış vesile olmuştur-, her şeyi çok somut olarak ortaya koyuyor.

Bu haykırışların çokluğunu biliyoruz. Yani tekil bir olay değil karşılaştığımız bu örnek. Kuşkusuz daha da çoğalacak. Sömürücü sistemin çırpınışları dünya üzerinde farklı yansımaları ile can bulurken Koronovirüs’ün küreselliği sistemin içerisinde bulunduğu krizin ne denli kapsamlı ve derin olduğunu bir kez daha gösteriyor bizlere. Evden ve esnek çalışma koşulları Koronovirüs ile dayatılıyor bugün. Ve yarının provasını bugünden yaptırmak demek oluyor bu. Güvencesiz ve esnek çalışma şartlarını olağanlaştırmak için bir anahtar işlevini bugün gören Korona, sadece bir sağlık salgını olmaktan çıkıyor bugün. Sistemin içerisinde bulunduğu yapısal krizin çözümü için devindirici bir niteliğe büründürülüyor.

Nitekim küçük işletmelerin kendilerini ısrarla var etme çabasının altı daha hızlı oyuluyor; sermaye büyük patronlara sonsuza dek mühürlenmek isteniyor. İşsizlik ve beraberinde yoksulluk ise tartışmasız bir şekilde seviye atlıyor… Hatırlayalım: Koronavirüs’ten önce gündemimizi kaplayan intiharlar da bunun bir parçası.

Peki şimdi ne olacak?

Şurası net ki: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Korona’nın ardında bıraktığı dünya, ekonomik olduğu kadar sosyal, kültürel, psikolojik, ekolojik bir dejenerasyona gidecek. Bu dejenerasyonun sömürücü sistemin kendini var etme yönlü olacağı ve dolayısıyla ezen-ezilen çelişkisinin daha da boyutlanacağı açık.

Yani karmaşa ve kaosun öngünlerindeyiz sadece.

Ve bu durumu tersine çevirmek için de verili koşulların en uygun olduğu zamanlardan geçiyoruz aynı zamanda. İzlemek değil içerisinde olmak, durmak değil yürümek ve hatta koşmak, ezilenlerin birlikteliği ile doğacak gücü keşfetmek gerek.

 

 

 

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu