İstanbul: Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eşcinsel adayı Barış Sulu, yeni yaşamda LGBTİ mücadelesine ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Eskişehir’de HDP’nin 6. sıra milletvekili adayı olan Sulu, Trans Dayanışma Merkezi kurucuları arasında yer aldı. Aynı zamanda yönetmen olan Sulu, eğitim sisteminin öğrettiği toplumsal cinsiyetler ve trans erkeklerin okul hayatında yaşadığı engelleri anlatan “Dikkat okulda trans var” isimli belgeseli yönetti.
Uzun yıllar boyunca LGBTİ’lerle ilgili politika yapan Sulu, mücadelelerinin artık yeni bir aşamaya geldiğini ve siyasete atıldığını söyledi. Sulu, “Kendimde birebir ezildiğim ayrımcılıklara uğradığım için bunun artık başka bir adımla siyasi temsil noktasında da yapılması gerektiğini düşündüm. Geçen dönemde İstanbul’dan birkaç arkadaşım yerel seçimlerde adaylar arasında yer buldu. Bunlar da bana biraz umut verdi” diye konuştu.
Milyonların yeni bir arayışla ayağa kalktığı Gezi İsyanı’nı hatırlatan Sulu, Haziran günlerinde LGBTİ’lerin artan görünürlüğünün önemli bir nokta olduğunu ifade etti. Sulu devamında şöyle konuştu: “Ayaklanmadan sonra artan umut, insanların bir araya gelebilmesine, birbirlerinin dertlerini dinleyebilmesine vesile oldu. LGBTİ’ler yıllardır mücadele ediyordu ama ilk defa bir bir sokaktaki insanlara dertlerini anlatabildiler.”
“HDP özgürlükçü bir parti”
Halkların Demokratik Partisi’nin çalışmalarında uzun süredir yer alan Barış Sulu, neden HDP’yi tercih ettiğine ilişkin sorduğumuz sorumuza, “özgürlük ve temsiliyet” olarak vererek şunları söyledi: “Ben Halkların Demokratik Kongresi sürecinde de yer aldım. LGBTİ örgütleri en başından beri sürecin içindeydi. Ben derdimi anlatabiliyorum, rahat bir şekilde söz hakkı alabiliyorum. Kendi politikamı, sözümü üretebiliyorum. LGBTİ bireylerin kendilerine ait komisyonları var. Kendi tartışmalarını oradan yapabiliyorlar. Yani özgürlükçü olduğu için, çok fazla ötekileştirilmiş grup bir araya gelip konuşabildiği için HDP’nin içerisindeyim. Başka bir yerden aday olmak benim dünya görüşüme göre çok anlamlı değildi.”
Şimdiden kendisine görev listesi çıkaran Sulu, çok fazla yapılacak işi olduğunu, bunların başında ise anayasa süreci, nefret suçları yasası ve sağlık hakkı gibi konuların geldiğini ifade etti.
Sulu son olarak şunları söyledi: “Eşcinsel bir kimlik olarak aday olmuş olabilirim ama bütün kimliklerin bir arada yaşaması gerektiğini düşünen birisiyim. Kiliklerimizden kurtulmamız gerektiğini savunan birisiyim. Ancak bu kimliklerden kurtulmak için önce bir yüzleşmek gerekiyor. Ben cinsiyetsiz olarak tanımlıyorum kendimi. Umutlu, mücadeleci, yeni sözler üretmek isteyen, yeni şeyler yapmak isteyen birisiyim. LGBTİ’ler içerisinde sadece gay haklarını için değil, HİV pozitif bireyler, seks işçileri ve trans erkek haklarıyla ilgilenen birisiyim. Yani çok farklı farklı konularla ilgilenen, hepsinin mücadelesinin birlikte yürütülmesi gerektiğini düşünen birisiyim. LGBTİ bireylerin haklarını savunuyorum diye sadece LGBTİ’lerden oy istemiyorum. Bütün kesimlerin bir arada yaşaması için mücadele ediyorum.”
