Kadın

OHAL’de işkenceci erkeklik gün geçtikçe artıyor!

Devlet ve onun tetikçisi kolluk kuvvetlerinin OHAL sonrasında ipleri iyice salındı! Gözaltında ve hapishanelerde işkenceler gün geçtikçe tırmandırılıyor ve pervasızlaşıyor. 15 Temmuz sonrası işkenceyi meşrulaştıran açıklamalar ve pratiklerle birlikte, darbe girişimi bahanesiyle ilan edilen OHAL sonrası devrimci, demokrat ve yurt severlereyönelik katliamlar ve siyasi soykırım da hızla arttı. Bu artışla beraber 12 Eylül faşist cunta dönemini aratmayan uygulamalar da vakit kaybedilmeden devreye sokuldu.

Bir insanın saçlarının yarısını kökünden kopartmak… Geçtiğimiz günlerde polis tarafından İstanbul Okmeydanı’ndaki İdil Kültür Merkezi’ne yapılan operasyonda göz altına alınan Bergün Varan’ın saçları gözaltı aracında polislerce ellerine dolanarak kökünden kopartılmış ve bir de üzerine mehter marşı eşliğinde kopartılan saçlarla halay çekilmiş!

Yaşadığı işkenceyi, “Hayatımda hiç bu kadar büyük acı çekmedim” şeklinde ifade eden Bergün’ün fotoğraflarından da anlıyoruz zaten o acıyı, hatta çoğumuz saçlarımızı tutmuşuzdur o fotoğrafları gördüğümüzde. Bu nasıl bir nefret, nasıl bir şiddettir diye düşünüyoruz. Erkekliklerini, sırf bunu tescillemek için yaptıkları işkenceleri görüyoruz o fotoğraflarda. Şov yaparcasına acizliklerini bir kadının saçının yarısını kopartarak gösteriyorlar. “Biz aciziz…” diyorlar…

Bergün’ün anlattıklarına göre, ellerine dolayarak özel bir yöntemle kopartmışlar saçlarını! Bergün yaşadığı işkenceyi ve erkek şiddetini herkese duyururcasına çektirmiş o fotoğrafları. “Ben bir kadınım ve kadın bir devrimci. Polis sırf bunun için saçlarımı kökünden koparttı!” dercesine.

 

Gözaltında cinsel istismar

İstanbul’da bir kadının saçlarını kopartarak gösterilen erkek şiddeti ve gözaltı işkencesi Giresun’da ise tecavüz ile karşımıza çıktı! 2016’da arkadaşlarıyla gittiği Giresun’da bir ihbar sonucu arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alınan Özgür Hakan Nacar’ın 16 gün kaldığı Giresun Siyasi Şube’de ağır işkence gördüğü bir sene sonra gün yüzüne çıktı. İnsan Hakları Derneği’ne yazdığı mektupta yaşadıklarını utandığı için anlatamadığını belirtmiş Nacar. 16 gün kaldığı Giresun Siyasi Şube’de işkenceci polisler tarafından tecavüze uğramış, eşine de tecavüz edileceği tehditlerine maruz kalmış. İHD’ye yazdığı mektupta, Espiye Emniyet Müdürlüğü’nden Giresun Emniyet Müdürlüğü’ne götürülürken durdurulan araçtan başka bir araca alınarak oradan da özel bir binaya götürüldüğünü ve burada yabancı bir maddeyle kendisine cinsel istismarda bulunulduğunu, istismar sırasında da fotoğraflarının çekildiğini ifade etmiş. İşkencelerini hatıra fotoğrafıyla taçlandırmışlar yani!

Özgür Hakan yaşadıklarından sonra bir sene bunu kimseye anlatamamış ve gözaltı sırasında işkence ve tehdit altında verdiği ifadeler dışında hiçbir kanıt olmadan tutuklanmış. Bir senedir de Giresun Kapalı Hapishane’de tutuklu bulunuyor.

Erkekliğinize, işkencelerinize inat alanları terk etmiyoruz!

Devletin erkek şiddeti OHAL sonrasında sokakta, gözaltında, “kapalı kapılar arkasında” giderek tırmandırılıyor. Yargısı ise bütün bunlara kılıf uydurmak ve üzerini kapatmak için kırk takla atıyor. 15 Temmuz sonrasında Fettullahçı olmaları gerekçesiyle gözaltına alınanlara yapılan ağır işkenceler meşrulaştırılmış, daha OHAL’in ilk günlerinde Riha’da gözaltına alınan SGDF’li gençler günlerce çıplak ve ters kelepçeli bir şekilde bekletilmiş, kolonya içirilerek işkence edilmişti. Geçtiğimiz günlerde de Gebze Kadın Kapalı Hapishane’de tutsak bulunan Evrim Konak asker ve gardiyanların saldırısına uğradı. İşkenceler tüm hızıyla devam ederken işkenceciler ise emniyetten aldıkları hediye sahte kimliklerle, mahkemelerin aklamalarıyla devlet tarafından korunmaya devam ediyor. Peş peşe işkence haberleri alıyoruz. Daha bugün Mersin’de üçüncüsü düzenlenen LGBT+ Onur Yürüyüşü’ne cihatçı faşist çeteler saldırdı. Polis eliyle saldırtılan çeteler, Onur yürüyüşü’nden günler önce tehditler savurmaya başlamıştı.

İçerde, dışarda, sivil ve resmi devlet eliyle tırmandırılan erkeklik ve onun şiddeti işkencelerle insanlık onurunu ayaklar altına alırken tüm bunlara karşı kadınlar, LGBTİ+’lar ve bu şiddete maruz kalan tüm kesimler mücadeleyi büyüterek zulme, işkenceye, erkek şiddetine inat sokakları terk etmiyor!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu