GüncelManşet

OKUR POSTASI | Devletin değişmeyen politikası: Kürtlere siyaset yasağı!

Kürt halkının siyasi mücadelesi devletin tüm saldırılarına karşı sürüyor ve sürmeye devam edecek. TC devleti her fırsatta Kürt halkının haklı mücadelesine karşı faşist uygulamalarından hiç vazgeçmemiştir.

Bu topraklarda inkar ve yok sayma temeline dayalı asimilasyon, baskı, saldırı, katliam ve tutuklama politikaları izlenmiştir. Halk tarafından seçilmiş milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıp tutuklandı. Seçilen belediye başkanları tutuklanarak yerlerine kayyum atandı. Kürt düşmanlığı politikaları ekseninde kendi koydukları yasaları bile çiğnemekten geri durmadılar. Kürtlerin meclise girip oradan haklı taleplerini seslendirmelerine dahi tahammül edilmedi. Geçmişten günümüze TC devletinin Kürt düşmanı politikaları her alanda sürmeye devam ediyor. Buna karşın Kürt halkı da her ne olursa olsun mücadelenin her yönünü kullanmaktan geri durmamıştır.

 

Meclis çıkışında milletvekilleri gözaltına alındı

Meclis tarafından 2 Mart 1994 tarihinde Demokrasi Partisi (DEP) milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan, Leyla Zana, Sırrı Sakık, Ahmet Türk ve Bağımsız milletvekili Mahmut Alınak’ın dokunulmazlıkları yapılan oylamayla kaldırıldı. Aynı gün Hatip Dicle ve Orhan Doğan meclis çıkışında gözaltına alındı. Her şey o kadar planlı yapılmıştı ki dokunulmazlıklar kaldırıldığı an gözaltılar başlamıştı. Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Kürt milletvekilleri hakkında “derhal sorguya alma” emri vermişti. Normalde milletvekilerinin kaldırılmayan dokunulmazlıkların mesele Kürt düşmanlığı olunca anında kaldırıldığını görüyoruz.

Ardından 4 Mart 1994’te diğer milletvekilleri de gözaltına alındı. 17 Mart’ta tutuklanarak Ankara Merkez Kapalı Hapishane’ye konulan milletvekilleri Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular. Devletin “çıkarları doğrultusunda” hareket eden Anayasa Mahkemesi, 16 Haziran 1994’te Demokrasi Partisi’nin kapatılmasına ve 5’i hapishanede bulunan 13 milletvekilinin tümünün dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verdi. 1 Temmuz 1994’te Selim Sadak gözaltına alındı ve 12 Temmuz’da tutuklandı. 8 Aralık 1994’te sonuçlanan mahkemede dört vekile 15’er yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar ve karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onandı. 10 yıl 3 ay hapis yatan milletvekilleri serbest bırakıldı.

 

HDP milletvekilleri ve DBP’li belediye başkanları tutuklandı

Son zamanlarda da devletin saldırı politikası kapsamında HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere birçok milletvekili dokunulmazları kaldırılarak tutsak edildi. DBP’li belediye başkanları da tutuklanarak yerlerine devlet tarafından kayyum atandı. Kendilerine gelince “milletin iradesi” diye politika yapanlar, halkın iradesini yok sayarak seçilmiş kişileri tutsak etmekten geri durmadılar. Mesele Kürt düşmanlığı olduğunda burjuva partilerin nasıl birlik olduğu mecliste alınan kararlarda apaçık ortaya çıktı. 1 Kasım seçimlerinden bugüne HDP’nin 20’yi aşkın milletvekili gözaltına alınıp tutuklandı. İki eş başkanın da aralarında olduğu dokuz milletvekili halen daha tutuklu bulunuyor. Bu milletvekillerinin dışında 30’u aşkın HDP milletvekili bu süre zarfında farklı tarihlerde bazıları gözaltına alınıp, bazıları da tutsaklık yaşadıktan sonra serbest bırakıldı. Aralarında Qers (Kars) Milletvekili Ayhan Bilgen gibi 7.5 ay, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş gibi 2 ay tutsak kalanlar da oldu.

Bu süre zarfında OHAL’i de arkasına alan devlet, halk tarafından seçilmiş 80’i aşkın DBP’li belediye eş başkanlarını tutukladı. Bu belediyelere devlet tarafından atanan kayyumlar Kürtçe yazılan belediye tabelalarına dahi tahammül edemeyerek kaldırttı.

Bu süreçte devlet toplumsal muhalefete de saldırılarını artırarak sürdürdü. Binlerce yurtsever, devrimci ve demokrat tutuklanarak hapse atıldı. Sosyal medya paylaşımları bile suç sayılarak gözaltı ve tutuklamalar yapıldı. Son günlerde de gözaltına alınanlar arasında bulunan HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, ESP Genel Başkan Vekili ve SKM sözcüsü Fadime Çelebi, 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ve birçok kişi tutuklandı.

 

Bu denli destek egemenleri korkutuyor!

TC devleti dünden bugüne her alanda saldırı politikalarına devam ediyor. Kürtlerin siyasi arenadaki yükselişleri her zaman devletin saldırı, yıldırma ve tutuklama politikasıyla karşılaşıyor. Kürt halkının demokratik taleplerini dile getirmek için meclise giren vekillere karşı bu tutum tekçi devlet anlayışının göstergesi olmakla birlikte, halkın bu denli desteğini alarak meclise girilmesi “devletin bekası” açısından egemenleri fazlasıyla korkutuyor. Bu korku zaman zaman faşizan politikaların da artmasına neden oluyor.

Ayrıca faşist burjuva partilerinin her ne kadar klik çatışması içinde olsalar bile Kürt düşmanlığı konusunda tutumlarının aynı olduğunu görüyoruz. Son dönemde AKP hükümetinin uyguladığı Kürt halkına ve seçilmişlere yönelik saldırı politikaları özellikle MHP olmak üzere CHP’nin de desteğini alıyor. Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması, özyönetim ilan edilen şehirlere saldırılarak kimyasallarla katliam yapılması, Efrîn’e yönelik işgal saldırısı bir kaç örnek olarak gösterilebilir.

 

Bir ÖG okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu