TC devleti 20 günü aşkın bir zamandır başlattığı işgal saldırısını ilk günkü heyecanla sürdüremese de devam ediyor. İşgal devlet beslemesi IŞİD ve ÖSO çeteleriyle birlikte girdiği yerlerde halka yönelik katliamlarını, talan politikalarını Türkiye’de sürdürdüğü savaş ve çatışma döneminden hatırlıyoruz. Cizre’de, Sur’da yaptıklarına yakından tanık olmuştuk, bu tanıklık bilinen bir devlet gerçeğine, onun Kürt düşmanlığına işaret ediyor. Devletin aynı zamanda Türkiye Kürdistanı’nda gerillaya dönük ya da katliam yaptığı bölgelerde kadınlara dönük özel saldırılarına da yakından tanıklık ettik. Bu tanıklıkta devletin erkek egemen anlayışı ile beslenen kadın düşmanlığının baki olduğunun gerçeğini kanıtlamıştır.
TC’nin beslemesi ÖSO çetelerinin sosyal medyada dolaşıma sürdüğü 13 saniyelik videoda hayatını kaybeden YPJ üyesi kadının çıplak bedeninin teşhir edildiği ve bazı ÖSO mensupları tarafından tekmelendiği görülüyor. Bu görüntü bize TSK askerlerinin Ekin Wan’a yaptıklarını hatırlatıyor. Bu görüntüler aynı anlayışla karşı karşıya olduğumuzu gösterirken, bu görüntüler aynı zamanda direnen kadınlara yönelik tahammülsüzlüğün de göstergesidir. Bu benzerliklerin kaynağı, beslendiği yer erkeklik ve erkek iktidardır. Bu benzerlik hem tarihseldir hem de gelenekseldir ve kodlarını erkeklikten, iktidardan alır.
Erkekliğin kutsal mekânlarında bir kadın hayaleti dolaşıyor
“Halk Efrin’den kaçıyor” diyenlere Avesta’nın direnişinin ruhunu Arin’den aldığını anlatan YPJ’liler, Afrin’de kadınların savunmada nasıl yer aldığını anlatarak “Annelerin bu dönemde birer YPJ’li olarak yer alması tarihe yazılacak niteliktedir. Bundan fazlasıyla güç alıyoruz. Kadınlar, savaşı birebir yönetmekten tutalım her türden alt yapı çalışmalarına, sağlık, cephane alanına kadar direnişte en önde yerini alıyor” dediler.
Ölü bir beden dahi düşmanlığı, iktidarı göstermek için kullanılabilir bir araçtır onlar açısından, tüm kadınlara bu çıplak beden üzerinden mesaj vermek istemektedirler. Bu da bildiğimiz bir gerçektir ancak hatırlanması elzemdir.
Efrin işgal saldırısı karşında direniş saflarında bu erkek mekanları düşmanları için cehenneme çeviren Avesta, Arin’den almıştır gücünü. Kobanê’de kadınlar en ön cephede yer almış, direnişin kadın yüzünü örmüştü. Direnişi bir adım öne çıkarmak adına Arin Mirxan bedeni ile IŞİD’e siper olmuştu. Bugün Efrin’de IŞİD’in “milli” versiyonu TC’ye karşı Avesta, direnişi bir adım öne çıkarmış, direnişi güzelleştirmiştir. Her sokağında dayanışma ve örgütlülüğün göze çarptığı kentte kadınlar, oluşturdukları özsavunma birimleri ile mahallelerini, evlerini ve çocuklarını koruyarak göstermiştir bunu.
Gezi İsyanında, İran’da direnişi yine kadınlar güzelleştirmişti
Biz bu güzelliği 2013 Gezi İsyanı’ndan da hatırlıyoruz. Gezi İsyanı’nda patlak veren dayanışma ruhu, kadınlar-erkekler, anneler, evlatlar, devrimciler, reformistlerin omuz omuzaydı. Ancak eksik daha doğru erkek egemen bir şeyler vardı direniş alanında. Sokaklarda erkekleri tatmin eden ama kadınların bedenini hedef alan “O.Ç’ler” havada uçuyor, duvarlar cinsiyetçi küfürlerle doluyordu. Kadınlar bir araya geldi ve “Küfürle değil, inatla diren” sloganı ile cinsiyetçi slogan ve yazılara karşı direnişin kadın yüzünü öne çıkardılar. Direniş artık güzelleşmeye başlamıştı. İran’da Molla rejimini protesto için ayağa kalkan İran halkının en ön saflarında yine kadınlar vardı. Her ne kadar burjuva medya tarafından kadınların direnişi sansürlense de kadınlar direniş sembolü olmuş ve tüm dünya kadınlarına selam vermişti.
Savaşın her alanında öne çıkan her türlü erkekliğe karşı bir kadın direnişi olduğu gerçeğini bu örneklerle yeniden hatırlak mümkün. Kadınların her savaşın bir erkeklik inşası olmasına karşı her savaşın kadın yüzünü örerek hem kendi cephesindeki erkeklere hem düşmana yanıtı hep güzel oldu. Yaşamın her alanında, mücadelenin olduğu her noktada yükselen, beslenen erkek egemenliğine kadınların yanıtı hep varoldu bundan sonra da olacaktır. Erkek iktidarının büyüğü küçüğü yoktur, erkeklik erkekliktir ve mutlaka savaşılması, müdahale edilmesi gereken bir iktidar alanıdır. Bu her mücadele alanında bir kadın ve erkek savaşı olduğunu gerçeğine işaret ediyor.
(Bir ÖG okuru)
