GüncelManşet

Ortadoğu’nun timsahları Şengal’de, ya biz?

2 Ağustos IŞİD çetelerinin Êzidi Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Şengal’e saldırmasının üzerinden 6 gün geçti. Bu süreçte çeteler bini aşkın Êzidi’yi katlederken, açlık ve susuzluğa mahkum edilen ve dağlara kaçan 200 binin üzerinde Şengalli’nin de mülteci konuma düşmesine yol açtı.

Şengal, kan ağlamaya devam ederken ABD ve Fransa timsah gözyaşları dökerek, destek açıklamaları yaptı ve ABD, IŞİD’e hava saldırısına onay verdiğini açıkladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), uluslararası topluluğa, Irak hükümetini ve Kürt halkını IŞİD’e karşı desteklenmesi çağrısında bulundu.

Bu açıklamalar toplamda bir anlam ifade etmezken; IŞİD’e, yerli uşağı TC aracılığıyla her türlü desteği sağlayan ABD’nin gerçekleştireceği hava saldırısının kime yarayacağı açıktır. Bir seneyi aşkın bir süredir Suriye ve Irak’taki halka kan kusturan, vahşi katliamlara imza atan IŞİD’e karşı kılını bile kıpırdatmayan ABD’nin, bugün Şengal’e hava operasyonu ile “yardıma koşması” pek inandırıcı değildir.

Evet, Şengal’de yaşanan katliam daha büyüktür ama ABD’yi harekete geçiren, esasta Şengal’de oluşan direniş ve dayanışma ortamıdır.

 

Ortadoğu’nun timsahları

Bugün Ortadoğu’da sınırlar yeniden belirlenmeye ve Ortadoğu’nun zenginliği emperyalistler tarafından yeniden paylaşılmaya çalışılıyor. Bu kanlı projenin en önemli aktörlerinden biri olarak beslenen ve öne çıkarılan IŞİD çetesi, şimdiye kadar Musul başta olmak üzere birçok kenti işgal etti ve sayısız katliam gerçekleştirdi. Ancak ne ABD ne de diğerleri bu konuda Şengal kadar “duyarlı” olmadı.

IŞİD’e başta TC olmak üzere bu ülkelerin hiçbiri “terör örgütü” ya da “çete” bile diyemedi. Hatta son olarak dün (7 Ağustos) bir açıklama yapan TC Dışişleri Bakanı A. Davutoğlu, o yüzündeki daimi şapşal gülümsemesi ile IŞİD’i terör örgütü görmediklerini çok açık biçimde şöyle ifade etti.

IŞİD gibi bir yapı, radikal ve terörize bir yapı gibi görünebilir, ancak o grubun içindeki kitleler var. Sünni Araplar vardır, ciddi seviyede Türkmenler de vardır. Eğer Irak’ta Sünni Araplar dışlanmamış olsaydı, bugün Musul, Enbar gibi vilayetlerde öfkelenme olmazdı. Tıpkı Suriye’deki gibi yüzde 12’lik bir kesimin ülkeyi yönetimi böyle olmasaydı bunlar yaşanmazdı. Öfkeden bir araya gelmiş bir insan topluluğu var.

Sadece bu açıklamaları bile Ortadoğu’daki katliamlarda ve IŞİD’in parlatıp cilalanmasında emperyalizmin kudurmuş uşaklığını yapan TC’nin payını gözler önüne sermeye yetiyor.

 

Kardeşleşme ve birlik umudu arttı!

Peki neydi başta ABD olmak üzere bilumum emperyalistlerden destek açıklamalarının gelmeye başlamasının sebebi…

Çok açık ki, bugün timsah gözyaşları döken emperyalistler ve uşakları, IŞİD’e “terör örgütü” ve “çete” dahi diyemezken; bu eli kanlı kasaplara karşı YPG ve HPG gerillalarının, bedeller ödeyerek savaşıyor, burada bir dayanışma ağı oluşturuyor ve buradan Kürt halkının geleceğini dair projeler üretiyor olmalıdır.

Baştan başlarsak; YPG, IŞİD terörüne karşı aktif bir şekilde savaşmış ve başta Musul olmak üzere birçok kenti işgal eden IŞİD’e tek silah kaldıran örgüt olmuştur. Musul dışında birçok kenti de bu savaş sonucu, IŞİD’in elinden geri almıştır.

Şengal süreci ile birlikte ise YPG, daha ilk günden Şengal’e yardıma koşmuş ve IŞİD teröründen dağlara sığınan, açlık ve susuzlukla savaşan Şengallilere nefes alacak alanlar yaratmıştır. IŞİD’in ise alanını daraltmıştır. Êzidi gençleri gerillanın bölgedeki varlığından cesaret alarak ve YPG’nin desteğiyle askeri bir oluşuma giderek Şengal Direniş Birlikleri’ni oluşturdular ve 700 civarında Êzidi, YPG’ye katıldı.

YPG’ye belli bir askeri güç veren HPG, şimdiye kadar direkt bu savaşa dahil olmamış, ancak Şengal süreci ile birlikte HPG’de gerilla güçlerinin bir bölümünü buraya ve Maxmur bölgesine göndermiştir. HPG ve PKK’nin de sürece aktif bir şekilde dahil olması Şengal’i farklı bir noktaya taşımış, hem IŞİD terörünün yaydığı karamsarlığı belli yönleri ile dağıtmış hem de Kürtlerin önemli bir bölümü ile devrimci, demokrat kesimlerde Kürt ulusunun kardeşliğinin güçlenmesi ve birliği konusunda umut yaratmıştır.

 

Peşmergeye dikkat!

Ancak burada dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de, bu umuda vesile olan etkenlerden KDP peşmergelerinin sürece dahil olmalarıdır. PKK ve HPG yaptığı açıklamalarda bunun önemine sıkça vurgu yapıyor ve Şengal’in bu vesileyle kardeşleşmeye yol açmasını umduklarını belirtiyor.

PKK açısından bu vurgunun sıkça yapılmasının anlaşılır bir yönü olmakla beraber peşmergenin bölgede YPG ve HPG gibi savaştığı ya da KDP’nin TC ile işbirliği yapmaktan vazgeçtiği düşünülmemelidir. Keza TC ile birlik olup Rojava’ya hendek kazdığı ve ambargo uyguladığı daha dündü.

Ayrıca Türkiye’deki ana akım medyanın da YPG ve HPG’nin mücadelesini görmezden gelerek cilaladığı peşmergenin Maxmur bölgesinin savunusunda aktif bir savunmaya girdiği belki söylenebilir ama Şengal açısından bunu söylemek pek mümkün değil. Peşmergenin IŞİD saldırısı gündeme geldiğinde halkın silahlarını topladığı ve IŞİD kente girdiğinde ise kentten çekildiği, Şengal’de hayatta kalanların anlattığı bazı noktalar:

ANF’ye konuşan Şengalli köylüler:

Bizi köyümüzden çıkarttılar. Gözlerimizin önünde akrabalarımızın başını kestiler. Öldürdüler onları.  Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Peşmergeler bizi bırakıp kaçtı. Yardımımıza gelmediler. Hevaller geldi. Onlar orada olsaydı Şengal DAİŞ’in (IŞİD) eline düşmezdi.

– KDP bizi korumadı. Hiçbir şey yapmadı. Hepsi kaçtı. Rezil durumdayız. Altınlarımızı paralarımızı aldılar. İki gündür açız.

– Peşmergeler gözümüzün önünde iki köylümüzü öldürdü. Peşmerge bizi korumadı, bizi öldürdü. Kaç gündür dağlardayız aç susuz haldeyiz. Çocuklarımız öldü orada.

YPG’ye katılan 700 Êzidi’den birisi olan Cemal Şengali ise şunu söylüyor:

Peşmerge hiçbir şekilde bize yardım etmedi. Şengal’i korumak için silahlarımız da vardı. Ama Peşmergeler biz sizi koruyacağız diye silahlarımızı aldı ama savaş başlar başlamaz ‘bizim savaşma emrimiz yok’ diye bırakıp gitti.  Bu insanlığa sığar mı? İnsan Kürt kardeşine bunu yapar mı?

 

Her yer Şengal!

Sonuç olarak belirtmemiz gereken en önemli nokta şudur; Şengal başta olmak üzere IŞİD katliamları, emperyalistler ve yerli uşaklarının bilgisi ve desteği dahilinde gerçekleştirilmiştir/gerçekleştiriliyor.

Bu katliamlara karşı YPG ve HPG gerillalarının, Şengal Direniş Birlikleri’nin verdiği mücadeleye karşılık devrimci, demokrat ve yurtseverler bulundukları tüm alanlarda bu direnişi ve dayanışmayı büyütmek ve IŞİD katliamlarını lanetlemek zorundadır. Yurtsever kesimler, bu konuda T. Kürdistanı’nda kitlesel tepkiler örse de buralara devrimci ve demokrat kesimlerin katılımları sınırlıdır.

Ülkenin diğer kesimlerinde ise bu konuya dair bir duyarlılık henüz oluşturulamamıştır. Şimdi gündemimiz Şengal olmak zorundadır! Açlık ve susuzluğa mahkum edilen Şengal’le dayanışmayı büyütmek ve YPG-HPG gerillalarının verdiği mücadeleyi aktif bir şekilde desteklemek zamanıdır! Tarihin bizlere yüklediği misyon budur.

 

Bir Partizan 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu