H. Merkezi: Taksim Gezi Parkı eylemleri sırasında polis tarafından vurulan Ethem Sarısülük’ün beyin ölümünün gerçekleşmesi üzerine Partizan tarafından bir açıklama yapıldı. Açıklamayı güncelliğinden dolayı olduğu gibi yayımlıyoruz.
“Ethem Sarısülük Mücadelemizde Yaşayacak!”
Taksim Gezi Parkı’nın fitilini ateşlediği direnişte, halkımız bir evladını daha kaybetti. 31 Mayıs günü Taksim Gezi Parkı’na yapılan saldırıyı protesto etmek amacıyla onbinlerce emekçiyle birlikte Kızılay Meydanı’na öfke ve direniş sloganlarıyla çıkan Ethem Sarısülük polis tarafından hedef gözetilerek vuruldu. O günden bu yana kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesi’nde yaşam mücadelesi veren Ethem’in beyin ölümü 12 Haziran günü gerçekleşti.
Taksim Gezi Parkı’nın yıkılmasına, yerine Topçu Kışlası ve AVM yapılmasına karşı çıkan çevrecilere, devrimci, ilericilere yönelik azgın polis şiddeti gerçekte yığınlarda, faşist TC devletinin AKP hükümeti eliyle uygulayageldiği sömürü ve zulüm politikalarına yönelik biriken korkunç öfkeyi tetikledi.
Milyonlar, AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan şahsında faşist TC devletinin işçi sınıfı ve emekçileri açlıkla terbiye etmek, azgın bir polis terörü ile baskı altında tutmak isteyen faşist zorbalığa karşı ayaklandı.
Taksim Gezi Parkı ile başlayan eylemler adeta bir çığ gibi ülkenin dört bir yanına yayıldı. Hemen her ilde ve bölgede milyonlar, emeğine, demokratik hak ve özgürlüklere sahip çıkmak, zorbalığa ve faşist baskılara dur demek için alanları doldurdu.
Faşizm, gaz bombaları,tazyikli su, plastik ve gerçek mermilerle azgın bir terörle, sahibinin sesi medyasıyla gelişen hareketi, öfkeyi engelleyebileceğini hesapladı.
Ancak artık ok yaydan bir kere çıkmış, fay kırılmış ve yığınların biriktirdiği enerji açığa çıkmıştı. “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!” sloganında ifadesini bulan direniş çağrısı bunun habercisiydi. Milyonlar günlerce sabahlara kadar kesintisiz bir şekilde polis terörüne karşı çatışarak, “hükümet istifa” sloganlarıyla, bundan sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını haykırdı/haykırıyor.
Bu hareket ezilen emekçi yığınların, kendisini ezen, sömüren; sömürücü zorbalara yönelik öfkesinin bir dışavurumuydu.
İşte bu eylemler sırasında faşizmin silahından çıkan bir kurşun saplandı Ethem’in vücuduna. 11 gün boyunca ölümle kıyasıya bir mücadele yürüttü. Ethem sınırsız, sömürüsüz bir geleceğe olan inancını bize devrederek aramızdan ayrıldı. Devlet, ailenin ve kamuoyunun tüm çabalarına karşın kendi hukukunuda çiğneyerek polisine sahip çıktı.
1986 Çorum doğumlu Ethem, küçük yaşlardan itibaren hayatını ağır şartlarda çalışarak sürdürmeye çalışan bir emekçiydi. Türk hakim sınıflarının sömürü ve zulüm politikalarından nasibini alan genç bir işçiydi. O da ülkenin hemen her yerinde milyonların yaptığı gibi geleceğine sahip çıktı.
Tarihi, işçi sınıfını ve emekçilere yönelik sayısız katliamla dolu TC devleti, içine düştüğü aczi yığınların üzerine kurşun yağdırarak gösterdi. Antakya’da Abdullah Cömert bu kurşunlarla katledildi.
Önüne çıkan her canlıya gaz sıkan TC, şehirlerimizi adeta gaz bulutları altında bıraktı. Ankara’da İrfan Tuna isimli emekçi polisin attığı bu gazların etkisiyle yaşamını yitirdi. Mehmet Ayvalıtaş bu eylemler sırasında hayatını kaybetti.
Ethem, bedenen aramızdan ayrıldı ancak o, bugün polis vahşetine karşı Taksim Gezi Parkı’nda İstanbul’un emekçi semtlerinde, İzmir’den Adana’ya; Dersim’den Artvin’e özgür bir gelecek uğruna dövüşenlerin dilinde ve yüreğinde yaşayacak.
Ve elbette ailesinin onurla dile getirdiği gibi;
“Ve son söz henüz söylenmedi”
“Ve son sözü hep direnenler söyler”
Tüm işçi ve emekçileri, halkımızı Ethem’in hatırasına sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Ethem Sarısülük Kavgamızda Yaşayacak.
PARTİZAN
