GüncelMakaleler

PUSULA | Devrimci Tarz Üzerine

"Bürokrat yönetim anlayışına ait, ben merkezci-sekter-liberal  tüm  hastalık  ve kötülükleri deşifre edip, ideolojik olarak mahkum  edip  yerine  özgür-eşit-adanmış devrimciliği  halka,  yoldaşlara  hizmeti esas  alan  tarzı  koymak  gerekir"

Sınıf savaşımında girilen yolda devrimci olanla  küçük  burjuva  olan  arasında  her dönem  görünen  ve  görünmeyen,  bazen sertleşen bazen de yumuşayan ancak kesintisiz bir şekilde sürüp giden bir çatışma ve kavga vardır.

Doğru olan devrimcilik tarzı, kitlelerin ve yoldaşların içinde yaşayan, onlarla birlikte mücadele eden ve ortaya  çıkan  sorunları  çözmeye  çalışan tarzdır.  Kendisi  olmaktan  çıkıp  yoldaş olandır.

Halka, yoldaşlarına dokunan, hisseden anlayan, çözümleyen ve değiştirme gücü ve iradesi ortaya koyan tarzdır. Yanlış olan ise halkın ve yoldaşların dışında, komitenin  uzağında  yaşamaya  çalışan, hissetmeyen, anlayıp kavramayan, duyarsız ve ruhsuz bir dünyanın içinde bunalan, bir tepkisellik içinde sekterleşen, yabancılaşan pratik tarzdır.

Burjuva-feodal  sistemden  ödünç  alınan, onun ideolojik, yaşamsal, psikolojik etkisi altında kalan, onun iradesi ve gücü altında zayıflayarak silikleşen ve benzerleşen tarzlar, örgüt içinde kendisini bazen gizli  bazen  açık  bir  şekilde  yaşatabilir. Devrimci örgüt biliminde bunun adı bürokrat-burjuva tarzdır. Devrimci olmayan tarzdır.

Devrimci  olan  tarz  yapan  ve  yaptırandır.  Söylediğini  önce  kendisi  yapan sonra da yoldaşlarına yaptıran tarzdır. Bu tarzda emek, duyarlılık, bilinç ve yoldaşlık isteyen çaba vardır. Diğeri ise sadece söyleyen,  yapmadan  yaptıran  kolaycı tarzdır. O çalışmadan emek ve çaba orta-ya koymadan yaptırmaya çalışır.

Bu tarz, özel mülkiyet ideolojisinden ödünç alınan tarzdır. Yola çıktığı başlangıçtaki halka ve yoldaşlara hizmet iddiasından uzaklaşan, giderek yabancılaşan, farklılaşan burjuva tarzdır.

Burjuva öncülük tarzı sadece emir ve talimat vererek yaptırmaya çalışan durumundadır. O her zaman üstte kimsenin kolay ulaşamayacağı yerde ve konumdadır. Sorgulanamaz. Eleştirilemez. Söz söylenemez  bir  yerdedir.  Emek  ve  devrimci değerlerle yabancı; değiştiren dönüştüren, her  gün  mücadele  ve  emek  içinde  olan tarzdan uzak yabancı tarzdır. Hatırlatıldığında ise müthiş öfke duyan, söyleyeni alt etmek ve pişman ettirmek için hemen her fırsatı ve anı kollayan intikamcı ve gerici tarzdır.

Bu tarz öncülük komiteden, yoldaşlar-dan, emek dünyasından kopuk ve uzaktır. Kolektivizmi  işletmez.  Bireycidir.   Yoldaşlığı  değil  ahbap  çavuşluğu  esas  alır. Birlikte yer aldığı komitedeki yoldaşlarını çalışan memurlar olarak görür. Doğal olarak kendisini de amir olarak görür. Örgütü şirketinin mülkü gibi görür ve yönetmeye çalışır.

Kendisini de örgütün mutlak sahibi olarak görür. Hesap vermez, hesap sorar. Eleştirir ancak özeleştiri vermez. İşler iyi gitmediğinde, görevler yerine getirilmediğinde bağırır çağırır. Ona “sen ne yapıyor-sun?” deme cesareti gösterenlere müthiş öfke ve kin duyar. Üsttencidir. Kibirlidir. Bulunduğu  alanda  uzlaşmacılığı  dışına karşı da uzlaşmazdır. Yoldaş ilişkilerinde ahbap çavuşluğu yürütür.

Bu kaba görünen açığa çıkıp yaşanan bürokrat tarzın daha inceltilmiş halleri ve farklı çeşitleri de örgüt içinde yaşanır ve yaşatılmaya çalışılır. Bürokrat tarzda her zaman tümden uzağında ve dışında kalmaz. Kısmen belli yerlerde ve faaliyetlerin içinde yer alabilir. Ancak özde değil biçimde içindedir.

Düşünce ve ruh olarak komite ve yoldaşlar içinde değildir. Her şart altında söyleyen emir ve talimat veren durumdan  çıkamaz.  İçtenlikle  ve  bütün benliğiyle  yoldaşların,  halkın  içinde  ve yanında değildir. Yoldaşları halkı yürek-ten  hissetmez.  Hangi  biçime  bürünürse bürünsün öz olmayınca yabancı düşünce ve davranıştan sıyrılamaz.

Bürokrat  yönetim  tarzında  yürütülen devrimci  çalışmaların  sadece  komite  ve eleştiri-özeleştiri toplantılarındaki kısmın-da yer alır. Ancak kitlelerle, yoldaşlarla yakın politik bağ kurma, onların sorun ve talepleriyle  gelişim  çizgileriyle  ayrıntılı ilgilenme onlara devrimin sosyalizmin propagandasını  yapma  durumu  yoktur. Biçimde  sorumludur.  Toplantılarda  sorumludur.

Tekmil almada, rapor istemede, işin  hesap  sorma  kısmında  sorumludur. Ancak tekmil ve raporların değerlendirilip sonuçlarını yoldaşlara geri dönüşümünde yoktur.  Hesap  vermede  yoktur.  Üsten-ci-kibirli ve bencildir. Ne sağlam bir ideolojiye ne güven veren bir duruşa ne de yoldaşlar tarafından kabul görülmüş benimsenmiş bir pratiğe sahip değildir. Kendisini tamamlanmış gördüğü için öğrenme isteği yoktur. Yeni bilgileri, tecrübe ve deneyleri öğrenme isteği olmadığı için öğretme yönü de zayıftır.

Özgüveni  zayıftır.  Bunu  kapatmak  için  biçime  önem  verir,  farklı görünmeye  çalışır.  Kendisini  dışına ve yoldaşlarına farklı yansıtır. Kendisine  gelen  eleştirilerden  rahatsız olur. Özeleştiri vermede cesur değil. Ürkek  ve  tutuktur.  Ne  dediği  anlaşılmaz. Çünkü özeleştiriden oldukça rahatsızlık duyar. Bürokrat  tarz  biçim  ve  şekilde görünüşte örgütlüdür.

Yaşamda, yoldaşların ve halkın güven duyulan pratiğinde yoktur. Yaşam bulduğu, beslendiği var oluşunu devam ettirmeye çalıştığı yer örgüt içindeki liberalizmdir. Uzlaşan, devrimci olmayan anlayış  ve  hareketlere  ses  çıkarmayan, yanlışa sürekli göz yuman, hataların geçiştirildiği  ortamlardan  beslenir. Kendi yaptığı hataları küçülten, yoldaşlarının  yaptığı  hataları  büyüten tarzı, örgüt içinde yoldaşlar nezdinde kırılganlığı ve güvensizliği yaratır.

Bürokrat tarz aynı zamanda ben merkezciliği besler ve ondan beslenir. Kendini her şeyin merkezine koyar. Örgüt  kendisidir.  Söyledikleri  örgü-tün görüş ve kararlarıdır. Tartışılmaz. Üzerinde konuşulmaz. Ve tartışılma-sına müsaade etmez. Şimdiye  kadar  bahsedilen  vurgulanan  tarzda  kolektivizme,  özgür, eşit,  adil  bir  topluma  ve  yoldaşlığa dair  bir  şey  bulunduğu  söylenebilir mi?

Fikir ve görüşler, karar ve hare-ketlerin merkezinde birey ve ona ait olan dünya ve bencil ilişkiler vardır.  Örgütle  kılıflanmış, devrimcilikle örtülmüş yaşamda,  bireyciliğe  ve  bencilliğe  ait sistemin  kendisi  vardır.  Burjuva  feodal sistemin  yönetsel  anlayışının  sayısız  iz ve izdüşümlerinin kolektivizm-örgüt-devrimcilik adına gizlenmesi vardır.

Bürokrat yönetim anlayışına ait, ben merkezci-sekter-liberal  tüm  hastalık  ve kötülükleri deşifre edip, ideolojik olarak mahkum  edip  yerine  özgür-eşit-adanmış devrimciliği  halka,  yoldaşlara  hizmeti esas  alan  tarzı  koymak  gerekir.  Eskiyi, köhnemişi atıp yerine her gün kendisini devrimci  pratiğin  örsünde  şekillendiren, yenileyen-düzenleyen-yaratan bir devrimciliği esas almalıyız.

“Komutan cephede komutandır” anlayışının güvenilir komutan  Martager  Nubar  Ozanyan  yoldaşın yaşamı ve parasız-mülksüz-kariyersiz ve ünsüz devrimciliği örnek alınmalıdır. Bu bilinç,  bu  kararlılık  ve  sarsılmaz  irade, pratikte güce çevrildiğinde yenilmez bir devrim ordusu ve sarsılmaz devrim savaşçıları yaratılır

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu