GüncelManşet

“Halkların Birleşik Devrim Hareketi” kuruldu

H. Merkezi: Türkiye’de mücadele yürüten TKP/ML, PKK, THKP-C/MLSPB, MKP, TKEP-LENÎNÎST, TÎKB,  DKP, DEVRÎMCÎ KARARGAH, MLKP gibi devrimci örgütler aralık ayından itibaren yürütülen tartışma sürecinin ardından güç ve eylem birliği olarak tanımladıkları Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin kuruluşunu bir bildiriyle ilan etti.

Faşizmi kahredecek bir umut ışığı

ANF’de geçen habere göre gerilla alanlarında gerçekleştirilen toplantıya katılan Birleşik Devrim Hareketi’ni oluşturan örgütlerin temsilcileri bir bildiriyle kuruluşun amaç ve hedeflerini duyurdu. Bildirinin ilanı öncesi açıklamada bulunan PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan “Bugün burada faşizmi kahredecek, halklarımız için ise yeni bir umut ışığı olacak bir bilgiyi paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz” diye seslendi. Türkiye ve Kürdistan’ın devrimci örgütleri olarak aralık ayından bu yana yürütülen tartışmaların güç ve eylem birliği temelinde bir birlikle sonuçlandığını belirten Kalkan birliğe katılan örgütlerin adlarını şöyle sıraladı: TKP/ML, PKK, THKP-C/MLSPB, MKP, TKEP-LENİNİST, TİKB, DKP, DEVRÎMCÎ KARARGAH ve MLKP.

Birleşik Devrim Hareketi’ne ayrıca Proleter Devrimciler Koordinasyonu katılım gösterirken Diriliş Hareketi adlı örgütün de toplantı süreçlerine katılarak birliğe katılmak üzere olumlu görüş beyan ettiği belirtildi.

Biz buradayız…

Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin 12 Mart’ta kuruluşunu ilan etmesinin önemine de değinen Kalkan şöyle konuştu; “12 Mart 1971 faşist askeri darbesinin 45’inci yıldönümünde, 12 Mart 1995 Gazi Katliamı’nın 21’inci yıldönümünde, yine 12 Mart 2004 Qamışlo Katliamı’nın 12’inci yıldönümünde ilan ederek faşizme, emperyalizme ve her türlü gericiliğe karşı devrim için, özgürlük için, sosyalizm için, demokrasi ve halkların kardeşliği için mücadelede kararlı olduğumuzu bütün Türkiye ve Kürdistan halklarına ve insanlığa duyuruyoruz. 12 Mart 1971 faşist darbesinin 45’inci yıldönümünde böyle bir birlik ilanında bulunarak devrimin, demokrasinin, sosyalizmin zaferde kararlı ve iddialı olduğunu bir kere daha açıkça ifade ediyoruz. 12 Mart faşist darbesi Mahir Çayan’ları, Deniz Gezmiş’leri, İbrahim Kaypakkaya’ları katletti. Ancak onların ruhu, direnişleri, bilinç, amaç ve özlemleri tap taze burada bulunuyor. Biz buradayız; özgürlük,  demokrasi ve sosyalizm sevdamızı 45 yıl önceki süreçte var olduğu gibi bu gün de sürdürüyoruz. 12 Mart ve 12 Eylül faşist darbelerini restore ederek faşizmi yeniden kurumlaştırmaya ve yeni bir faşist diktatörlük kurmaya çalışan AKP faşizmine karşı başarı çizgisinde devrimi zafere götürme amacıyla biz bu birliği oluşturmuş bulunuyoruz.”

5eB921AE3FE6EACD005A36ED39CA0B410848AD865D9E4B02EED75epimgpsh fullsize distrFaşizme karşı mücadele etmek isteyen herkese açığız

Konuşmasının ardından diğer devrimci örgütlere ve toplumsal kesimlere de çağırı yapan Kalkan, faşizme karşı mücadele etmek isteyen herkesi birliğe davet ederek “ortak mücadele edeceğiz, birlikte kazanacağız” dedi.

Duran Kalkan’ın konuşmasının ardından bildiriler Türkçe ve Kürtçe olarak okundu. Okunan bildiride Ortadoğu’da yaşanan krizin ve katliamların tahlili yapılırken, emperyalist ve gerici ulus yapısı olarak tanımlanan güçlerin tüm insanlığı tehdit eden bir dünya savaşına yol açtığı vurgulandı. AKP’nin de bu güçlerle birlikte bu kanlı savaşta ortaya çıkan en kirli ittifakların içerisinde olduğunun belirtildiği bildiride, devamla şunlar ifade edildi: “AKP hükümeti emperyalistlerle birleşen ve çatışan çıkarları temelinde bölge halklarına karşı sürdürülen bu kanlı savaşta uluslararası ve bölgesel en kirli ittifaklar içerisindedir. Aynı biçimde ülke içinde de tüm halklarımıza karşı kanlı ve topyekûn bir saldırıya geçmiş durumdadır. Kendine yönelen tüm muhalefeti devlet terörü sokak infazları, kitlesel katliamlar ve yaygın tutuklamalarla ezmeye çalışırken aynı zamanda Kürt halkına karşı da yüz binlik şehirleri tank ve top ateşiyle yerle bir ederek kitlesel soykırım uygulamaktadır. TC egemenlik sisteminin geleneksel, modern ve tüm gerici ve faşist güçleri arkasında toplayarak tüm muhalefeti ezmek ve tek parti diktatörlüğünü kurmak için çalışmaktadır. Bu kanlı ve faşist ittifakı da Kürt düşmanlığı üzerinden sürdürmektedir.”

Bölge güçlerinin yarattığı ağır tahribat acı ve sömürünün devrimci durumu olgunlaştırdığı ve Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin önünü açtığı belirtilen açıklamada devamla şunlar belirtildi: “Dolayısıyla bugün Rojava devrimini, Kürt öz yönetim direnişlerini ve halklarımızın Birleşik Devrim mücadelesini savunmak ve sürdürmek demek tüm ezilenlerin, emekçilerin, aydınların, demokratların ve tüm halkın can güvenliğini ve geleceğini savunmak demektir. Söz konusu bütün değerlere sahip çıkmak demek dünya halklarının geleceğini savunmak demektir. Bu düzen altında Türkiye’de hiçbir toplum kesiminin geleceği güvende değildir. Aleviler, laik demokrat kesimler, emekçiler, yoksullar, tüm muhalif güçler saldırı altındadır. Kürt özyönetim direnişleri kırılırsa AKP aynı saldırganlıkla ve acımasızlıkla Türkiye’deki muhalefeti kanla bastıracaktır. Dolayısıyla Türkiye’de tüm ilerici, devrimci güçlerin ve emekçi halkın geleceği Kürt direnişinin geleceği ile iç içe geçmiştir.”

Önlenmezse kanlı bir diktatörlük doğacak

Bildiri sonunda Türkiye’deki mevcut durumun eğer önlenemezse kaçınılmaz olarak daha kanlı bir diktatörlüğe doğru gidileceği uyarısında bulunarak “Bu gidişi yalnız ve yalnız halkların birleşik direnişi ve devrimi önleyebilir. Ya daha kanlı bir diktatörlük kurulacak ya da halklarımız örgütlenip silahlanarak cihatçı faşist AKP çetesini dayanaklarıyla birlikte yerle bir edecektir.” denildi

Okunan bildirinin ardından söz alan MLKP temsilcisi Ferzad Can Halkların Birleşik Devrim Hareketini halklara kutlayarak şunları ifade etti: “son olarak şunu söylemek istiyoruz; emperyalizme, kapitalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı halklarımız artık alternatifsiz değildir. Halkların Birleşik Devrim Hareketi demokrasi, özgürlük, adalet, eşitlik ve devrim şiarıyla oluşturulmuş devrimci birleşik bir önderliktir. Halklarımızı, işçi ve emekçileri, ezilenleri, başta aleviler olmak üzere farklı inançlara sahip halklarımızı, kadınları, gençleri Birleşik Devrim Hareketi saflarında birleşmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz. Halkların Birleşik Devrim Hareketi halklarımıza kutlu olsun diyor, zaferler getirmesini diliyoruz.”

Açıklama atılan “Kahrolsun Faşizm” “Yaşasın devrim” “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganlarıyla son buldu.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin Temel Amaç ve İlkeleri şöyle belirtildi:

“HALKLARIN BİRLEŞİK DEVRİM HAREKETİ (HBDH)

Temel Amaç ve İlkeler

Sovyetler Birliğinin çözülüşünün ardından, dünyayı yeniden paylaşmak isteyen emperyalistler, krizin derinleştiği koşullarda, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi. Uygulanan emperyalist politikalardan dolayı Ortadoğu’daki statüko kesin bir şekilde sürdürülemez hale geldi. Bu yüzden de, uluslararası tekelci sermaye güçleri kendi çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’yu ve bölgeyi yeniden dizayn etmek istemektedir.

1991 Körfez Savaşıyla başlayan, Afganistan ve Irak’la devam eden ve bugün Suriye, Irak ve Türkiye üçgeninde odaklanmış olan Ortadoğu’daki savaşla, bölgedeki eski yapılanma ve güç dengelerinde çok önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Kapitalist-emperyalist güçler, bölgenin parçalı ve çatışmalı yapısından yararlanarak, kendi egemenlik sistemlerini yeniden tesis etmeye çalışmaktadır. Bölgenin statükocu ulus-devlet güçleri de, daha çok faşizme ve diktatörlüğe yönelerek, mezhepsel-dinsel ve etnik çelişki ve çatışmaları öne çıkarmaktadır. Bu yolla, kendi varlıklarını sürdürebilmek için çaba harcamaktadır. Tüm bunlara karşı, Arap halklarının isyanı baş göstermiş, sonrasında ise halkların demokratik alternatifi olarak Rojava Özgürlük Devrimi bir kıvılcım biçiminde belirmiştir. Bu devrim başka bir Ortadoğu’nun da var ve imkân dahilinde olduğunu herkese kanıtlamıştır.

Bölgenin en temel özgürlük ve demokrasi meselelerinden biri olan Kürt sorununun demokratik çözümü, bugün her zamankinden çok daha fazla kendini dayatmaktadır. Rojava Kürdistan’ında gelişen devrimci çıkış, demokratik Ortadoğu devrimi ekseninde, Kürt sorununun çözümünün nasıl bir temelde olabileceğini ortaya koymuş durumdadır. Bu nedenle, kapitalist-emperyalist, statükocu ve yerel gerici güçler, elbirliği ederek baskı ve saldırılarla Rojava Özgürlük Devrimini boğmak istemektedir. Dolayısıyla Özgür Rojava’nın korunması, savunulması ve çoğaltılması bugün tüm devrimci-demokratik güçlerin en önemli görevlerinden biridir.

Gezi-Haziran ayaklanması, 6-8 Ekim serhildanları ve 7 Haziran 2015 genel seçiminde kaybeden faşist AKP ve Erdoğan çetesi Türkiye ve Kürdistan halklarına topyekün savaş ilan etti. DAİŞ ile işbirliği içinde, Rojava Devrimine, emekçi halklarımıza ve bölge halklarına karşı siyasi, askeri saldırılar yürütmektedir. Onlar, bir yandan Rojava’yı işgal planları yaparken, diğer yandan da, Silopi, Cizre ve Sur başta olmak üzere, tüm Kuzey Kürdistan kent ve kasabalarında tam bir faşist terör ve soykırım uygulamaktadır.

 

Emperyalizmin işbirlikçisi Türk egemen sınıfları ve faşist AKP iktidarı, devrimci-demokrat güçlere, aleviler başta olmak üzere, ezilen inanç gruplarına, Kürt ulusunun demokratik kazanımlarına, ezilen ulusal topluluklara, laik demokratik kesimlere, işçi ve emekçilere, kadınlara, gençliğe, ekolojistlere, ilerici aydınlara, LGBTI’lere düşmanlık etmekte, saldırmakta, katliamlara başvurmakta ve şovenizmi kışkırtmaktadır.

Faşist TC’nin ve AKP’nin söz konusu terör ve soykırım uygulamaları, halklarımızın birlikte ve kardeşçe yaşama zeminini yok edecek kadar büyük bir tehlike içermektedir. Dolayısıyla AKP faşizmine dur demek ve onu yenilgiye uğratmak, bugün tüm Türkiye halklarının ve devrimci-demokratik güçlerinin en önemli, birincil ve ertelenemez görevi haline gelmiştir.

Faşist AKP iktidarının ve Türk gerici egemen sınıflar devletinin yenilgisi, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ı halklar için, özgür ve demokratik yaşam toprağı haline getirecek, Ortadoğu devriminin önünü açacaktır.

Ancak bu sonuçların elde edilebilmesi için, emekçi halklarımızı eğitip örgütleyecek ve mücadeleye seferber edecek güçlü bir devrimci öncülüğe ihtiyaç vardır. Mevcut haliyle devrimci parti ve örgütlerin yürüttüğü çalışmalar, belli gelişmeler yaratsa da, ihtiyaç duyulan öncülük düzeyini oluşturmaya yetmemektedir. Güçlü bir devrimci mirasa sahip Türkiye Devrimci Hareketi, bugün çok büyük bir potansiyele sahip olsa da, Kürt özgürlük direnişince beslense de, mevcut parçalı duruş, gereken politik ve pratik gücü ortaya çıkaramamaktadır. Dolayısıyla faşizme ve egemen sisteme karşı, devrimimizi zafere götürebilmek için, devrimci parti ve örgütlerin politik ve pratik birliği önemli bir şart olmaktadır.

Mevcut durumu bu temelde değerlendiren bizler; Kürt ulusunun, Türkiye emekçilerinin, gençlerin ve kadınların, Ortadoğu halklarının ve insanlığın başına bela haline gelmiş Erdoğan sultası ve AKP faşist iktidarını yıkmak, demokratik bir Türkiye ve Özgür Kürdistan’a varmak, tüm Ortadoğu’da ve dünyada özgür ve demokratik yaşama katkı sunmak amacıyla ve aşağıdaki ilkeler temelinde bir araya geldik. Faşizme karşı Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ni ilan ederek, bu temelde mücadeleyi büyütmeye karar verdik. Bilincimiz, inancımız ve yoldaşça dayanışmamız, tüm görev ve sorumluluklarımızı başarmada gerçek güç kaynağımızı oluşturacaktır.

A-Siyasi Amaçlar

Emperyalizme karşı olunması. Tüm antifaşist, devrimci, demokrat, sol, sosyalist, komünist, feminist, ekolojist ve özgürlükçü hareketlerle ilişki ve dayanışmanın geliştirilmesi.

Faşizme ve her türden gericiliğe karşı olunması. 12 Eylül faşist-askeri rejimini restore ederek sivil faşist diktatörlük biçiminde kurumlaştırmak isteyen AKP iktidarının ve dayandığı mevcut sistemin yıkılması. Tam bir ifade, örgütlenme ve inanç özgürlüğü temelinde, tüm ezilen kimliklerin kendini özgürce örgütleyip yaşattığı, yeni demokratik bir sistemin kurulması. Dinin siyasallaştırılmasına ve devlet dinine karşı mücadelenin geliştirilmesi. Demokratik islami hareketle dostluk çizgisinde hareket edilmesi.

Emperyalist ve işbirlikçi tekelci kapitalist baskı ve sömürüye karşı olunması. İşçi sınıfı ve yoksulların taleplerine sahip çıkılması ve bu uğurdaki bütün mücadelelerin aktif savunulması. ”İşçilerin birliği ve halkların eşit temelde kardeşliği”nin savunulması. Üretenin yönetmesi ilkesi temelinde ve yeni bir ekonomik ve sosyal yaşamın esas alınması.

Kürdistan üzerindeki inkârcı ve soykırımcı sisteme karşı olunması. Kürt ulusunun iradesinin koşulsuz kabul edilmesi. Kürt sorununun Türkiye’nin demokratikleştirilmesi temelinde çözümünün gerçekleştitrilmesi için özgür koşulların yaratılması.

Ulusal topluluklara demokratik haklarının tanınması, özgür gelişiminin desteklenmesi ve tam hak eşitliğinin sağlanması.

Erkek egemen sisteme karşı, kadın özgürlüğünün ve eşitliğinin esas alınması. Bu temelde özgün kadın örgütlülüğünün ve mücadelesinin geliştirilmesi için aktif çalışılması.

Başta Kürt halk önderi Abdullah Öcalan olmak üzere tüm devrimci tutsakların özgürlüğü için mücadele edilmesi.

Gençlik örgütlenmesine ve mücadelesine özel önem ve destek verilmesi.

Doğanın ve çevrenin korunması. Doğayı rant kapısına çeviren ve dünyayı yaşanamaz duruma getiren tüm politikalara karşı konulması.

Fiili meşru mücadele temelinde, silahlı veya silahsız miting, yürüyüş, protesto, grev ve boykottan en kapsamlı kitle direnişleri ve yerel ayaklanmalara kadar zengin kitle eylemliliklerinin geliştirilmesi. En dar bireysel eylemden milise ve gerillaya varan, devrimci şiddet eylemlerini içeren çok yönlü ve zengin bir eylem çizgisinin uygulanması.

Böyle bir eylem çizgisini hayata geçirebilmek için, başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere, toplumun ezilen ve sömürülen tüm kesimlerinin ve demokrasiden yana olan güçlerinin örgütlendirilmesi, eyleme seferber edilmesi. Tüm demokratik kurum ve kuruluşların, demokratik kitle örgütlerinin mücadelesinin desteklenmesi.

B-Örgütsel İşleyiş ve İlkeler        

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) yukarıda belirlenen siyasi amaç ve ilkeler doğrultusunda yasadışı ve gizli temelde örgütlenir. HBDH, demokratik siyaset alanının alternatifi değildir. Demokratik siyaset alanının gelişmesinden yana olur.

HBDH’ye katılma ve ayrılma her örgütün özgür iradesiyle olur. HBDH içerisinde örgütsel işleyişe ve ilkelere devrimci disiplin temelinde uyulur.

Her örgüt bulunduğu alanlarda ve yürüttüğü çalışmalar temelinde HBDH’ye katılım gösterir. HBDH’ye en fazla katılım ve amaçlarının başarıya götürülmesi için seferber olma esastır.

Tüm HBDH çalışmalarını koordine eden ve HBDH içerisinde yer alan tüm örgütlerin temsilcilerinden oluşan bir Konsey oluşturulur. Konsey belirlenen süreler içerisinde toplanır. Kararlarda genel mutabakat aranır, bunun sağlanamadığı durumlarda kararlar salt çoğunlukla alınır. İki konsey toplantısı arasında pratik çalışmaları yürütmek ve takip etmek amacıyla kendi içinden bir koordinasyon oluşturur.

HBDH Konseyi, kendi altında mücadelenin ihtiyaç duyduğu her alanda komite, koordinasyon ve komutanlıklar örgütleyebilir.

HBDH tüm organları arasındaki örgütsel işleyiş rapor alma ve talimat verme temelinde olur.

HBDH içerisinde yer alan örgütler arasındaki ilişkiler yoldaşça güvene ve burada sıralanan ilkelere dayanır. Bunlara ters düşenler için eleştiri ve özeleştiri mekanizması işletilir.

HBDH içerisinde yoldaşça ideolojik mücadele ve siyasal-eylemsel birlik ve ajitasyon/propaganda da serbestlik ilkesi esastır.

HBDH, temel ilke ve bağımsız siyasi irade konularında her bileşen üyesinin bağımsız tavır alma hakkını garanti eder, kararlar karşısında azınlığın haklarını korur, her bileşenin şerh düşme hakkı vardır.

 

23 Şubat 2016

PKK- TKP/ML- MLKP- DKP- TKEP/LENİNİST- MKP-

THKP-C/MLSPB- DEVRİMCİ KARARGAH- TİKB”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu