GüncelManşet

“Burjuva hukukundan bir beklentimiz yok!”

H. Merkezi: TÖPG üyesi Kader Ortakaya’nın Kobanê’ye geçtiği sırada askerler tarafından sınırda katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Konuya ilişkin İHD ve Ortakaya’nın avukatı, dava sürecine ilişkin İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.

Kader Ortakaya’nın ölüm yıl dönümüne ve dava sürecine ilişkin yapılan basın toplantısına Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş sözcüsü Sebahat Tuncel, cenazesi aylardır sınır kapısından içeriye alınmayan Aziz Güler’in abisi Ersin Umut Güler, Sanatçı Pınar Aydınlar, Ortakaya’nın davasına bakan Avukat Tamer Doğan TÖPG üyesi Meral Çınar katıldı. Bunların yanı sıra Partizan Şehit ve tutsak Aileleri (PŞTA), Devrimci Parti, Halkevleri, Emek ve Özgürlük Mücadelesi ve Kaldıraç temsilcileri de basın toplantısına katılım sağladı. Basın toplantısında duvara, “Ateşi tutuşturan kıvılcımlara selam olsuz, Kader Ortakaya’yı anıyoruz, Kader’i katledenler, Aziz’in cenazesini vermeyenlerdir” yazılı bir pankart asıldı.

“Yoldaşlarımızı katledenlerden hesap soracağız”

Basın toplantısında ilk olarak Kader Ortakaya’nın, davasının bir yıldır hala görülmediği ve katilinin hala yargılanmadığı bilgisi verildi. Ardından Basın açıklamasını okuyan Meral

Çınar, Ortakaya’nın kadın kimliğiyle vermiş olduğu mücadeleye dikkat çekerek, küçük yaşlarda parça başı işçiliği yaptığını ve işçi sınıfı içerisinden gelerek, Haziran Ayaklanması’nda, Gezi İsyanı’nda ve birçok işçi direnişlerinde yer aldığını bildirdi.

Ortakaya’nın Kobanê’ye, kadınlara ve Kobanê halklarına özgürlüğü götürmek için yola çıktığına vurgu yapan Çınar şunları söyledi: “Bilinmelidir ki, Arin Mirkan’dan, Kader Ortakkaya’ya bu topraklarda bir kadın ayaklanması yaşanıyor. Ve kadınlar özgürlüğü ve yaşamı kendi elleriyle doğuruyorlar. Kader yoldaşın katilleri bellidir. IŞİD çetelerine cephe geriliği yapan, Kobanê direnişini boğarak, Rojava’yı düşürmek ve en nihayetinde Kürt özgürlük hareketini tasfiye etmek isteyen TC’nin AKP iktidarıdır.”

“Bilinmelidir ki, yoldaşımızın direnişi direnişimiz, devrimci iradesi irademizdir” diyen Çınar son olarak şu mesajı verdi: “Arin’in, Kader’in ve Aziz yoldaşların onurlu direnişleri direnişimizdir. Yoldaşlarımızı katledenlerden hesap soracak, bıraktığı bayrağı Toplumsal Özgürlük saflarında devrimci kavgamızda dalgalandıracağız.”

 

“Burjuva hukukundan bir beklentimiz yok!”

Basın açıklamasının ardından hukuki sürece ilişkin bilgi veren avukat Tamer Doğan, hukukun sistem tarafından çok rahat kullanıldığını vurgulayarak, “Kader aslında bize göre hiç olmayan bir sınırı geçtiği için vuruldu. Şunlara gerek bile duymuyorum, elinde silah yoktu vs… Kader kafasından vuruldu. TÜBİTAK veya OTTÜ’den sağlam bir (ne kadar tarafsızsa) sağlam bir otopsi raporu istiyoruz. Çünkü o dönemlere burjuva medyada Kader’in, ‘çatışmaya girdiği kafasına şarapnel parçası geldiği’ işleniyordu. Oysa bir sürü görgü tanığı var, başından orada hedef gözetilerek vurulduğuna dair. Arkadaşlar bu olayın tanıklığını yapmak istiyor ancak şu ana kadar savcı bir tanığı dahi dinlememiş durumda.”

Hukuksal anlamda şu zamana kadar hiçbir ilerleme kaydedilmediğine dikkatleri çeken Doğan, Burjuva hukukundan bir beklentilerinin olmadığını amaçlarının katliamları gündemde tutmak olduğunu bildirdi. Doğan son olarak ne olursa olsun davanın takipçileri olacaklarını vurguladı.

“Bu yaptıklarıyla buradan sınırın ötesine geçemezsiniz demeye getiriyorlar”

Doğan’ın ardından, Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı savaşırken şehit düşen ve cenazesi hala Türkiye’ye alınmayan Aziz Güler’in abisi Ersin Umut Güler konuştu. Katledilen bu insanların Ortadoğu halklarına özgürlüğü müjdelemek için gittiğini bildiren güler TC devletinin bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu bildirdi. Keyfi uygulamalarla cenazelerini hala alamadıklarına işaret eden Güler, bu ülkedeki hukuk sisteminin ancak devlet istediğinde hızlandığına dikkatleri çekti. “ ‘Aziz’in cenazesi aileyi maddi manevi zorlayacak’ gerekçesi ile kardeşimin cenazesini hala vermiyorlar. Bunlar keyfi uygulamalardır” diyen abi Güler devamında şunları dedi: “Bu yaptıklarıyla buradan sınırın ötesine geçemezsiniz demeye getiriyorlar. Biz şehit ailelerine Kader’in ve Aziz’in yoldaşlarına, ‘sınırı geçerseniz ölürsünüz, cenazenizi dahi ailelerinize vermeyiz’ mesajı veriyorlar. Şu çok iyi bilinmeli ki, Aziz’i buraya getirene kadar mücadele edeceğiz ve Aziz gibi daha nice özgürlük yolunda mücadele etmek isteyen gençlerde oraya gitmek için mücadele edecek.”

Güler’in ardından Sebahat Tuncel söz alarak, Kobanê’de, Suruç’ta, Amed’de, T. Kürdistan’ında ve son olarak Ankara’da katledilenlerin anısını ve mücadelesini yaşatmak için birlikte omuz omuza mücadele etmek gerektiğine vurgu yaptı. Devamında devletin yapmış olduğu katliamlarla iktidara geldiğine dikkat çeken Tuncel iktidarın bundan sonrada kan dökeceğine ancak halklar birlikte oldukça bu katliamların aza indirgeneceğine vurgu yaptı.

Son olarak söz alan sanatçı Pınar Aydınlar, Ortakaya’nın katledildiği gün orada olduğunu ve Ortakaya’nın devletin kolluk güçlerince katledildiğini bildirdi. Ortakkaya ile olan sohbetlerinden bahseden Aydınlar, Ortakaya’nın devrimci duruşundan bahsederek, “Arinlerin, Suphi Nejatların, Kaderlerin ve daha ismini saymakla bitiremeyeceğim nice ölümsüz savaşçıların mücadelesi hepimizin, hepinizin verdiği mücadelede yaşayacaktır” dedi.

Kurum temsilcilerinin konuşmalarının ardından basın toplantısı son buldu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu