Güncel

 ANI/ANLATI | Tufan ( Murat ) Çelik yoldaşın anısına

Unutmamak  için emek vererek yüceltmeye çalıştığı değerleri bir adım daha ileriye taşıma sorumluluğumuzu yerine getirerek bunu başarabiliriz.

Asıl soru nereden ve nasıl başlamalı? Yirmi üç yıllık bir yoldaşlığın ve tanışmışlığı satırlara nasıl dökebilmeli? Doğruluğu, yanlışlığı, eksikliği, güzelliği, mütevaziliği, bilgi birikimini nereye koyabilmeliyiz?

Abartmadan, kırıp dökmeden, yalın ve duru anlatabilmek becerisini gösterebilmek… Kısacası yarım asra dayanan yoldaşlık öyküsünü duygular ile yoğrulmuş kelimelerle  ifade etmek zor olacak.

Murat Çelik ama Avrupa da hepimizin bildiği Tufan. Yakalandığı hastalığından bu yana dört yıl yaşamla mücadele etti. Bu yaşam mücadelesini yaşamının en olgun döneminde kaybetti. Mütevazi bir yaşamı vardı. Aşırıyı sevmeyen pek ortalıkta göze batmayan, sessiz biraz utangaç biraz paspal bir tarz. Üniversite kökenli ve aynı zamanda Türkiye’de birlikte mücadele ettiği Komsomol gençliğinin heyecan ve bilgi birikimini üzerinde taşıyordu. Seminerin ve eğitim çalışmalarındaki anlatım ve bilgi akışı onu dinleyene katkı sunuyordu.

Panel ve tartışmalarda sakin ama sert hiddeti göze batan yanlarıydı. Okumayı ve araştırmayı seven ama pratik faaliyette yaklaşım isteği zaman zaman zayıf olan bir yoldaşımızdı .Teorik bakış açısındaki zenginliği pratik faaliyete farklılık katardı.

Yoldaşlarına yaklaşımı sevecen ve kazanımcıydı. Ama utangaç ve çekingen duruşunu üzerinden atamayan nadir yoldaşlardan biriydi. Bu yönünü Cafer yoldaşa benzetiyorum.  Türkçe imla ve yazım kurallarına çok hakim bir yoldaştı. Avrupa da eğitim konuları üzerine yapılan çalışmalarda yazımlarda tereddütsüz yazım katkıları vardı. Yazımların da imla hataları neredeyse yok gibi güçlü bir kalemi vardı.

Kendisine ayrıcalık istemezdi.

Abartıyı sevmezdi. Yanlış bulduğunu her ortamda ifade ederdi. Yoldaşlık kavramını uygulamaya çalışır ama kişi fetişizmini ret ederdi. Son dönemlerde bazı dergilerin çıkarılmasında o derginin editini yapmada oldukça emeği geçen yoldaşlardan biriydi. Kısacası yaşam hikayesinde o yaşamı bir bütün kurmada ve korumada yani kesitlerinde haksızlık ve hatalar yaptı. Aynı zamanda bu kesitler onun örgütlü mücadelede kolektifin dışında kaldığı yıllar oldu.

Bu onun en büyük eksikliği oldu. Bütün bu süreçlerle yüzleşebildi mi onu bilemiyorum. Bildiğim şu ki; insanların hayatın içinde yanlışlıklar yapabildiğidir. Asıl olan bu yanlışlar ile yüzleşe bilme cesaret ve cüreti gösterebilmektedir .Olması gereken yere dönebilmek ve mücadeleye katkı sunmaktır. İşte bu noktada Tufan yoldaşın sonuçta durduğu veya döndüğü yer kolektifin  yanıydı. Zaten uzun dönemdir yaşadığı alandaki kitle örgütünde yöneticilik yapması emeğini sunması bunun bariz örneğiydi. Ve cenaze merasiminde her kesimden yüzlerce yoldaşı ve dostunun sahiplenmesi de bu sevgi ve saygınlığın sonucuydu.

Vasiyetinde söylediği gibi “Dini tören istemiyorum. Beni yoldaşlarım uğurlasın ama abartmadan ve sade”. Tıpkı yaşamdaki duruşu gibi. Öylede oldu…

Kısacası  sınırlı yaşam içinde yetmeyen zamana yoldaşlık, mütevazilik, emek, sevgi, güven, geride yetiştirdiği ve hala faaliyetleri omuzlayan yoldaşları, onlarca değer….Yirmi üç yıllık yoldaşlık ve tanışıklıkta bıraktığı derin sevgi ve güven.

Unutmamak  için emek vererek yüceltmeye çalıştığı değerleri bir adım daha ileriye taşıma sorumluluğumuzu yerine getirerek bunu başarabiliriz. Bu geleneği yaşatabiliriz. Ve bu gerçekliği yaşatabildiğimiz oranda yoldaşlık değeri giden bedenlere rağmen geride kalanların zihinlerinde yaşam bulacaktır.

Sevgi ve özlem ile Tufan yoldaşım…..

(Bir Yoldaşı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu