GüncelManşet

“Siz kimi kimin topraklarından kovuyorsunuz?”

Yeni Demokrat Gençlik olarak yaklaşık 4 aydır örgütlediğimiz kampanyanın pratik bir adımı olarak yaklaşık 20 gündür burada yer alıyoruz. Burada yeteri kadar gönüllü arkadaşın olmadığı ve o yüzden birçok şeyin aksadığı dikkatimizi çekti. Gever gençliği ise Gever’de kalmamış evlerinin ve yaşam alanlarının yok edilmesinden kaynaklı köylere ve farklı şehirlere göç etmek zorunda kalmış o yüzden buradaki bütün işlerin sadece gönüllü arkadaşların üzerinden yürümesi çok dikkatimizi çekmişti. Hemen hemen her gün mahallere 2 veya 3 araba yardım dağıtımı yapılıyor burada.

Yasak zamanı belediyenin birçok aracına el konulmuş olmasından kaynaklı birçok şey kısıtlı. Yasağın kalkmasından sonra evlerine dönen insanlar evlerinin yerine sadece moloz yığını kalmış olarak görmesi ayrı bir öfke yaratmış. Geçen gün Cumhuriyet mahallesinde dağıtım yaptığımız sırada bir aile bizi evine davet ederek soğuk bir ayran ikram edip orada biraz aile sohbet etme imkanımız olmuştu. Ailenin küçük kızı Berivan’ın, “yasağın olduğu sıralar köye gitmek zorunda kalmıştık o yüzden sadece yanımıza üstünde yatacağımız döşekleri almıştık çok merak ediyordum evimi her gece ağlıyordum çünkü sürekli mahallemizden dumanlar yükseliyordu sonra babam bize yarın yasağın kalktığını söyledi o gece yatamadım çok heyecanlıydım evimize gidecektik sabah erkenden kalkıp evimize doğru yola koyulduk evimize geldiğimizde ise evimizin tavanı tamamen çökmüş ve yanmış şekilde bulduk ve hiçbir eşyamız sağlam kalmamıştı çok üzülmüştüm geceleri yatamıyordum neden böyle yaptıklar neden evimizi yıktılar diye sürekli kendime sorular soruyordum tek bir nedeni vardı sırf Kürt olduğumuz için evimiz böyle olmuştu yüz yıllardır böyle sürüyor babamların köylerini de aynı böyle yakmışlardı yine aynısı yapılmak isteniyordu bizi buradan da göç ettirmek istiyorlardı ama biz bu sefer hiçbir yere gitmeyeceğiz topraklarımı o işgalcilere bırakıp gitmeyeceğiz.” sözleri bizi çok etkilemişti. 12 yaşında bir çocuğun bile bunların farkına varması çok umutlandırmıştı bizi. Ne yazık ki burada yaşanan olaylar sadece burası ile sınırlı kalıyor batıda insanların bir çoğunun bu olaylardan hiçbir haberleri yok. Bizde batıdan gelmiştik bazı şeylerin farkındaydık ama insanların internette veya televizyondaki gibi değildi burası. İnsanların kendi gözleriyle görmesi arasında dağlar kadar fark var.

İnsan buraya gelince her şeyin gerçek boyutunu görüyor, buradaki ailelerin ne kadar zor durumda olduklarını anlıyor.

Burada insanların bütün yaşam alanları yok edilmiş durumda. Aklıma Selma Irmak’ın söylediği söz geliyor ‘devlet burada savaşı halkın eviyle toprağıyla yapmış.’ Gerçektende öyle… Cumhuriyet, Güngör, Orman, Eski Kışla mahallerinde neredeyse hemen hemen bütün evler TC’nin katil sürüleri tarafından yıkılmış. Yıkamadıklarını ise yakmış. Sokağa çıkma yasağı sözde kaldırıldıktan sonra bütün aileler evlerine geri dönmüşler.

Sözde diyorum çünkü burada hala bir sokağa çıkma yasağı söz konusu. Her yerde askerler, polisler normal arabadan daha çok fazla devletin zırhlı araçlarını görüyoruz. Hala halkı sindirmeye gözdağı vermeye çalışıyorlar. İşgalciler bilmiyorlar ki Kürt halkının yenilmeyeceğini, yüzyıllardır hep öldürdüler faili meçhul cinayetler işlediler bitirebildiler mi? yok edebildiler mi? Tabi ki Hayır!

Çünkü ‘Bizi hep öldürmeye çalıştılar ama bilmiyorlardı ki bizim toprakta tohum olduğumuzu!’

‘Abi internete koyma gelir bizi de öldürürler’

Burada evlerin birçoğu hakkında yıkım kararı çıkmış. Bir penceresi kırılan ev içinde yıkım kararı çıkmış, duvarları yıkılan ev içinde yıkım kararı çıkmış. O yüzden birçok kişi devleti mahkemeye vermiş çünkü yıllardır kendi emekleriyle yaptıkları evleri yıktırmamakta kararlı. İmkanı olan aileler şimdiden evlerini onarmaya başlamışlar. Ama yine devlet tarafından birçok engellemelerle karşılaşıyorlar. Sürekli bir taciz söz konusu. Akreplerin kapısı açık bir şekilde Türk marşlarını dinletip mahallelerde gezmesi, halka, “siz gidin artık burası bizim” tarzı şeyler söylemesi buradaki halkı kendi topraklarından uzaklaştırmaya çalışmaları aklıma şu güzel sözü getiriyor, “Siz kimi kimin topraklarından kovuyorsunuz?”

Ama yukarıda bahsettiğim gibi buradaki insanlar topraklarını bırakmamakta, terk etmemekte kararlı.

Bu savaşta en çok etkilenen kesim ise yine çocuklar olmuş. İlk geldiğim günlerde dağıtımdayken etrafıma çocuklar toplanmıştı, bende her zaman bebek bisküvilerinden birini açar etrafımda toplanan çocuklara verirdim.

gggverVerdiğim çocuklara ‘hadi zafer işareti yapın sizi çekim dedim ve fotoğraflarını çektim’ ondan sonra Zor Spas(çok teşekkür ederim) dedim ondan sonra fotoğrafını çektiğim çocuklardan biri ‘Abi internete koyma gelir bizi de öldürürler’ demesinden sonra içimde ki nefret kat be kat arttı. Bu çocuklar ölümü nasıl ağzına alabilir? Nasıl ölümden bahsedebilir? Bu küçücük yaşta gördüğü o kadar çok ölüm vardı ki…

Son süreçte o kadar çok ölüm gördü ki artık normalleşmişti onlar için… Ama size ede çok adaletsiz değil mi? Ülkenin batısında çocuklar tüm bunlardan uzakta yaşarken buradaki çocuklar okula dahi gidemediler. Aylarca evden dışarıya dahi çıkamadılar. İşte biz bu adaletsizliği ortadan kaldırmak için buradayız. Çocukların üzerinde ki o savaş psikolojisini atmak için burada dağıtımlardan zaman buldukça onlarla zaman geçirmeye çalışıyoruz.

O yüzden buraya daha çok arkadaşlarımızın gelmesi buradaki çocuklarla daha çok zaman geçirmesini sağlayacak. Çünkü buradaki çocukların gerçekten buna çok ihtiyacı var. Sırf Kürt oldukları için, etnik kimliklerinden dolayı bunları yaşıyorlar hem de o küçük yaşlarında!

Yani buradaki devrimci dayanışmayı daha iyi örebilmek için buraya gelmeliyiz alanlarda attığımız ‘Yaşasın devrimci dayanışma’ sloganını pratiği dökmek için burada olmayız.

Hem buraya gelen arkadaşların buradaki o kolektif ortamı görmeleri onlar içinde iyi bir etki yaratmış olacak. Çünkü buradaki herkes bir koşuşturmaca içinde. Bir şeyler yapabilmek peşinde. Buradaki halkında buna çok ihtiyacı var. Halk bize ‘Ne olur bizi onlara muhtaç etmeyin!’ diyor halkı onlara muhtaç etmemek için burada olmalıyız.

                                                                       Gever’den bir YDG’li

Kaynak: www.yenidemokratgenclik.net

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu