GüncelManşet

(Röportaj) “Cizre yenilmedi, asla yenilmeyecek”

İzmir: TC’nin, günlerce sokağa çıkmayı yasaklayarak katliam yaptığı Cizre, devlete karşı verdiği direnişle son zamanların belki de Kobanê’den sonraki en görkemli direnişi olmuştur.

Devlet tarafından 9 gün boyunca sokağa çıkmak yasaklanarak asker ve özel harekat polisleriyle insanların evleri taranmış, havan topu atılmış, keskin nişancılar tarafından hareket eden her şeye ateş edilmiştir.

Sokağa çıkma yasağının kaldırılmasından sonra bizde Cizre’ye gittik. Cizre o gün şehitlerini sonsuzluğa uğurluyordu. Cizre halkı acının yanında, kin ve öfke de vardı. Herkes haykırıyordu éKatil Erdoğan” diye.

Cizre’de bulunduğumuz süre içerisinde Cizre halkı ile sohbet etme imkanı yakaldık. O 9 gün içerisinde o kadar çok şey yaşamıştı ki insanlar, birinin bitirdiği sözden diğeri devam ediyordu. Herkes bir şeyler konuşmak ve anlatmak istiyordu. Bir nevi yaşadıklarını herkesin duyması için çabalıyorlardı.

Halk ile yaptığımız sohbette 9 günlük sokağa çıkma yasağındaki çektikleri sıkıntıları dile getiriyorlar. 9 gün boyunca yiyecek yemek bulamadıkların, susuzluktan, elektriklerinin kesik olmasından bahsettiler. Dünya ile hiçbir iletişimlerinin bulunamadığına ve geceleri evlere havan bombası atılmasından ve taranmasından dolayı uyuyamadıklarını vurguladılar.

Cenazelerini bile gömemeyip buzdolabında sakladıklarını, keskin nişancıların hareket eden her şeye ateş ettiğini ve bir sürü kuşu da bu yüzden katlettiklerini aktardılar.

cizre röportaj 2Cizre halkının en büyük isteği ise, Cizre’de yaşanılan katliamı ve vahşeti herkesin gelip görmesini istiyorlar. Özellikle Türklerin oralara gelip gerçekleri görmesini ve Türklerle hiçbir sorunu olmadıkları söylüyorlar. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yapılan saldırılara da değinen halk, insanların oyuna getirildiğini ve burjuva medya tarafından her şeyin yanlı yansıtıldığını savunuyorlar. Kürtlerin, Türklerle hiçbir sorunu bulunmadığına ve Kürdistan’da bir kere bile bir Türk’ün, Türk olduğu için saldırıya uğramadığına dikkat çekiyorlar.

Yaptığımız sohbetlerden sonra Cizre’li olan, yaşadıklarını ve düşüncelerini aktarmak isteyen Hayrettin İncedağ’la bir röportaj gerçekleştiriyoruz.

Yaşadıklarınızdan bize bahseder misiniz?

Hayrettin İncedağ: 9 gün 9 gece bilfiil, 1. Ve 2. Dünya Savaşı nasılsa Cizre’de öyleydi. Sanki Cizre TC’nin bir şehri değil de Türkiye’yi işgal eden bir güçmüş gibi o kinle o düşmanlıkla Cizre’yi taradılar, Cizre’yi yerle bir ettiler. Ama Cizre yenilmedi, Cizre teslimiyeti asla kabul etmedi. Cizre katillere, hırsızlara asla baş eğmez. Hiç kimse bunu ummasın, kafasına koymasın.

Kürt Halkı, Cizreliler hiçbir zaman Türkiye’yi bölmekten yana değildirler. Biz, Türk halkı ve diğer halklarla kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ama şu da bu anlama gelmiyordur ki; biz haklarımızdan, kimliğimizden, kültürümüzden vazgeçeceğiz; asla vazgeçmeyeceğiz! Erdoğan ve çetesi, ne Türk’tür ne Kürt’tür ne de insandır. Türkiye’deki Türklerin, Kürtlerin, tüm halkların yoksullarının çocuklarını birbirine öldürtüp, kendi çaldıklarını, yolsuzluklarını örtbas etmek için bu savaşı sürdürüyorlar. Ben bir Kürt olarak 40 yıl Türkler içerisinde yaşadım. Hiçbir zaman bir ayrıma rastlamadım. O yüzden kafalarına koysunlar, Kürt halkı baş eğmez.cizre röportaj 3

“Biz kardeşlikten yanayız”

Kürt halkı kardeşlikten yanadır, barıştan yanadır, insan haklarından yanadır. Biz Kürtler din, dil, ırk, mezhep ayrımı asla yapmıyoruz. Biz sadece insanları katledenleri karşı savaşıyoruz ve savaşmaya devam edeceğiz. Teslim de olmayacağız.

Kürt halkı insanlık düşmanı değildir. O yüzden bütün Kürtlere, Kürdistanlılara, devrimcilere, sosyalistlere, insanım diyen herkese çağrıda bulunmak istiyorum: herkes kardeşçe el ele versin bu savaşı biz kazanalım.

Saddamlar dündü, Hüsnü Mübarekler dündü, Hitlerler dündü, Mussoliniler, Francolar dündü, bunlar da onlar gibi aynı duruma düşecekler.

Ben bir an önce bu kanın durmasını, adil, onurlu bir barışın, halklar arasındaki kardeşliğin, eşitliğin, birliğin tesis edilmesini istiyorum.

Cizre halkı neler yaşadı?

Hayrettin İncedağ: Açlıktan susuzluktan tutun her şeye kadar. Bu halk çok çekti, evleri tarandı, toplarla vuruldu ama teslim olmadı. Teslim olmayacağımızı da bilsinler. Cizre’de tek bir fert sağ kaldığı sürece onlar Cizre’yi teslim alamayacaklar. Ben bunu bilinçsizce söylemiyorum, bunu bildiğim ve inandığım için söylüyorum. Onlar Cizre’de yenilmişlerdir. 9 gündür burada kendi gözlerimle gördüm.

“Bebek katili Erdoğan”

Bebek katili Erdoğan’dır, Davutoğlu’dur ve onlarla birlikte hareket eden hırsızlardır. Kürt halkı bunu çok iyi biliyor. Bu bebeğin katili Edirne’deki, Kayseri’deki, Tokat’taki bir Türk değildir. Bu bebeğin katili, Erdoğan’dır, Davutoğlu’dur ve onların cenahıdır. Ama onlar şunu bilsinler ki, bir bebeği öldürseler de binlerce bebek doğar Kürdistan’da. Bunu da böyle bilsinler.

cizre röportaj 4Biz onlardan korkmuyoruz, çekinmiyoruz. Çünkü haklıyız. Biz kimsenin dinini inkar etmedik, kimsenin toprağını işgal etmedik, kimseye zulüm etmedik. Biz gasp edilen temel haklarımızı almak için savaşıyoruz. Ve kazanacağız! Benim bundan şüphem yok.

Ben çok önemli bir şey söylemek istiyorum. Bugünkü sistem, Türk milliyetçiliği maskesi ve İslam maskesi altında saklanmış, Türkiye ve Kürdistan’ın fakir çocuklarını birbirine öldürtüp, onların kanları üzerinde saltanat kuruyorlar. Türklerde kalksın ayağa gelip Cizre’yi görsünler. Türkler bin yıllığın kardeşliğini bozmasınlar. Onlar Orta Asya’dan geldiler Anadolu’ya. Biz onlara kardeşçe kapılarımızı açtık, yaralarını sardık. Biz Kürtler olarak bu yaşananları hak etmemişiz.

Ben tüm Türklere, diğer halklara ve iyi niyetli insanlara sesleniyorum, gelsinler Cizre’yi görsünler, Cizre’nin sesini duysunlar, Cizre’yi desteklesinler.

Yine tekrardan söylüyorum; biz asla yenilmedik, yılmadık. 35 günlük bebek yenilmedi, onlar yenildi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu