GüncelManşet

3. sürgün: Sakin ve birikmiş öfke…

İnsan Gever’e muhabirlik yapmaya Kürtçe bilmeden giderse ne olur? Üç seçenek var: Ya haber yapamazsın ya halkı Türkçe konuşmaya mecbur bırakırsın ya da o Kürtçe konuşur sen anlamaz ama yaşarsın!

Her üçünü de yaşadım burada.

Yıkıntıların arasında dolaşırken mümkün mertebe “mağduriyet” üzerinden haber yapmamak ile halkın yaşadığı zulmü haberleştirmek arasında dolanırken Kürtçe bilmemenin yarattığı etkiyle bir süre sadece fotoğraf çekmeye yoğunlaştım.

Sonra… Sohbet ettiğim insanlar dertlerini anlatabilmek adına kendilerini zorlayarak Türkçe ifade ettiler kendilerini. Ve son olarak da Kürtçe konuşan birini sadece dinleyerek anlamaya çalıştım ki benim de karşımdaki insanın da en rahat olduğu an buydu. Evet, tam olarak ne anlattığını anlamamıştım ama savaşı ve etkilerini en açıktan gördüğüm insan da o olmuştu. (Tabii bunu söyleyerek Kürtçe bilmeden muhabirlik yapmaya teşvik etmiyorum, kesinlikle!)

30 yaşında, 3. sürgün…

Yasak ve ablukalara rağmen bölgeden ayrılmayan ve hala bölgenin sesini taşıma çabasında olan DİHA muhabirleriyle beraber mahalleleri gezmeye başladığımızda tanıdık-tanımadık, genç-yaşlı, kadın-erkek herkesle selamlaşan; oturup dertlerini soran ve ardından duruma göre röportaj ya da haber yapma kararı alan bu arkadaşların “Gidelim” dediği yüksekçe bir yerde olan eve yöneldik. Evde henüz 30 yaşına yeni girmiş bir genç adam tek başına oturuyor, muhtemelen olmayan kapısının aralığından yıkılan kenti seyrediyordu.

Canı gönülden hepimizle selamlaştı ve kapı ağzına kendisi otururken biz de onun karşısına oturduk. O anlattı, biz dinledik… Gözleri hafif nemli, ara ara yerdeki taşlarla oynuyor ama anlatmaya devam ediyordu.

88-89 yıllarında Irak sınırında yer alan köyleri Saddam zulmü altında yakılmış, buradan kaçmak zorunda kalmışlardı. Daha sonra yerleştiği köyü ise TC devleti yakmış, bu kez gelip Gever’e yerleşmişlerdi. Yine devlet evlerini yakmış, aile başka bir mahalleye taşınırken o burada kalmaya devam ediyordu. Henüz 30 yaşındaydı ama 3 kez devletlerin zulmüyle evinden olmuştu. Açıktan üniversite de okuyordu bu genç adam. Ancak bu savaştan kaynaklı sınavlara girememiş ve bu yüzden bir sene daha uzamıştı mezuniyeti.

Konuşurken sakin görünüyordu ancak yüzüne bakınca içinde birikmiş ve bastırılmış öfke yüzünden okunuyordu. Bu öfke Kürt halkının şimdiki öfkesini yansıtıyordu. Sakin görünen ancak bastırılmış, patlamaya hazır bir volkan öfkesi…

Özgür Gelecek muhabiri

{gallery}gewer{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu