GüncelManşet

Sabrın miyadını aştığı 600. haftada, umutla “Kayıplarımızı istiyoruz”

İstanbul: Tarih tanıktır. Cumartesi aileleri 21 yıldır inatla inançla “faili meçhullerin” akıbetini soruyor. Tam 21 yıldır yağan yağmura, kara, kızgın güneşe devletin her türlü baskısına karşı 600 haftadır Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek “kayıplarımızı istiyoruz” diyor. 600 haftadır gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıyarak gözaltında kaybetme suçuyla yüzleşilmesi, hesaplaşılması ve adaletin sağlanması için Galatasaray lisesi önünde bir araya geliyor. Evet, 21 yıldır acının kuşaktan kuşağa geçtiği, direniş bayrağının devranıldığı, karanfillerin elden ele dolaştığı, umut yüklü yüreklerin direnişi 600. haftasına girdi. Devletin kendi işlediği suçların soruşturamayacağı gerçeğinin farkında olan aileler, bağımsız bir araştırma komisyonuyla yakınlarını zorla kaybedenlerin yargılanması, adaletin sağlanmasını istiyor.

“Kayıplar bulunsun, failler yargılansın”

600. haftasında bir araya gelen Binlerce kişinin katıldığı eylemde “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebi yeniden vurgulandı. 600. haftasında kayıp yakınlarına, HDP, CHP Milletvekilleri ve İl, İlçe yöneticileri, sanatçılar, müzisyenler, oyuncular ve daha birçok kurum ve kişi destek verdi.

21. yılın 600. haftasında ilk konuşan kayıp Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren oldu. Eren, Erdoğan ile başbakanlık yaptığı dönemde Cumartesi Aileleri olarak yaptıkları görüşmeyi hatırlatarak, Erdoğan’ın verdiği sözün yerine getirilmediğini söyledi. Son olarak “Yıkılmadım. 36 yıldır yıkılmadım” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Ardından Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak söz alarak, “21 senedir ben buradayım. Yeter artık. Ben hasan için değil, gençler için çocuklar ölmesin diye buradayım” dedi. Duygulandığı için konuşamayan Emine Ocak’ın ardından Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız söz aldı.

Hanife Yıldız,  yaz-kış demeden yanlarında olan basına teşekkür ederek konuşmasına başladı. Çektiği acının, dünyanın neresin olursa olsun yaşatıldığını ve acıyı yaşayanlara sabır dileyen Yıldız, direnişlerinin sesi olan ailelerden yaşanan kayıpları belirterek, 600 haftadır bir araya gelindiğini söyledi.

“Hesap sorsaydık bugün burada yakınlarımızı soruyor olmazdık”

Cumartesi ailelerinin 2. kuşak direnişçisi olan Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun da gözaltında kaybetmenin çok ağır bir suç olduğuna dikkat çekerek 600 haftadır bu meydanda yakınlarının akıbetini soruyor olmalarının bu ülke için çok büyük bir ayıp olduğunu söyledi. Tosun, Cumartesi Annelerinin bu meydanda ilk oturmaya başladığı zamanlarda yüz binlerin onlara destek vermesi gerektiğini vurgulayarak “Hesap sorsaydık bugün burada yakınlarımızı soruyor olmazdık. Annelerimiz 1990’larda bu meydanda saçlarından sürüklendiklerinde korkmadılar. Geri adım atmadılarsa bizim korkmaya şansımız yok” dedi.

“Bu meydandaki direnişin 3. kuşağa aktarılan acısıyız”

Kayıp Abdulkerim Yurtseven’in torunu direnişin 3. Kuşağından Berivan Yurtseven, “Bu meydandaki direnişin 3. kuşağa aktarılan acısıyız” diyerek, Türkiye’nin çok sayıda AHİM’de mahkumiyetine rağmen bir sonuç alınamadığını belirtti. Son olarak “Yorulmadan failler hesap verene kadar, burada mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.

Eyleme Arjantin’den Plaza De Mayo anneleri de ses kaydı yollayarak destek verdi.  Eylemde kayıplarını arayan ve akıbetlerini öğrenemeden hayatlarını kaybeden kayıp yakınlarının da adları okunarak, onlara selam yollandı.

“Taleplerimiz açık ve net; gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın”

600. haftanın basın açıklamasını, 1993’te Urfa Siverek’te kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya okudu.  Taşkaya “Talebimiz açık ve net; gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın. Kaybedenler yargılansın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin. 600 haftadır bunun için mücadele ediyoruz. Ama 600 haftadır kayıpların bulunması ve kaybedilenlerin ortaya çıkarılıp cezalandırılmasına yönelik siyasi bir irade ortaya konmuyor” diye konuştu.  Taşkaya, “Devletin tüm organları Türkiye’nin hukuk devleti olması karşısında direnç gösteriyor. İktidar, toplumsal sorunları hak temelli çözmek yerine; baskıyla şiddetle yok sayıyor. Hukukun, demokrasinin ve barışın değerlerini egemen kılmak yerine, hukuksuzluğun ve şiddetin bataklığında tüm insanlık değerlerini çürütmek istiyor. Cok sayıda AİHM mahkûmiyetine rağmen, meclis raporlarına rağmen kayıp davaları sonuçsuz bırakılıyor” dedi. Taşkaya 600. haftalarında devleti yönetenlere seslenerek, “Taleplerimiz bizim yurttaşlık hakkımızdır, bu talepleri yerine getirmek sizin hukukî yükümlülüğünüzdür. Bu yükümlülüğü derhal yerine getirin” dedi.

{gallery}600.hafta{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu