Güncel

Savaşın gereklerini yerine getirelim -1

İktidarın silah zoruyla ele geçirilmesi, sorunun savaşla çözülmesi devrimin başlıca görevi ve en yüksek biçimidir.” (Mao, Seçme Eserler, Cilt 2, syf 224)

Toplumsal sorunların çözüm merkezinde ve en temel yerinde devrimci zor bulunur. Devrimci şiddet, sınıflara dayalı toplumlar tarihinin ortaya çıkardığı bir realitedir. Devrimci şiddet olmaksızın köklü ve kalıcı toplumsal değişim ve dönüşüm gerçekleşemez. Günümüzde proleter ideolojinin yol göstericisi, örgütleyicisi ve yönlendiricisi olmadığı hiçbir devrimci şiddet hedefine ulaşamaz.

Toplumsal gelişimin ve dönüşümün önünde engel olan tüm temel sorunlar -ülkenin emperyalizmden-komprador kapitalizmden, feodal ve her türden gericilik zincirinden kurtularak özgürleşmesi, sömürü ve baskının son bulması,  ulusların kendi kaderini tayin etme hakkının gerçekleşmesi,  kadınların, LGBT bireylerin ve inançların özgürleşmesi, düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün, temel hak ve özgürlüklerin güvenceye altına alınarak korunması gibi- devrimci şiddet devreye girmeden çözülemez.

Çünkü emekçiler, ezilenler özgürlük-eşitlik ve demokrasi uğruna hak ve adalet arayışları için yola her çıktıklarında karşılarında devlet denilen karşı-devrimci zorun silahlı ve silahsız güçlerini, bürokratik kurumlarını ve şiddet örgütlerini bulmuşlardır. Ordu-polis-bürokrasi-düzenin politik partileri, sistemin savunucuları-koruyucuları-sözcüleri her zaman güçlü bir engel olarak emekçilerin karşısına dikilmişlerdir.

Kitleler egemen zorbalar tarafından iki türden temel baskıyla yönetilmeye, susturulmaya çalışılmaktadır. Bir yanda zor yoluyla, sindirme yalan yoluyla aldatma; bir yandan tepeden tırnağa kadar örgütlenmiş karşı devrimci zor ve onun silahlı kuvvetleri; diğer yandan yalan-aldatma-kandırmaca ve oyalamaya dayalı sahte sözler ve vaatlerle gerçeğin çarpıtılması politikasıyla…

Bu realite farklı zaman dilimlerinde farklı biçimlerde sayısız kez tekrarlanmış ve günümüzde de tekrarlanmaya devam etmektedir. Bütün bu toplumsal sınıfsal gerçeklikten kaynaklı devletin örgütlü zor aygıtına karşı, devrimci zorun kaçınılmaz olarak örgütlenmesi, sürece ve ana müdahale etmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu zorlu ve büyük bedeller isteyen yol tutturulmadan, bu yol sabır ve metanet dolu bir kararlılıkla izlenmeden, kalıcı bir örgütlenmeye gidilmeden özgürlük ve kurtuluş asla gerçek haline gelemeyecektir.

Keza toplumlar ve sınıf mücadelesi tarihleri sayısız kez göstermiş ve ispatlamıştır ki devrimci zorun politik iktidar perspektifiyle ele alınarak ustaca örgütlenmesi, kitlelerin eseri haline getirilmesiyle gerçek anlamda özgürlük ve kurtuluş somut bir güç haline gelmiş ve güvence altına alınmıştır. Ülkemizin uzak ve yakın sınıflar mücadelesi tarihi bu gerçekliği ispatlar nitelikte ve özellikte gelişmiş ve gelişmeye devam etmektedir. Bugün devrimci zorun örgütlenmesi, yönetilmesi ve sürdürülmesi görevi çok önemli bir yerde durmaktadır.  Savaş bütün toplumsal sorunların çözüm anahtarıdır. Savaş örgütü bütün özgürlüklerin yaratılması ve korunmasının temel güvencesidir.

Bugün kitlelerin baskı, sömürü ve yoksulluktan kurtulma ihtiyacı, özgürlük talepleri doğrultusunda örgütlenme görevinin merkezinde savaş vardır. Gerilla savaşı olmadan, süreklilik ve kalıcılık kazanmadan sağlam bir kurumsallaşmaya gitmeden ne kolektif ne kitleler ve ne de silahlı kuvvetler örgütlenebilir. Gerilla savaşını geliştirmek demek; başta savaş alanında olmak üzere kolektifi, savaşın komuta merkezini, silahlı kuvvetleri ve kitleleri adım adım örgütlemek demektir.  Bu savaşın temel amacında kitlelerin özgürlük ve kurtuluş istemlerinin, değişim ve dönüşüm ihtiyaçlarının örgütlenmesi ve karşılanması vardır.

Savaş öncelikle anlayış düzeyinde kazanılır

Savaş öncelikli olarak bilinçte netlik sağlanarak kazanılır. Gerilla savaşına ve kitlelere yönelik taşınacak en küçük bir kuşku ve kaygı savaşın başta yenilgi alması demektir. Bugün savaş iddiasında olup halen netlik kazanmayan küçük burjuva anlayış ve yaklaşımları savunan çevre ve kesimler vardır. Bu çevre ve anlayışlar tarafından geliştirilen ve geliştirilmek istenen “kitleler savaş istemiyor”, “savaş bölgesindeki halk savaştan yoruldu”, “ne düşman bizi ne de biz düşmanı yenebiliyoruz vb.” düşüncelerin tümü reformizme-revizyonizme hizmet etmektedir.

Gerilla savaşının ve örgüt biliminin gerekleri yerine getirilmediği her dönemde geriye dönülme istekleri, devrimci savaş dışı eğilimler artar. Bunun için ileri ve sağlam bir sınıf bilinciyle, güçlü bir ısrar ve kararlılıkla gerilla savaşının gerekleri hızla yerine getirilmelidir. Öyleyse ciddi ve özenli bir çalışmaya ve adımları büyütmeye ihtiyaç vardır. Proletarya saflarında anlayış-kavrayış ve uygulama-yönetme, görev ve sorumluluk ve pratik düzeyde gizlenmiş ve gizlenmeye çalışılan her türden küçük burjuva düşünce ve duruşla mücadele etmek gerekir. Bu mücadele gerçekleşmeden bilinçte netlik ve açıklık sağlanamaz ve savaşın gerekleri layıkıyla yerine getirilemez.

Bu görevler başarıyla yerine getirildiği ölçüde kurtuluşa-özgürlüğe ve halk savaşına inanç gelişir ve moral kazanılır.  Bu görevler yerine getirildiği ölçüde emekçiler, ezilenler umut ve güven duymaya başlar ve saf tutar.

“Ordusu olan güçlüdür. Her şeyi savaş belirler.” (Mao)

Gereklerin yerine getirilmesinden anlaşılması ve kavranması gereken şudur; öncelikle düşmana koşulları uygun olan her fırsatta darbe vurmak fikri üzerinden bir hareket tarzı egemen kılınmalıdır.

Saldırıyı savaşın bir çizgisi haline getirmek ve bu çizginin savunucusu, uygulayıcısı savaşçı kişilikler yaratmak bugünün vazgeçilmez görevdir. Sürdürülen savaşın kalıcılık kazanması için öncelikle hiçbir tereddüt ve kuşkuya yer bırakmayacak kadar anlayış ve kavrayış düzeyinde netlik sağlanmalıdır. Bugün savaşın gelişip, süreklileşmesi ve kurumsallaşması için geçmişte ortaya çıkan her türlü küçük burjuva anlayış-örgütsel alışkanlık ve pratiklerle ciddi tutarlı ve sürekli bir mücadele yürütülmelidir.

Doğru bir politikayı savunmak, uygulamak kadar askeri bir güç ve otorite olunarak kitleler örgütlenebilir. Kitlelere güven veren, güven duyulan, geçmiş kesintili pratiklerden köklü farklılıkları olan ciddi bir gerilla tarzını süreklileştirip geliştirmek öncelikli olarak sınıf bilinçli proleterlerin yaşamsal görevidir.

Sınıf savaşımında yapılması ve yerine getirilmesi gereken birçok görev ve sorumluluk vardır. Devrimin farklı süreç ve aşamalarında ikincil ve üçüncül-dördüncü karakter kazanan görevler vardır ve hep olacaktır.

Ancak her dönemin ve her aşamanın vazgeçilmez temel görevleri halkı, kendimizi, devrimci savaşı örgütlemektir. Hangi görev ve sorumluluğu yerine getirirsek getirelim eğer o görevlerin-pratiklerin sonunda halkın, kolektifin ve savaşın örgütlenmesi somut bir gerçekliğe dönüşmüyorsa orada ciddi bir sorun var demektir.  Eğer savaş görevi sorumluluğu bunun yön verdiği sürekliliği sağlanmış savaş pratiği proletaryanın sofrasında sürekli ve bilinçli olarak pişmiyorsa orada ciddi sorun var demektir. (Devam edecek)

(Dersim’den bir Partizan)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu