Güncel

DEDEF: Dersim’in sermaye için fırsat olmasına izin vermeyeceğiz

DEDEF, Dersim’de Munzur Üniversitesi, Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası, Fırat Kalkınma Ajansı ve İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin düzenleyeceği buluşma öncesi yaptığı açıklamayla,  “üniversitelerin sermayenin arka bahçesi değil, bilimin üretildiği birer aydınlanma alanları olduğu unutturulmamalıdır” dedi.

H. Merkezi:  Dersim Munzur Üniveristesi’nde “Üniversite-Sanayi buluşması” adı altında düzenlenecek olan etkinlik öncesi Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) tarafından yapılan açıklamada, “Üniversitelerin sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden organize edildiği günümüzde, üniversitelerin sermayenin arka bahçesi değil, bilimin üretildiği birer aydınlanma alanları olduğu unutturulmamalıdır” ifadeleri kullanıldı.

Dersim’de hangi yatırım fırsatlarından söz ettiklerine ise yabancı değiliz” denilen açıklamada, “Dersim coğrafyasının HES’ler, madenler ve büyük barajlarla kuşatılma hedefleri henüz bitmiş değil” denildi.

Dersim Dernekleri Federasyonu tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

Üniversitelerin sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden organize edildiği günümüzde, üniversitelerin sermayenin arka bahçesi değil, bilimin üretildiği birer aydınlanma alanları olduğu unutturulmamalıdır.

Türkiye’de mevcut iktidar tüm alanları yeniden şekillendiriyor. İktidar, sermayenin genişlemesine, yatırımının tüm alanlara serbestçe girip çıkmasına fırsat verirken aynı zamanda bu alanlara doğrudan müdahaleye de zemin hazırlıyor.

AKP’nin geçen yıl meclisten geçirdiği Üretim Reform Paketi’nde üniversiteleri sermayenin ucuz ve nitelikli işgücü deposu haline getirmek amacıyla, üniversitelerin sermaye yararına düzenlenmesine ve şirketleştirilmesine dair önemli değişiklikler yapıldı. Üniversitelerde rektörlük seçimleri kaldırıp, muhalif akademisyenler KHK marifetiyle üniversitelerden uzaklaştırıldı. Tüm bu adımların hedefi, üniversitelerin sermaye hizmetinde birer kurum haline getirilmesi içindi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sürdürülen ‘biyolojik çeşitliliğin kayıt altına alınarak bu bilgilere erişimin düzenlenmesi’ amacıyla 2 yıldır süren ve 60 ilde bitmiş olan ve 2018 yılı sonunda 76 il, 2019 yılında ise 81 ilde tamamlanacak olan bu çalışmada Dersim’de yer alıyor.

Bu çalışmayla neyi hedeflediklerini Samsun Vali Yardımcısı Hakan Kubalı Samsun’da yapılan çalışma sırasında ortaya koymuştu. Kubalı, ‘Sahip olduğu tabii kaynaklar bakımından oldukça zengin bir ülke olan Türkiye’nin, bu kaynaklardan verimlilik ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda faydalanabilmesi ‘biyolojik çeşitliliğin ekonomiye kazandırılması’ ve ‘genetik kaynaklarımıza dayalı sınai mülkiyet hakları’ndan ülkemizin faydalanmasına katkıda bulunulması hedeflenmekte’ olduğunu belirtmişti. Bu yapılan işlemin bir koruma işlemi olmadığını açıkça gösteren bu açıklama, biyoçeşitliliğin tespiti ile canlıların sermaye yağmasına açılacağını açıkça gösteriyordu.

Halen dünyanın değişik ülkelerinde sermaye çıkarına eklemlenmemiş üniversiteler iyi ki var. Avusturalya’nın Sydney Üniversitesi ve Queensland Üniversitesi tarafından yönetilen uluslararası bir bilim insanı grubu, veri yayıncılığının birçok türe yardımcı olmak için önemli olduğunu ancak birçok tehlike barındırdığını açıklamıştı. Çalışmaya katılan bilim insanlarında bir olan Dr. Tulloch’un, “Buradaki zorluk, yerel türlerin sömürülmesine yol açacak biçimde verileri paylaşmaktır. Bazı durumlarda yaban hayatı ticareti amacına hizmet için bu verileri kullandıkları inkâr edilemez” sözleri biyoçeşitlilik verilerinin açıkça ortaya konmasının ticarileştirmeye hizmet ettiğini göstermektedir. Birçok bilim insanının türlerin korunmasına yardımcı olmak için doğa fotoğraflarında konum verilerini gizlemek gerektiğine işaret ediliyor. Türkiye’de ise bu durum açıkça ifade ediliyor.

Dersim’de ‘Üniversite-Sanayi buluşması’ adı altında gerçekleştirilecek olan toplantı da üniversitelerin sermaye hizmetine koşulmasının bir parçasıdır. Dersim’de hangi yatırım fırsatlarından söz ettiklerine ise yabancı değiliz. Dersim coğrafyasının HES’ler, madenler ve büyük barajlarla kuşatılma hedefleri henüz bitmiş değil. Fırsat olarak sunacakları her şey doğa yağması ile bölgenin insansızlaşması hedefine hizmet edileceğini ve bunlara ek olarak Dersim zengin ve endemik biyolojik eşitliğinin teşhir edilerek ticarileştirilmesinin amaçlandığı anlaşılabilmektedir.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu