GüncelManşet

Sinan ve Rıza Frankfurt’ta Anıldı!

Frankfurt: 6 Mayıs günü Dersim’de ölümsüzleşen Partizanlar Haydar Alğan (Sinan) ve Murat Tekgöz (Rıza) için Frankfurt’ta 14 Mayıs akşamı anma gerçekleştirildi.

“Anıları bilincimiz, umutları direncimiz, kavgaları erincimiz olsun!” denilerek bitirilen saygı duruşunun ardından yapılan açıklamalar, gönderilen mesajlar kitleyle paylaşıldı. Mücadele tarihinden ve kesitlerinden görüntülerle hazırlanan ve ilgiyle izlenen sinevizyon sunumu yapıldı.

Sonrasında sahne alan Grup Simurg, anlamlı mesajlar arasına serpiştirdikleri özgürlük mücadelemizden derlenen kavgayı, yoldaşlığı, mücadeleyi ve özgürlüğü çağrıştıran türkülerimiz ve marşlarımızla, anmaya sanatsal-kültürel farklı bir içerik katarak sınıf kinimizi ve mücadele azmimizi bilediler.

Anmaya Halkın Günlüğü ve yurtsever taraftarlar da destek vererek katılımları ve mesajlarıyla anma etkinliğimizi desteklediler. Bir kaç gün içinde organize edilen bu anlamlı etkinlik, ortak sınıf düşmanlarına karşı birleşik mücadelenin yeni mevzilerinde buluşma, devrimci birlikteliği yükseltme ve faşizme karşı halk savaşını her yerde yükseltme çağrıları eşliğinde sonlandırılan coşkuyla sonlandırıldı.

 

“Bir evlat yarına taşır umutları”

Anmada Partizan-Frankfurt adına yapılan açıklamada “Güzel söylenir,  yürekten dillenir türküler bizim oralarda, yol başlarında. Yol başlarında canından can kopartılmış gözü yaşlı analar durur. Çaresizliğinden değil hani, acısındandır gözyaşı. Haksızlığa karşı kendince çatışırken yol başlarında. Görmez kimse gözyaşını, gözlerine yağmur ekilmiş sanırsın. Berekettir anaların yağmurdan gözyaşları. Nasıl ki, doğayı yalnız ve sadece yağmur temizleyebiliyorsa, insanlığı da anaların gözyaşları temizler. Rengi yoktur belki, ancak insan olanı arındırır,  duru gözyaşları anaların.

Yeri gelir, toprağa düşer, çiçeğe dem olur gözyaşları anaların, onca zulüm ve yıkıntılar ortasında. Anı gelir ana rahmi pınarlaşır güneş gözlü evlatlara kan olur. Devran döner, gün gelir, analarımızın gözyaşlarının bereketi zulmün kalelerine akan umut seli olur. Her bir evlat yarına taşır umutları, özlemleri ve haklı kavgaları. Haydar ve Murat gibi” denilerek başlandı.

 

“Siz de sizden öncekiler gibi, kavgaya tohum ve ardıllarınıza ilham oldunuz”

“En güzel bizim oralarda umutlanır hayat, bazen bir dağ başında, belki bir sokak ortasında, ya da bir şafak vakti tan sökende, güneş gülende. En güzel oyunları umut ederler bizim çocuklar, katledilirlerken o sokaklarda. Oyunları yasaklıdır ama onların, bu yüzden katlederler güneş gözlerindeki umutları. Sonra illegal umutlarıyla illegal oyunlar oynarlar, o sokakların tam ortasında. Kimse fark etmez o karanfil kokulu umutları ama tüm şehri hatta tüm ülkeyi sarar güneşten yürekleri.

En güzel türkülerle, en güzel umutlar söylenir bizim oralarda, dağ başlarında. O hafiften esen rüzgar, sıcak bir el gibi dokunur yüreklere. Özgürlüğün tınısı titretir yürekleri. Anaların bereketli rahmi gibidir orda yaşam. Doğar, doğurur, yeni yaşamın muştusudur. Bin bir sancılarla, bin bir acılarla ama bin bir umutlarla yeniden yaratılır yaşam. Dağ başlarında kaybettiklerimiz, doğan ve doğacak olan yaşamın sancısıdır. Yeni yaşamlar doğurur halkın bağrında. Söylemiş oldukları sözler ve ezgiler, bir mıh gibi saplanır halkın yüreğine. Umutları, halkın umudu olur, toprağa düştüklerinde. Nice güneş yürekli çocuklara ses olur sesleri ve nicesi doldurur yerlerini” denilen açıklamada “Omuzlarında güneşleriyle, nice halk evlatları düştü toprağa. Toprak, kucaklamaya devam ediyor onları, bırakmıyor başka yere. Toprakta bereket, halkın gözlerinde umut oluyor gidenlerimiz. Özgürleşsin diye toprak ve özgürleşsin diye halkımız, silah elde paylaşımcı özgür yaşam uğruna savaşmaya devam ediyor çocuklarımız. Silahları aydınlık oluyor ve dağıtıp geçiyor yüzyılların birikmiş karanlıklarını. Her adımında bir kavga haydar,  sınıf düşmanlarının ensesinde. Yaşamıyla adım adım yok eden karanlıkları. Yeni yaşamı kurma mücadelesinde, güneş gibi berrak umudu, tıpkı yoldaşı murat gibi. Yoksulluğun ve ezilmişliğin içinden gelen iki yoldaş onlar.  Onlar ki, bu baskı ve sömürü karanlığına karşı mücadele içinde hem siperdaş, hem de partizanca yoldaş. Bedenleri yok artık aramızda, ama dolaşıyor aramızda umutları. Bilinçleri yarının müjdecisi ve gülüşleri hepimize kavganın şiarı olacak. Anıları bilincimiz, kavgaları erincimiz olacak!

Ne mutlu ki size, bu Mayıs günlerinde, güneşe uğurladıklarımızı yad ettiğimiz şu günlerde ve Cizir’de Sur’da Nisebin ve Şirnex’te özgür yaşam mücadelesinde şahadete erenlerin sayısını bile takip edemediğimiz bu kan deryasında, “Bijî berxwedana Rojava”  ya da “yaşasın özgürlük mücadelemiz” dercesine, siz de sizden öncekiler gibi, kavgaya tohum ve ardıllarınıza ilham oldunuz” denildi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu