Güncel

Ebru Günay: Açlık grevlerinin çözüm talebi, talebimizdir

HDP Sözcüsü Ebru Günay, tutsakların tecrite karşı başlattığı açlık grevlerine ilişkin konuştu

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme dair değerlendirmede bulundu. Günay, Yahudi halkının kutlayarak sözlerine başladı. Günay, Güney Afrika eski Devlet Başkanı Nelson Mandela’nın “İnsan haklarını inkar etmek, insanlığa meydan okumaktır” sözlerini hatırlatarak, “Ne yazık ki Türkiye İnsan Hakları Günü’nü iktidarın topluma karşı sistematik hale gelen saldırıları ve ağır bir insan hakları ihlali tablosu altında karşılıyor. AKP-MHP bloğu insan haklarını katlederek insanlığa, demokrasiye, özgürlük değerlerine meydan okuyor. OHAL ve KHK rejimi ile cezasızlık dosyaları, işkence, infaz, kayyumlarla insanlığa meydan okuyorlar. Tutuklamalar, ihraç ve hasta tutsakları kaderine terk ederek insanlığa meydan okuyorlar” dedi.
Eşit, özgür ve kardeşçe bir yaşamın temelinin insan hakkı olduğunun altını çizen Günay, iktidarın bu temel hakları ayaklar altına aldığını söyledi. Günay, “Evrensel insan haklarının yok sayıldığı, ihlal edildiği, insanların helikopterlerden atıldığı, siyasetçilerin, gazetecilerin, aydınların tutuklandığı, mezarlıkların tahrip edildiği, annelere çocuklarının cenazelerinin kargo yoluyla gönderildiği bir dönemden geçiyoruz” diye konuştu.

16 bin kişi gözaltına alındı

Partilerine yönelik 24 Haziran 2015’den bu yana yürütülen gözaltı, tutuklama operasyonlarına değinen Günay, şunları söyledi: “Siyasi soykırım operasyonlarında Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz, il-ilçe eş başkanlarımız, yöneticilerimiz, üyelerimizin de aralarında olduğu 16 bin 490 kişi gözaltına alındı, 3 bin 695 kişi tutuklandı. Tutuklananlar arasında 93 il eş başkanımız, 194 HDP ilçe eş başkanımız, 18 milletvekilimiz, 23 MYK, 21 PM üyemiz, 800’ü aşkın il ve ilçe yöneticimiz bulunuyor.  Halen 7 milletvekilimiz ve 15 MYK üyemiz rehindir. 13 milletvekilimizin milletvekilliği düşürülmüştür. Sadece 19 Ağustos 2019’dan bu yana, 3’ü Büyükşehir, 5’i İl, 33’ü İlçe, 7’si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 belediyemizin kayyım darbesiyle gasp edildi. 37 Belediye Eş başkanımız hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Halen 18 Belediye eş başkanımız rehin tutulurken, 7 Belediye Eş başkanımıza ev hapsi verildi. 82 Belediye Meclis Üyemiz görevden uzaklaştırıldı, 119 belediye meclis üyemiz gözaltına alındı, 2’si tutuklandı.”

En büyük hak ihlalleri

İnsan haklarına yönelik en büyük hak ihlallerinin bölge kentlerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaşandığını dile getiren Günay, “14 Aralık kent ablukalarında yaşanan insani, kültürel ve sosyal yıkımın üzerinden 5 yıl geçti. 11 il ve 49 ilçede uygulanan sokağa çıkma yasağı adı altında uygulamaya konulan kent ablukaları dönemi, bu toprakların tarihindeki en büyük hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri ve vahşet tablolarından biri olarak tarihe geçti. Şırnak, Cizre, Silopi, Sur, Nusaybin, Yüksekova, Silvan, İdil ve Dargeçit ilçelerinde aylarca süren ablukaların üzerinden beş yıl geçmesine rağmen işlenen ağır suçlar ilgili açılan davaların hiçbirinde bir ilerleme sağlanamadı, çoğu dava takipsizlikle sonuçlandı, birçok aile cenazesine bile ulaşamadı. Yargı, yaşanan yıkım ve vahşetin üzerini örtmeye çalışıyor her zamanki gibi. İşte bu tablo partimize, halkımıza, seçmenlerimize Türkiye toplumuna karşı yapılmış açık bir siyasi darbenin tablosudur. Bu tablo darbeci bir kliğin demokrasiye, insan haklarına, hukuka karşı açık şekilde savaş ilan etmesidir. Hedef partimiz ve demokrasi güçleridir ama zararını bütün Türkiye yaşıyor” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın Demirtaş’ı dedef göstermesi 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı hedef alan açıklamalarına tepki gösteren Günay, “Erdoğan, önceki dönem Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın, Yüksekdağ’ın ve rehin arkadaşlarımızın içeride tutulması için bir kez daha yargıya talimat verdi. ‘Demirtaş’ın hakkını koruyacak değiliz, yargımız Demirtaş’a böyle bir imkân tanımaz. Tahliyesinin asla önünün açılmasına yol vermeyiz’ diyerek Demirtaş’ı ve binlerce HDP’linin bizzat kendisinin talimatıyla içeride tutulduğunu bir kez daha itiraf etti. Biz de tam olarak bunu söylüyoruz, arkadaşlarımız, partililerimiz yargı kararlarıyla değil, Erdoğan’ın sarayın siyasi kararlarıyla içeride rehin tutuluyor diyoruz. Erdoğan işte bu gerçeği itiraf ediyor. Zaten hiç gizlemedi bunu, daha dün AİHM kararı sonrası ‘Karşı hamlemizi yapar işi bitiririz’ dediğinde yargıya talimat veriyordu bugün de yargıya talimat veriyor. Biz de diyoruz ki, arkadaşlarımızın özgürleşmesinin de toplumun sizden kurtulmasının yolunu da size rağmen mücadelemizle biz açacağız. Size rağmen bu ülkeyi özgürleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

İmralı tecridi

İmralı Hapishanesi’nde uygulanan tecrit politikasının Türkiye’yi karanlık bir tablo içine soktuğunu vurgulayan Günay, şöyle devam etti: “22 yıldır ağır bir tecrit altında tutulan Sayın Abdullah Öcalan, 2013-2015 yılları arasında çözüm ve demokratik müzakerelerin Türkiye’yi nasıl refaha ve huzura kavuşturacağını gösterdi. O dönem bize ‘Çözüm sürecinin ancak filmini’ yapabilirsiniz diyenler, son 5 yıldır ülkeyi korku filmi senaryosuyla yönetiyorlar. Buradan çıkış yolu Sayın Öcalan üzerindeki tecridin son bulmasıdır, sorunları diyalog ve müzakere yoluyla çözmektir. Bu karanlık tabloya son vermenin yolu, baskı ve saldırı kime karşı gelişirse gelişsin karşı çıkmaktır. İşte bu çözüm için yeniden cezaevleri, başta tecridin sona ermesi için yeniden açlık grevine başladılar. Şunu açıkça ifade ediyoruz, açlık grevine giren tutsakların çözüm talebi talebimizdir, bu talepler karşılanıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Türkiye’nin bu talepleri karşılamaktan başka şansı yok, başka yolu yok.
Eğer bu çözüm koşullarını yaratamaz, Türkiye’nin bu durumdan çıkarmanın yollarını bulamazsak, bu ülkenin çöküşünde hepimiz sorumluluk sahibi oluruz. Çocuklarımızın ve gelecek nesillerin yüzüne bakamayız. Hepimiz ağır bir sorumluluk ve vebal altındayız. Bu yok oluşu ve ülkenin uçuruma sürüklenişini izleyemeyiz. Bu sorumlulukla hareket ediyoruz dün olduğu gibi bugün de direnişi ve mücadeleyi yükseltiyoruz. Değiştirecek gücümüz, yarına dair umudumuz, kazanacağımıza ilişkin inancımız var.”
İmralı tecridine karşı hapishanelerde 15’inci gününde devam açlık grevi eylemleriyle ilgili Kürtçe açıklamalarda bulunan Günay, “AKP-MHP Türkiye’yi tüm halklar için birer cezaevine dönüştürmeye çalışıyor. Bugün binlerce insan suçsuz bir şekilde düşünceleri nedeniyle cezaevlerindedir. Cezaevlerinde durumlar daha kötüleşir. Cezaevlerinde başlayan açlık grevleri Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması için başladı. AKP, İmralı’ya dair hukuk ve insan hakları kriterlerini tanımıyor. Hem kendi yasalarını hem de uluslararası yasaları yok sayıyor. Türkiye’yi büyük bir cezaevine dönüştürerek, insanları nefessiz bırakmak istiyorlar. Cezaevlerinde binlerce siyasi tutuklu bu politikalara karşı çıkmak için grevde. Bu kötü koşulların değiştirilmesini istiyorlar. Cezaevlerindeki açlık grevleri demokrasi için yapılıyor. Onların talepleri bizim taleplerimizdir, bu çağrı karşısında sessiz kalmayacağız” şeklinde konuştu.
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu