GüncelMakaleler

ANALİZ | Erken Seçim Tartışmaları ve TC’nin Yama Tutmayan Yasaları

"Birincisi gerçek, halka dokunan bir muhalefet ve Kürtlerin sesi meclisten dışarı atılmış olacaktır ikincisi de AKP’nin meclisteki koltuk sayısı bu yolla artırılarak merkezi iktidar güçlendirilmiş olacaktır"

Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklama sonrası Türkiye gündemi bir anda kendini erken seçim tartışmalarının içerisinde buldu. Erdoğan’ın, “Yarından tezi yok, yeni bir gönül seferberliği başlatıyoruz.

Sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde telefonla ulaşarak, çarşambadan itibaren de bizzat sahaya inerek, milletimize gidecek kendimizi anlatacak, onun da derdini dinleyeceğiz” şeklindeki sözleri bir erken seçim için kendi partisini hazırlama çağrısı olarak yorumlandı.

Nitekim son 2 – 3 haftalık gelişmeleri düşündüğümüzde, erken seçim olasılığını güçlendiren kimi gelişmeler de yaşanmıştı.

AKP ilk olarak sürekli bir biçimde ısıtıp ısıtıp sofraya getirdiği suni bir darbe tartışması üzerinden kendi kitlesini partisine kenetlemeye çalıştı. Bunu hem önümüzdeki döneme genel hazırlık açısından yaptığını hem de daha kısmi olarak bir seçim hazırlığı bağlamında taktik açıdan uyguladığını söyleyebiliriz.

Genel bir hazırlık olarak AKP bu gibi söylemlere sıklıkla sarılmaktadır çünkü kendi kitlesini paramiliter bir sivil güç olarak kullanma ve bunu bir koza dönüştürme arzusu bulunmaktadır. Kaldı ki önümüzdeki günlerin sokak atmosferi açısından çok daha sıcak geçeceğine yönelik her öznenin güçlü bir öngörüsünün olduğu görünmektedir.

Darbe tartışmalarının üzerine AKP ve ortağı MHP’nin Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu’nda yapmayı düşündüğü değişikler tartışılmaya başlandı. Buna göre yapılan düzenlemelerle milletvekili transferlerini engellenecek ve Ali Babacan’ın kurduğu Deva Partisi’nin, Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’nin seçim öncesi mecliste grup oluşturmasının önüne geçilecek.

AKP kanadında hem Deva Partisi’nin hem de Gelecek Partisi’nin özellikle Erdoğan üzerinden her defasında küçümsenmesine rağmen sırf şu an onların somut varlıklarından ötürü yasa değişikliğine gidilmeye çalışılıyor. Bu partilerin mevcutta kitle tabanları meclisteki diğer partilerle kıyaslandığında oldukça azdır. Fakat buna rağmen AKP’nin irili ufaklı hiçbir karşıt güce tahammülünün bulunmadığı görülüyor.

Nitekim AKP’nin hali hazırda hiçbir “rakibiyle” eşit koşullarda mücadeleye girmeme gibi bir gerçekliği bulunuyor. HDP’yi dışarıda tuttuğumuzda bile sistem partilerine karşı da AKP bel altı siyaset, medya, kolluk ve yargı gücünü kullanarak onları güçten düşürmeye çalışmaktadır.

Sonuç olarak AKP, İyi Parti örneğine benzer bir şekilde Deva ve Gelecek partilerinin mecliste karşısına çıkmasını önlemeye çalışmaktadır.

Özetle, klasik darbe tartışmaları, Siyasi Partiler ve Seçimler Kanunu’nda değişiklik tartışmaları ve Erdoğan’ın “gönül seferberliği” çağrısı iktidar kanadının erken seçim tartışmalarının olduğuna yönelik güçlü bir veridir.

Bu sıralar AKP’nin sadece muhalefet tartışıyormuş, kendilerinin kesinkes böyle bir gündemi yokmuş gibi sunmaya çalıştığı seçim meselesinde bir anda tarihler kesilebilir. Şu an CHP biz erken seçime hazırız propagandası yapmaktadır ve AKP’de istediği sürece madem muhalefet istiyor buyurun size seçim deme potansiyeline sahiptir. Geçtiğimiz genel seçim döneminde de 6 Nisan 2018’de ‘erken seçim olmayacak’ denmiş fakat 18 Nisan 2018’de erken seçim çağrısı yapılarak ülke “baskın seçim”e götürülmüştü.

Hali hazırda “muhalefet” biz hazırız dese de bu tarz “baskın” veya erken seçimler büyük ölçüde hükümet partisinin işine yarar. Çünkü bu tarz şeylerin kararı hükümetteki partinin tekelinde olduğu için görece hazırlığının olmadığı ya da kendi işine yarayacağını düşünmediği hiçbir seçimin erkene alınmasının kararını vermez. Öte yandan bugün, yeni kurulan partilerin il ve ilçe teşkilatlarını örgütleme gibi iç bir süreci bulunmaktadır.

 

AKP ya iktidardır ya da hiç

AKP tüm bu tartışmalarla beraber adına kanun denilen faşizmin meşruiyet kolonları üzerinde bir yapboz gibi oynamaktadır. AKP sistemdeki her gediği, neredeyse her uzvu kendisine yarayacak bir biçimde o kadar revize etmeye çalışmaktadır ki artık yasalar yama tutmayacak bir hale gelmiştir.

Öyle bir düzen olmalıdır ki, AKP her koşulda iktidar da kalabilmelidir. Ve son yıllarda seçimlere ve sistemin bütününe yönelik yaptıkları tüm değişiklikler de bu temel mantık ile yapılmaktadır. Ve ancak tüm bunlara rağmen, AKP öyle ya da böyle güç kaybetmeye devam etmektedir, her güç kaybedişinde de yasalara yapacağı yamalarla süreci sürdürülebilir kılmaya çalışmaktadır.

Çünkü iktidarda ya da hükümette olma meselesi AKP açısından hayatidir. AKP’nin hem iç dizaynı, hem dışarıya ve sermayeye açılma biçimi hem de kitleyle temas kurma biçimi hep iktidarda olmaya endekslenmiş vaziyettedir.

Son başkanlık sistemi de AKP’nin bu yapısını güçlendirmiştir.

AKP’nin iç dizaynına baktığımızda öne çıkan her ismi her bakanı, bir pazar alanında “söz sahibi”dir. Milli Eğitim Bakanı’nın özel okulları, Sağlık Bakanı’nın özel hastane zinciri, Turizm Bakanı’nın turizm sektöründeki büyük payı, damat Berat Albayrak’ın yerli savaş sanayisindeki konumu vs. vs. Tüm bu birliktelikler AKP iktidarda olmadığı sürece sağlanabilir değildir ve hızlıca dağılma potansiyeli barındırır.

AKP’nin dışarıya açılma biçimi de benzerdir. Devlet olanaklarını, devlet kaynaklarını sadece kendi yandaşına büyük ihaleler üzerinden peşkeş çekerek kendine yakın sermaye grubunu palazlandırmaya çalışmaktadır. Bu sermaye grubu ile AKP’nin bağı AKP’nin iktidarda olması üzerine kuruludur.

AKP’nin kitleye açılan kapıları da AKP’nin iktidarda olması biçiminde dizayn edilmiştir ve AKP’nin muhalefetteyken kitleyle bağ kurma deneyimi bulunmamaktadır. AKP adına “bir dava”, “ulu-kutlu bir dava” dese de kitlesini kutuplaştırma siyasetinin bir parçası olarak kullanmaktadır ve bunu yaparken kendi kitlesinin etrafında “yasal” bir koruma kalkanı oluşturmaktadır. Bu yöntem iktidar gücüne sahip olmaksızın yapılabilir değildir.

Nitekim AKP’nin gerek kendi içindeki özneler gerekse de dışındaki özneler, AKP ile kurduğu bu bağın niteliğini bildiği için AKP’nin iktidarda kalabilmek adına her türlü yolsuzluğunu, hukuksuzluğunu, adaletsizliğini, din tüccarlığını… dolaylı ya da doğrudan desteklemektedir ya da buna en azından sessiz kalmaktadır. AKP iktidardaki konumunu kaybetmeye başladığı an, bu tek vücut gibi görünen birliktelikteki sessizlik bir sese dönüşecektir.

Her seçimin klasiği HDP’nin baraj altında bırakılmaya çalışılması

Sistemin siyasi arenadaki bir meseleye genel yaklaşımını şöyle özetleyebiliriz. Anti demokratik ya da daha sert faşizan uygulamaların ilk adımı, Kürtlerin ve onun temsiliyet bulduğu siyasi partiye karşı atılır ve daha sonra yasallaştırılarak neredeyse tüm muhalefete uygulanabilir hale getirilir.

Başkanlık sistemi, milletvekillerinin tutuklanmasının önünün açılması, yüzde 10’luk seçim barajı, kayyum uygulamaları gibi birçok uygulama bu zihniyete dayanmaktadır. Bugün azınlık sistem partileri için uygulanan kimi yaklaşımlar HDP veya diğer politik partiler için baki ve süreklidir. HDP’nin baraj altında bırakılması için türlü yöntemlerin denenmesi, örgütlülüklerinin dağıtılmak istenmesi, kitleyle arasında uçurum yaratılmaya çalışılması Türk faşizminin değişmeyen yüzüdür. AKP bugün bu geleneğin üzerine yükselmektedir ve Kürtlerin meclis dışı kalması onun için ikili bir yanı teşkil eder.

Birincisi gerçek, halka dokunan bir muhalefet ve Kürtlerin sesi meclisten dışarı atılmış olacaktır ikincisi de AKP’nin meclisteki koltuk sayısı bu yolla artırılarak merkezi iktidar güçlendirilmiş olacaktır.

Tüm bu tartışmalarla beraber erken veya baskın bir seçim ihtimali yüksektir. Bunun mevcut durumda AKP’nin işine yarar durumda olduğu söylenebilir. Fakat ister erken seçim olsun ister ön görülen takviminde uygulansın, faşizm koşullarında, adil olmayan şartlarda seçime gidileceği muhakkaktır. AKP ve faşist iktidar ortağı MHP türlü oyunları devreye sokabilir.

Tüm bunların karşısında kitlelerin öfkesi ve çelişkileri büyümektedir. Bu bizim açımızdan bir avantajdır, bu avantajı kitlelere dokunarak, örgütlenmemizin önündeki engelleri daha fazla kaldırarak bu avantajı gerçek bir güce dönüştürebiliriz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu