Ekoloji

1500 yıllık manastırın yanına RES diktiler: Arılar, kuşlar, tarım da tehdit altında

1500 yıllık manastırın yanına RES diktiler: Arılar, kuşlar, tarım da tehdit altında

Hatay’ın Defne ve Samandağ ilçeleri arasında bulunan Aknehir beldesi sınırları içerisinde olan St. Simon Manastırı, Rüzgar Enerji Santralleri (RES) nedeniyle tahribata uğruyor.

Samandağ’da bulunan St. Simon Manastırı içinde kurulan RES’lerin durdurulması için açılan davada mahkeme heyeti, ÇED olumlu raporunu kabul ederek RES kapasite artışına izin verdi. Karara tepki gösteren bölge halkı da yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’a başvurdu.

RES’lere karşı mücadele eden doğa ve yaşam savunucuları 30 Aralık 2016’da Samandağ ilçesine yapılması planlanan “Ziyaret Rüzgar Gülü Enerji Santrali Kapasite Artış” projesine Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı verilmesi üzerine Hatay İdare Mahkemesi’ne itiraz başvurusunda bulunmuştu.

Mahkeme tarafından görevlendirilen 7 kişilik bilirkişi heyeti, 17 Kasım 2017’de bölgede keşif yaparak raporunu hazırladı. Hatay İdare Mahkemesi’nde 28 Şubat 2018’de görülen duruşmada hem ÇED raporunu hem de bilirkişi heyetinin raporlarını olumlu bulunarak kapasite artışına karar verdi.

1500 yıllık kültür mirası kâr hırsına kurban

Mahkeme heyetine sunulan raporda, RES’in elektromanyetik alan çevre etkisi değerlendirilmesinde, RES bölgesinde oluşabilecek manyetik alan seviyelerinin insan sağlığına zararlı olmadığı belirtildi. Raporda projenin flora ve fauna açısından değerlendirilmesinde, “Tehlike olmadığı ve faunistik olarak bir etkisinin olmayacağı” kabul edildi.

Mahkemenin kararı üzerine doğa ve yaşam savunucuları, yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’a başvurdu.

Sendika.Org’a konuşan Halkevleri Hatay Şube Yöneticisi Garip Ramazan, 1500 yıllık tarihi olan St. Simon Manastırı 1. derece sit alanında bulunmasına rağmen sermayenin kâr hırsıyla tahribata açıldığını  dile getirdi.

Tahrip eden restorasyon

Restorasyon gerekçesi ile 2,5 yıl ziyarete kapatılan manastır, tekrar açıldığında büyük tahribat ile karşılaştıklarını, 1. derece sit alanı olması nedeniyle çivi çakmanın bile yasak olduğu alanda restorasyon kapsamında manastır girişine Arnavut kaldırımı döşendiğini, kantin tarzında yapıların inşa edildiğini, manastırın bulunduğu bölgenin teller ile çevrildiğini, hangi amaç ve nedenle yapıldığı bilinmeyen dev bir çatıyla karşılaştıklarını belirtti.

Arılar, kuşlar ve tarım etkilendi

RES türbinlerinin çıkardığı sesten oldukça rahatsız olduklarını,  RES’lerin yarattığı manyetik alan ve rüzgar akımıyla; özellikle arıların ve dünyanın en önemli üç ana kuş göç yolundan birinin tahrip edildiğine dikkat çeken Ramazan, bölgede tarımsal faaliyetlerin azaldığını, RES türbinleri kurulduktan sonra bazı ürünleri yetiştiremediklerini ve yetişen ürünlerin de verimli olmadığını söyledi.

Doğayı ve yaşam alanlarını talan eden sermaye projelerine karşı mücadele edeceklerini, yaşam alanlarına ve doğaya sahip çıkanlarını söyleyen Ramazan, ”Olumlu çıkan Çevresel Etki Değerlendirilmesi raporuna itiraz ediyor, kapasite artırma çalışmalarının durdurulması, tarihi mirasa, doğaya verilen tahribatın giderilmesini Avrupa’nın hurda teknolojilerinin derhal kaldırılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu