GüncelMakaleler

YORUM | Yerellere Yerleşmek Kitlelerle Bütünleşmek!

"Çelişkilerin en yoğun yaşandığı yerlerde, güçlerimizi konumlandırıp öne çıkanı en başa koymak koşuluyla o alanda bulunan mümkün olduğunca geniş kitlelerle bütünleşerek sistemin adaletsizliğine karşı mücadele etmeliyiz"

Demokratik halk iktidarı mücadelesinde kitleleri örgütlemek mücadelede başarıya ulaşmanın olmazsa olmazıdır.

Ülkemizin geri iktisadi ve kültürel yapısı, kitleleri kendi somut talepleri üzerinden örgütleyip siyasal iktidar mücadelesinde savaştırmayı zor ve meşakkatli hale getiren en büyük etkeni oluşturmaktadır. Bu nesnel durumun en büyük olumsuz etkisini de ne yazık ki toplumsal hareketlere önderlik eden siyasal yapılarda gözlemlemekteyiz.

Sınıf mücadelesi bizden bağımsız toplumsal bir gerçekliktir. Bizler bu nesnel durumun ortaya çıkarttığı bireysel ve sınıfsal özneleriz. Yaşadığımız toplumun reel gerçekliğinin bilincine vardıkça artan toplumsal duyarlılıklarımız oranında kendi haklarımız için mücadeleye koyuluruz.

Bu hak mücadelesinin sadece bizim bireysel mücadelemizle başarıya ulaşmayacağı bilinci geliştikçe kendimiz gibi haksızlığa uğrayan bireysel ve toplumsal kesimlerle bir araya gelmeye ve bu uğurda ortak mücadeleye girişmek zorunluluğu duyarız.

İşte bu zorunluluk bizim kitlelerle birleşmemizi ve ciddi bir toplumsal güç haline gelmemizi zorunlu kılıyor.

Kitle hareketlerinin kabarma dönemlerinde bu güçlerle birleşmek ve büyümek kolaylaşır ancak dalganın geri çekiliş anlarında onlarla yakaladığımız ilişkiyi muhafaza etmek olukça zor ve meşakkatlidir. Zor ve meşakkatli olan işleri de ancak bu zorlu zamanların bilinç ve kültür düzeyine ulaşmış sınıfsal ve ideolojik donanıma sahip olan kadro ve yapılar başarabilir.

Coğrafyamızın sisteme muhalif hareketleri yarım asırlık bir tarihsel geçmişe sahip olmalarına rağmen yaşanmış acı tecrübelerden yeterli dersleri çıkaramadıklarından istenilen olgunluğa erişememiş ezilen ve sömürülen kitlelerle sağlam, kalıcı bağlar kuramamışlardır.

Bu olumsuz tablonun sosyolojik, kültürel ve ideolojik nedenleri başta olmak üzere çok çeşitli sebepleri vardır. Sosyal iktisadi temel bu olumsuz durumun esas nedenini oluşturuyor. Üretim yapısının dağınıklığı ve küçük işletmelerin yaygınlığı geniş işçi ve emekçi yığınların bir araya gelmesini ve birlikte büyük bir güç oluşturmasını engellemektedir.

Ezilen ve sömürülen kitlelerin kendilerine karşı gelişecek mücadelesinin bilincinde olan ve bu mücadeleden korkan emperyalist-kapitalist sistem sahipleri, ezilen yığınların bir araya gelip büyük güç oluşturmalarını engelleyen çok çeşitli üretim modelleri oluşturarak saltanatlarını sürmesini güvenceye almanın gayreti içinde oldular. Esnek üretim, kalite çemberleri ve  coğrafyamızda son yıllarda pervasız bir biçimde uygulanan taşeronluk sistemi bunların en bilinir olanlarını oluşturmaktadır.

Egemenlerin bu bir nevi böl, parçala, yönet politikalarını andıran sistemlerine karşı başarılı bir mücadele yürütemeyen sistem muhalifi güçler, geçmişte örgütlediği kitleleri de saflarında muhafaza edememiş gün geçtikçe var olan güven durumunu da yitirerek günümüzde görüldüğü haliyle marjinal bir duruma düşmüştür.

Bu güven yitiminde en büyük etkenlerden biri de sosyalist sistemlerin yıkılışı ve geriye dönüşlerin kitlelerin bilincinde yarattığı tahribatlardır. Kapitalist-emperyalist sistemin bu görece zaferi, ezilen sınıfların kendi ideolojilerine olan inancı zayıflatmış, milyarlarca işçi-emekçinin kendi emek değerlerine yabancılaşmasını had safhaya vardırmış dersek abartmış olmayız.

Teknoloji bu yabancılaştırmanın en iyi silahıydı

Sistem muhalifi olan bizler açısından oluşmuş bu olumsuz gelişmeleri dikkate alarak bulunduğumuz her alanda kitleleri kendi somut durumları ve öne çıkan çelişkileri temelinde örgütlemek anın acil ihtiyacıdır. Kendi kafamızda olanları onlara dayatan değil, onların yaşadığı nesnel durumu dikkate alarak onlarla birlikte mücadele etmeyi, onlara doğru yol ve yöntemleri kavratmayı mücadelede başarılı olmanın olmazsa olmazı olarak bilinçlere kazımalıyız.

İçinde yaşadığımız toplumun sisteme egemen olan güçlerle çok çeşitli çelişki ve çatışkıları mevcuttur. Başta sınıf çelişkisi olmak üzere egemen olan ulusla ezilen bağımlı ulus, hâkim olan inanç ile yok sayılan ve hor görülen inanç, eril kültürün ezdiği kadın ve farklı yaşamı tercih eden toplumun değişik kesimlerine sahip güçler arasındaki çelişkiler öne çıkan başlıca çelişkilerdir.

Biz bu çelişkilerin en yoğun yaşandığı yerlerde, güçlerimizi konumlandırıp öne çıkanı en başa koymak koşuluyla o alanda bulunan mümkün olduğunca geniş kitlelerle bütünleşerek sistemin adaletsizliğine karşı mücadele etmeliyiz.

Demokratik halk iktidarı uğruna verdiğimiz bu mücadelede en asgari talebimiz; halk için demokrasi ve emekçiler için özgürlüktür. Bunu başaracak tek güç kitlelerle bütünleşmiş sağlam disiplin ve ilkeli bir öncü harekettir. Bu hareketi yaratacak olanda nesnel gerçekliğe uygun doğru mücadele biçimleriyle yaşama yön verecek isabetli taktik politikalardır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu