KadınMakaleler

ÇEVİRİ | Militan mücadelenin simgesi; Dandakaranya Adivasi kadını* (G. Uike)

"Kadınlar özel devrimci günlere önderlik etmekte ve katılmakta; zorla göç ettirme karşıtı mücadele, Janathana Sarkar’ın toprak düzenlemesi programın ve seçimlerin boykot edilmesi gibi Partinin çağrılarının uygulanmasında sorunlarla mücadele etmekteler"

Amerikalı yazar ve gazeteci Jack Beldon, Çin’de yeni demokratik toplum için verilen savaşta kadın hareketi hakkında şunları yazmıştı; ‘Çin Komünist Partisi devrimin zaferinin anahtarına sahip.

Çin toplumunun en ezilen kesimini kazandı.’ Dandakaranya (DK)’daki kadın hareketini görünce, Beldon’un bu sözleri aklıma geldi. Aslında, Çin Devrimi’nden sonra, halk savaşının olduğu yerde, Yeni Demokratik Devrimin zaferi için feodal, komprador, emperyalist sisteme karşı silahlı mücadelenin olduğu yerde kendi kurtuluşu olduğu kadar tüm toplumun kurtuluşu için işçi sınıfı kadınlarının geniş çapta aktif olarak bu mücadeleye katıldıklarını kanıtlayan DK’deki devrimci harekettir.

Halk Savaşı, kadınların tereddütlerini paramparça etti. Güçlerini ikiye katladı. Kadınların kurtuluşunun yolunu gösterdi.” (Anuraadha Gandhy)

Dandakaranya’daki (DK) kadınlar devam eden Uzun Süreli Halk Savaşı üzerindeki baskıya karşı direnişte en ön saflarda bulunmaktadır. Başlangıçta DK Kranthikari Adivasi Mahila Sangathan’da örgütlenen Dandakaranya kadınları, artık Halk Savaşının her alanında yer alıyorlar. Uzun Süreli Halk Savaşı güçlendikçe, kadınların direnişi de daha militan hale geliyor.

Bu noktada, gittikçe artan örnekler bulunuyor ve bu örnekler Halk Savaşının önemli bir bileşeni haline gelmiş durumda. Yaşça daha büyük kadınlar çocuklarını savaşa katarken, genç kadınlar artan bir şekilde Halk Kurtuluş Gerilla Ordusu’na (HKGO) katılım sağlıyorlar. Kadın üyelerin sayısı, tüm gücün yarısından biraz daha fazlasına ulaşmış durumda. Burada detaylı bir rapor veriyoruz. Bu makale kadınların ajitasyon faaliyetlerine odaklanmaktadır.

Burjuva devletler, halk hareketinin üstesinden gelmek için kadınlara yönelik cinsel vahşeti askeri ve kültürel bir silah olarak görür. Ancak, şimdi birçok yeni zalim biçimleri uyguluyorlar. Bununla birlikte kadınlar HKP(Maoist)’in önderliğinde yaşama hakkını elde etmeye uğraşıyorlar ve HKGO’nun desteği direniş biçimlerini geliştiriyor. Buna bir göz atalım.

Sarkinguda olayıyla başlayan kitlesel vahşet ve katliam Bastar bölgesindeki Kunna, Dabba, Gellur, Nedra, Gottum ve Ithawara’da devam etti. Tüm bu yerlerde kadınlar kitlesel olarak tecavüze uğradı. 2016’da Güney Bastar bölgesinde Gompad’daki Madkam Hidime’nin tecavüze uğradıktan sonra öldürülmesi toplumun çeşitli kesimlerinin protesto noktası haline geldi. Neredeyse aydınlatılan olaylar kadar aydınlatılmayan olaylar da mevcut.

Bastar’da 2005’ten 2008’e kadar süren kötü şöhretli vahşi askeri saldırı kampanyası olan Sala Judum sırasında binden fazla sıradan insan öldürüldü, elli binin üzerinde insan ise “Rahath Sibir” (Yardım Kampı) adı altında polis kamplarına taşındı. Yaklaşık 640 köy tahrip edildi. Baskı biçimleri İngiliz emperyalistlerininkinden daha az değildi. Demokratik ve sivil hak örgütleri kadınlara yönelik 500 cinayet ve 99 zulüm kaydetti. Anayasa Mahkemesi’nde dava açtılar. Bu olayların üzerinden geçen on yıl sonra hala herkes ezilenlerin adalete kavuşmadığını biliyor. Kongre Partisi ve BJP, Bastar’ın acımasız kompradoru Mahendra Karma tarafından yönlendirilen Salwa Judum’u birlikte yürüttüler.

Bastar halkı ve kadınları bu saldırıdan derin acı çektiler. Bu nedenle HKGO Mahendra Karma’yı 2013 Mayıs ayında gerçekleştirdiği saldırıyla öldürdüğünde kadınlar rahatladı. Salwa Judum’u Yeşil Av Operasyonu takip etti ve şimdi de “Naxalizm’i ortadan kaldırmak” için beş yıllık bir süre için başlayan stratejik bir saldırı olan SAMADHAN gündemde.

DK halkı, İngiliz karşıtı hareketten başlayarak zengin bir mücadele geleneğine sahiptir. DK Özel Gerilla Bölgesi’nin tamamında bu mücadele mevcuttu. Artık erkek ve kadınlar, zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyleri olmadığının farkındalar. Kadın örgütü, kadınlara yönelik arkaik ataerkil geleneklerde, üretim, mülk ve evlilikteki rollerinde önemli bir değişiklik sağladı. Kadınların ekim ve hasat yapmalarına izin vermeyen geleneği yıktı; eşit toprak hakkı, eşit ücret ve istedikleriyle evlenmelerini sağladı.

Onlar sadece kadın örgütünün değil, aynı zamanda köylü örgütlenmesinin, halk iktidarının, milislerin ve her türlü halk örgütlenmesi ve mücadelesinin birer parçası durumundalar.

Kadınlar özel devrimci günlere önderlik etmekte ve katılmakta; zorla göç ettirme karşıtı mücadele, Janathana Sarkar’ın toprak düzenlemesi programın ve seçimlerin boykot edilmesi gibi Partinin çağrılarının uygulanmasında sorunlarla mücadele etmekteler. Burjuva “güçlendirme”nin aksine, halk yönetiminde kadınlar gerçekten güçlenirler.

Halk Savaşı’nın ilerletilmesinde militan ve ilham verici role sahiptirler. Baskıcı saldırılar ortaya çıktıkça, kadınlar daha da aydınlandı ve politik anlayışlarında ve askeri bakış açılarında önemli bir artış gösterdiler. Kadınlar, hem sömürüye hem de onlara karşı uygulanan baskıya; hem genel olarak devlet şiddetine hem de özel olarak kendilerine uygulanan şiddete karşı mücadeleyi yükselttiler.

 

Köyün “göz küresi”

Şiddetli baskı erkekleri dayanıksız bıraktı. Böylece günlük yaşamın en küçük ihtiyaçlarından pazara kadar her şey kadınların sorumluluğu haline geldi. Bunun zaman zaman onlar için can pazarı haline geldiğini söylemek abartı olmaz. Kadınlar nöbet tutuyor, devriyeye çıkıyorlar. Bölgelerine gelen silahlı güçleri tuzağa düşürmek için derin çukurlar kazıyorlar, bubi tuzağı döşüyorlar.

İlginç bir özelliktir; ne zaman bir silah sesi duysalar, HKGO’nun pusu attığını anlıyorlar ve anında savaşçı yoldaşlar için su ve yiyecekle birlikte oraya gidiyorlar. Aynı zamanda yaralıları güvenli yerlere taşıyorlar. Bu HKGO güçlerinin halk desteğini sağlıyor. Artık kadınlar, polis geldiğinde HKGO’ya haber vermek için fişek atıyorlar. Dahası, yakacak odun almak, mahua ve diğer günlük işleri yapıyor görüntüsü altında polis keşfi yapan da kadınlar.

 

Efsanevi direniş

Baskı biçimleri, direnişin biçimlerini de geliştirmeye devam ediyor. Son dönemde kadınlarda devrime ihanet edenler de dahil olmak üzere polise karşılık vermede örnek bir ruh geliştiğini görmekteyiz.

Köylerine polis geldiğinde polise karşı direnişin ön saflarında kadınların yer aldığı sayısız örnek vardır. Polisin köylülerini götürmesini engelliyorlar. Hatta kadınlar polis karakoluna veya polis kampına; başarılı olamazlarsa da blok ya da ilçe merkezine gidiyorlar. Hintçe bilmemeleri onları tereddütte bırakmıyor. Çatışma olduğu durumda sevdiklerinin cansız bedenlerini almaya cesaret ediyorlar. Polis ise kadınlara saldırıyor ve onları beyhude bir çabayla korkutmaya çalışıyor.

Tüm gerilla bölgesinde yaşanan olaylara ilişkin net bir şekilde ortaya çıkan tablo şu şekilde:

* Ekim 2015’te polis, Bijapur bölgesi Bezagudem P.S.’nin yetki alanındaki Pegadapelli, Çin Gellur, Peda Gellur, Gundam ve Budgin’deki çiftçilere eşzamanlı saldırılar düzenledi ve rastgele ateş açtı. Polise direnen kırk kadının evlerini yağmaladı. Hamile bir kadına işkence yaptı. On dört yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz etti. Aynı bölgede polis, 11-14 Ocak 2016’da Nendra ve Gottum köylerine saldırdı. Polis, evlere girip yedi, içti ve istedikleri gibi yağmaladı. On altı yaşında bir kadına cinsel saldırıda bulundu.

Bu olayları protesto etmek için kadınlar Bijapur’daki Vergi Dairesi önündü bir gösteri düzenledi. Bir kadın öfkeyle polise taş attı ve bu gösteri, bu fotoğrafla birlikte medyada yer aldı.

* Sukma bölgesinde bir başka olayda, Görev-2016’nın bir parçası olarak polis Koona ve Dabba köylerine saldırdı ve halkı döverek evlerini yağmaladı. Köyün bütün kadınlarını okul binasında topladı ve onlara cinsel saldırıda bulundu. Kadınlar bebeklerini emziren anne olduklarını söyledi ancak polis onları dinlemedi bile. Polis, kadınların yalan söylediğini iddia ederek gerçekten emzirip emzirmediklerine kontrol etmek için memelerini sıktılar! Bu şekilde bilinçli olarak sekiz kadını cinsel şiddete maruz bıraktılar. Bu tür bir olayın ardından kadınlar, anne olduklarını, tutuklananlarla akraba olduklarını göstermek ve onları polis güçlerinin karakolundan çıkarmak için acı ve öfkeyle kendi memelerini sıktıkları örnekler yaşandı.

* 2017 Ocak ayında Birju Thimma ve Sumithra Gota, Gadchiroli bölgesindeki akrabalarını ziyaret için Jonnawara köyüne gidiyordu. C-60 komandoları onları yolda yakaladı ve kadınlara cinsel vahşet uyguladı. Yakındaki köylerin kadınları Gatta Karakolu önünde olayı protesto etmek için bir araya geldi. Sorumlu polislerin cezalandırılmasını istediler. Bu bölge, Surjagarh madencilik sahasının alt tarafında bulunmakta.

* Aynı ayın sonunda Gampur köyünden Emula Sukmahti ve Kadthi Bheemal, haftalık pazara giderken Bailadilla’daki NMDC maden ocaklarının yakınındaki tepede yakalandılar ve ağır işkenceye maruz kaldılar. Sukmathi’ye cinsel saldırıda bulundular ve ikisini de katlettiler. Olay, Malinger nehrinin yanında polisin uydurduğu sözde çatışma hikayesiyle ortaya çıktı. Kadınlar cinsel saldırı ve cinayetle ilgili adli soruşturma yapılması isteyerek Kirundel karakolu önünde kalabalık bir protesto düzenlediler. Sorumlu polisler görevlerinden uzaklaştırılıncaya kadar iki kadının cenazesini almayacaklarını söylediler.

* Palnar yönetimine bağlı Dantewada kız yatılı okulunda 31 Temmuz 2017’de yaşanan olay, Adivasi örgütleri, demokratlar ve kadın örgütleri tarafından şiddetle kınandı.

CRPF (Merkez Yedek Polis Gücü) polisleri, “Raakhi” festivalinin yapıldığı gün öğrenci yurduna girdi. Bu Hindu festivali, kadınların erkek kardeşlerinin ellerine “Raakhi” denilen bir şeritle bağladıkları sırada yaşadıkları endişeyi temsil eder. Polis ise “Raakhi”ye yeni bir anlam yüklediler. Kız öğrencilere cinsel tacizde bulunmaya çalıştılar.

* Bijapur bölgesinde, 2017 Kasım ayında polis, Gangaluru Karakolunun yakınındaki Avnar, Thodka ve Korsoli köylerine saldırdı ve rastgele insanların üzerine ateş açtı. Punem Raju isimli bir genç yaşamını yitirdi ve bazı genç erkek ve kadınlara işkence yaptı, kızlara tecavüz etmeye çalıştı. Sonra köyün 200 kadını bir araya geldi ve polise direndi. Polis tüfek dipçikleri ve sopalarla kadınlara saldırdı. Birçok kadın ağır yaralandı. Ancak kadınlar erkeklerini ve kadınlarını gözaltından kurtarmayı başardı.

Daha sonra bin kadın, polisin kadınları dövdüğü sopalarla birlikte Bijapur Vergi Dairesi önünde toplanarak bir gösteri yaptı. Kadınlar, köylerdeki polis devriyelerinin, halka rastgele ateş açılmasının, sözde “çatışma” adı altında çiftçilerin öldürülmelerinin  durdurulmasını ve kadınlara işkence yapan polislerin cezalandırılmasını istediler. Polisin saldırısında oluşan yaralarını ve dövüldükleri sopaları medyaya gösterdiler. Polis, DRG (Bölge Koruma Görevlisi), SPO (Özel Polis Güçleri) ve paralı çeteler kadınları gösteri yapmamaları yönünde tehdit etmişlerdi. Ancak kadınlar korkusuzdu.

* 2017 Temmuz ayında polis Sukma bölgesindeki Gompad köyünde, kendi tarım arazilerine giren alanda odun toplayan kadınlara ateş açtı. Soyam Rame ağır, iki kadın ise hafif yaralandı. Rame Telangana’daki Bhadrachalam hastanesinde tedavi görürken, polis onu ve kocası Soyam Kanna’yı kaçırmaya çalıştı. Kadınlar bu saldırıyı protesto ettiler ve Sukma’da bir miting düzenlediler.

* 2017 Aralık ayında Podiyam Jogi, Bijapur bölgesindeki Pamed Karakolunun yetki alanında bulunan Jarapalli köyünde sözde “çatışma”da öldürüldü. Yaklaşık yüz kadın Bijapur’a gitti ve bu cinayeti kınayan bir gösteri gerçekleştirdi. Kadınlar, sözde “çatışma” adı altında yapılan cinayetlerin durdurulmasını istedi. Jogi’nin cenazesini de getirmişlerdi ve son dinsel törenlerini burada yaptılar.

* 6 Ocak 2018’de polis, Bailadilla tepelerinin eteklerindeki Karka, Dumri ve Paralnar köylerine saldırdı. Kaçan sığırlarını arayan Madkam Sombaru isimli on iki yaşındaki erkek çocuk bu saldırıda yaşamını yitirdi ve Madkam Boti ise ağır yaralandı.

Sombaru’nun annesi Madkam Somidi bu olayı protesto etmek için Bacheli Polis Karakolu önünde bir gösteriye önderlik etti. Gösteriye katılanlar yaralanan diğer çocuğun tedavi edilmesini istedi. Olayı medya önünde teşhir ettiler. Ayrıca insan hakları örgütlerinin yardımıyla Yüksek Mahkeme’de olayla ilgili bir dava açtılar.

* 3 Haziran 2018’de kadınlar Avnar, Thodka ve Paralnar köylerine yapılan saldırıda herkesi ayrımsız dayaktan geçiren polis memurlarının cezalandırılmasını talep eden bir gösteri düzenlendi. Polisler gösteri yapılan yere traktörlerin içinde gizlenerek geldi ve kitleye saldırdı, bu saldırıda on beş kişi ağır yaralandı. Yaralananlar arasında 8 ila 14 yaş arasındaki ilkokul çağındaki çocuklar da bulunmaktaydı.

* 6 Ağustos’ta polis, Sukma bölgesindeki Nulkathong köyünü rastgele taradı, bu saldırıda on beş köylü yaşamını yitirdi. İçişleri Bakanı 15 Naxalisti öldürdüğü için polisi kutladı! Gompad, Nulkathong ve Kindrem köylerinin erkek ve kadınları, polisin köyü rastgele taramasını kınamak için Dornapal polis karakolunun önünde bir gösteri düzenlediler. Protesto için, polis ateşinde ölenlerin cenazelerini teslim almadılar. Sahte “çatışma”yı medyaya teşhir ettiler. Olay, birçok insan hakları örgütü ve medyanın dikkatini çekti. Halkın önünde acı gerçekleri ortaya çıkaran hakiki bulgular vardı.

* Yine bir başka olayda, BSF (Sınır Güvenlik Güçleri) ve polis, 24 Eylül 2018 tarihinde Kanker ilçesinin Gattakal, Kuvvekodi ve Badpara köylerinin kadınlarına kötü muamelede bulundu. İnsanları ve yaşlıları Naxalistlerin yerlerini söylemeleri için dövdü. Bu saldırıyı protesto etmek için halk Koyilibeda Polis Karakolu önünde bir gösteri düzenledi. ajitasyona kadınlar önderlik ettiler. Hükümet, olayın sorumlularını kabul etmek ve onları açığa almak zorunda kaldı.

* Narayanapur bölgesinde halk, Kutul’daki haftalık pazarı yasaklayan polise kadınların önderliğinde karşı çıktı. Pazarın yeniden başlamasının ardından Bölge Vergi Dairesi ve polis iradesi bir protokol yapmak zorunda kaldı.

 

Son olaylar

* 2019 Ocak ayında, bir Parti faaliyetçisi, Bastar bölgesindeki Darbha PS’nin yetkisi altındaki Addam köyüne gitti. CRPF ve DRG’ye bağlı polisler bu faaliyetçiyi tutukladılar ve cinsel saldırıda bulundular, ardından katlederek, sözde “çatışma” yaşandığını açıkladılar.

* 4 Şubat’ta Chinthaguppa Polis Karakolu’nun yakınındaki Goddaliguda köyünün kadınları odun toplamak için ormana gitti. Orada bulunan CRPF, COBRA ve DRG polisleri aniden üzerlerine ateş açtı. Dört çocuk annesi Podiyam Sukki olay yerinde yaşamını yitirdi. Bir başka kadın Podiyam Deve ağır yaralandı. Bu olay nedeniyle köylüler öfkelendi ve protesto etmek için bir miting düzenledi.

* Yine Şubat ayının 7’sinde Maad tepelerine bitişik Indravathi Nehri’nin biraz uzağındaki beş-altı köyden insanlar, geleneksel programları için Thadaballa-Bodaga köyü yakınlarında toplandılar. Bu bilgiye ulaşan DRG ve STF polisleri gece gizlice nehri geçtiler ve sabah saat 9.00 civarında halka saldırdılar. Beş genç kadın bu olayda öldürüldü. Birçoğu ise tutuklandı, ağır işkencelere maruz kaldı ve tutuklandı.

Genç kadınların cesetleri, sanki vahşi hayvanların saldırısına uğramış gibiydi. Bu olay, polis tarafından sahte rapor düzenlenerek, HKGO üyesi Maoistlerle yoğun bir çatışma olarak  lanse edildi. İnsan hakları örgütleri köyün halkını ziyaret etti ve gerçekleri ortaya çıkardı.

* Bir başka olayda kadın aktivistler, Bijapur bölgesindeki Thoyenar Polis Karakolunun yetkisi altındaki Jeedimetta köyüne gitti. Polis de aynı ormana ot çekmek için gelmişti ve kadınların çevresini kuşatarak onları tutukladılar. Kadınlar üç hafta boyunca Bijapur ve Bhairamgarh karakollarında gözaltında tutuldular ve tanımlamayacak kadar ağır işkencelere maruz bırakıldılar. Daha sonra haklarında yalan bir dava açılarak hapishaneye gönderildiler.

 

Hainlere yönelik kısasa kısas

Devrime ihanetçi haline gelen çok sayıda mücadeleyi terk eden insan mevcut. Bu tür kişilerin çoğunun özellikle Maoist silahlı güçlere karşı saldırılarda Bölge Yedek Güçleri (DRG) içinde konumlandırıldığı bilinen bir gerçektir. DRG, paramiliter ve polis kuvvetlerinin devriyelerinde ve ayrıca halka ve onların mallarına yönelik yapılan saldırılarda ön safta yer alacak şekilde eğitilmektedirler.

Kadınlar, onlara insanları tutukladıklarını, dövdüklerini ve vahşice öldürdüklerini görünce öfkeleniyorlar. Aslında, onlar kendileri için çalıştıkları zamanlarda, onlara yiyecek, su ve kalacak yer vermişlerdi. Dolayısıyla onlara soruyorlar; “Gelip bizi dövmekten utanmıyor musun? Kendimizi bize politik olarak tanıttınız. Bizi örgütün içine aldınız. Bizi siz yönlendirdiniz. Peki, şimdi ne hakla bizi cezalandırıyorsunuz?” Ve sonra ekliyorlar, “Cezalandırılacaksınız!”

Narayanapur bölgesindeki bir kadın, kayınpederini devriye sırasında dövdüğü için bir haine tokat attı. Ona, kendisini örgüte getirdiğini ve kadın örgütlenmesinin lideri yaptığını ve evine geldiğinde ona hizmet ettiğini hatırlattı. Yine de bu hain bundan utanmadı ve kadının kocasını, yediği tokatın öfkesiyle ağır bir şekilde dövdü.

Bir başka olayda bir kadın kocasının tutuklanmasından sorumlu olan bir haine rastladı. Partide iken onu koruduklarını ve şimdi kendilerini yok etmek istediğini söyleyerek, haini dövmek için eline sopayı aldı. Birkaç köyün kadınları, Partiden ayrılan ve liderlerini tutuklayarak köylerin etrafında dolaştıran bir haini teşhir etmek için polis karakoluna yürüyüş yaptı.

Birçok olayda kadınlar, hainleri, geçmişte Partideyken kendileri için yaptıklarını hatırlatıp kınadıklarını söyleyerek ağzını açamaz hale getiriyor. Hainler korkmuyorsa bile, sıradan kadınlarla böylesi durumlarla karşılaşmaktan çekiniyorlar.

 

Tuzağa düşürülemez – Yönetilemez

Sivil Eylem Programı, polisin halkı güçsüzleştirmeye çalıştığı bir program. Ancak Dandakaranya kadınları bu programı kabul etmediler ve polisin kendilerine teklif ettiği sarileri ve kap-kacağı reddettiler. “Çocuklarımızı öldürüyorsunuz, bize tecavüz ediyorsunuz. Sizin kanlı ellerinizden hiçbir şey almayacağız” dediler. İronik olarak polis, kendilerinden hiçbir şey almadıkları için bile kadınları dövdü.

2018’de Nagaram bölgesinin halkına tendu yaprağı için prim verileceği konusunda bilgilendirme yapıldı. Ancak Jegurugonda polisine gittiklerinde, polis onlara zorla yaşlılık maaşı verdi. Emekli maaşı kırk bin rupiydi ve kadınlar birlikte RPC’ye (Devrimci Halk Kolektifi) vermeye karar verdiler. Ancak kadınlar PDS’ye (Halk Dağıtım Sistemi) pirinç almaya gittiklerinde, Kitle Örgütlerinin ve RPC’nin liderlerinin ve aktivistlerinin isimlerini vermeye zorlandılar. Bunu yapmadıkları takdirde kendilerine günlük ihtiyaçlarını dahi vermeyecekleri söylendi.

Kadınlar bazı örneklerde polis saldırılarına karşı dava açıyorlar. Polis, kendilerine dava açan Bijapur bölgesindeki Nendra ve Gottum’lu kadınlarla anlaşmaya varmak için uğraştı. Fakat kadınlar sordu: “Siz bize karşı acımasız ve insanlık dışı vahşet uygularken davamızı neden geri çekelim? Asla geri adım atmayız!”

 

Çocuklarını feda etmek

Tüm bu olaylar, kadınlardaki artan devrimci yönelimi gösteriyor. Ama bu son değil. Kadınlar tam zamanlı aktivistler olarak harekete katılıncaya kadar ilerliyorlar. Daha yaşlı kadınlar, kendi çocuklarını HKGO’ya veriyor. Bijapur bölgesinden bir anne, 2 Aralık 2018’de HKGO günü vesilesiyle “Ben altı çocuğumdan iki oğlumu HKGO’ya gönderim. Şimdi bir evladımı daha gönderim” dedi.

76 CRPF polisini ortadan kaldıran ünlü Thadimetla saldırısında şehit düşen Rukmathi Yoldaşı gibi devrimci anne ve babaların şehit kızlarını da görüyoruz; yaşamını yitirmeden önce cesaretle tek başına savaşan ve iki C-60 komandosunu ortadan kaldıran Ranitha, polisler içinde bulunduğu eve ateş açtıklarında kuşatmadan neredeyse hiç kaçma şansı yokken direnen Rajitha; kendilerine saldıran polise karşı sert bir mücadele veren Yoldaş Vijjo; ve daha birçok kahraman devrimci kadın… Dandakaranya kadınları Lenin’in “Kadınsız devrim olmaz” sözünün kanıtıdır.

 

Sözde reformlara karşı olmak

Hükümetler, Adivasi kadınlarını gerçek mücadele yolundan saptırmak amacıyla kendi kendilerine yardım grupları ve geçim kaynağı okulları gibi birçok programın tanıtımını yapıyor. Fakat onlar, bütün bunların kendileri için bir tuzak olduğunu anlıyorlar ve karşı çıkıyorlar. Onlar daha çok RPC’nin önderliğindeki kolektif çiftliklerde verimliliği artırma ve devrimci gelişim programlarla daha ilgileniyorlar. Onlar, kendilerine güvenmeyi tercih ediyorlar.

Dandakaranya’nın kadınları kendine saygı, özgürlük, orman, toprak, su hakkı ve eşitlik içinde yaşamak için tek yolun Yeni Demokratik Devrimi başarıyla gerçekleştirmek olduğunu gösteriyorlar. Onların militan mücadelesi, direnişi ve devrimci ruhu ezilen halka, kadınlara, öğrencilere, gençlere ve ülkenin her kesiminden insanlara ilham veriyor.

 

* Bu yazı, Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in resmi yayını People’s March dergisinin 2 Ağustos 2019 tarihli 14. Sayısından Özgür Gelecek gazetesi tarafından çevrilmiştir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu