GüncelMakaleler

POLİTİK-GÜNDEM | İşçi Sınıfı ve Halk Kazanacak! 1 MAYIS’TA ALANLARA!

"2022 1 Mayıs’ına doğru giderken çalışmalarımızın ana ekseni daha fazla kitleyle temas etmek olmalıdır. 1 Mayıs çalışmalarımızın esas hedefi daha fazla kitleyle ilişkilenmek olmalıyken, çevre çeperimizden olan ilişkilerimizin örgütlenmesi sağlanmalı; kitlelerle daha sıkı bağlar kurmak ve açığa çıkan ilişkileri geliştirerek örgütlenmek perspektifiyle ele alınmalıdır."

İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’a doğru giderken dünyada ve ülkemizde işçi sınıfı ve halk kitlelerinin giderek ivmelenen mücadelesine tanık oluyoruz. Uluslararası alanda Rusya emperyalizminin Ukrayna’ya yönelik işgal saldırısının yankıları sürerken, dünyanın çeşitli bölgelerinde ezilen halklar kendilerine dayatılan yaşam koşullarına isyan ediyorlar.

Bunun son örneği Sri Lanka’da yaşananlar oldu. Tarihinin en derin ekonomik krizlerinden biriyle karşı karşıya olan Güneydoğu Asya ülkesi Sri Lanka, protestolar ve hükümetin istifasıyla sarsıldı. Ülkede halkın gıda fiyatlarının artmasıyla başlayan isyanı, hükümet kabinesinin tamamının istifasına neden oldu. Yine Peru’da halk kitleleri artan akaryakıt ve gübre fiyatlarıyla birlikte enflasyona ve zamlara karşı sokaklara çıktı.

Emperyalist kapitalist sistemin ekonomik krizi önce Covid-19 salgını ardından da Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik emperyalist işgal saldırısıyla daha da derinleşti. Covid-19 salgını, milyonlarca insanın ölümüne neden olurken Rusya’nın işgal saldırısı, binlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın ise göç etmesine neden oldu.

Bu işgal saldırısı sadece Rusya’nın “kendi güvenliği için askeri harekatı” olarak değerlendirilemez. Saldırı, ABD-AB ve Rusya emperyalistleri arasında çıkar ve pazar dalaşının keskinleşen çelişkisinin ürünüdür. ABD ve AB emperyalistleri NATO aracılığıyla Ukrayna’ya yaptıkları askeri destekle savaşın daha da uzamasını ve Rusya emperyalizminin zayıflatılmasını amaçlamaktadır.

Emperyalist kamplar arasında yaşanan bu savaş sadece Ukrayna halkını etkilememektedir. Bir bütün olarak işçi sınıfını ve dünya halklarını doğrudan etkilemektedir.

Her şey bir yana enerji fiyatlarından gıda fiyatlarına kadar yaşanan zamlar bu savaşın sonucu olarak yaşanmakta ve halihazırda zaten yaşam koşulları kötü olan işçi sınıfını ve ezilen halkları daha da zorlamaktadır.

Bu anlamıyla işçi sınıfı ve ezilen dünya halklarının 1 Mayıs’a giderken, emperyalist işgal ve saldırılara karşı mücadele bayrağını yükseltmeleri, her türden emperyalist işgal ve saldırılara karşı milyonların öfkesini alanlara ve sokaklara taşımaları bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Dahası işçi sınıfı ve ezilen dünya halklarının emperyalistlerin ve gericilerin haksız savaşlarına karşı haklı savaşların bayrağının yükseltmesi ve güçlendirmesi bir zorunluluk olarak kendini dayatmaktadır. Dolayısıyla Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal saldırısıyla üstü kapalı olarak yaşanan emperyalistler arası savaşın açık bir savaşa dönüşmemesi için mücadele etmek günümüzün acil devrimci görevlerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısının gösterdiği bir diğer gerçek ise emperyalistlerin yoğun bir ideolojik saldırı ve dezenformasyon kampanyası oldu. Haksız savaşlarda ilk önce gerçeğin öldürüldüğü bir kez daha teyit edildi. Ukrayna’da gerçekleştirilen katliamların kimin tarafından gerçekleştirildiği tartışma konusu oldu. Dahası Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik emperyalist işgal saldırısı bir kez daha Sovyet Rusya’ya ve komünist dünya görüşüne yönelik ideolojik saldırıların gerekçesi yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

Gelinen aşamada Rusya emperyalizminin SSCB ile hiçbir benzerliği olmadığının dahası bizzat Putin’in Lenin’i Ukrayna bağlamında Ulusların Özgürce Ayrılma Hakkı’nı tanıması nedeniyle açıktan eleştirdiği bilindiği halde, emperyalist burjuvazi kontrol ettiği kitle iletişim araçlarıyla bir kez daha komünizm ve işçi sınıfı düşmanlığı propagandasına başvurdu.

Bu gerçeklik bizlere 1 Mayıs alanlarında sadece emperyalist işgal ve saldırılara, haksız savaşlara yönelik tepkilerimizi göstermemizi değil aynı zamanda, işçi sınıfının ve ezilen halkların sömürüden, baskıdan ve bağımlılıktan kurtuluşunun yolunu gösteren komünizm ideolojisinin şiarlarını haykırma, MLM bilimine yönelik emperyalist burjuvazi ve yerli uşaklarının ideolojik saldırılarına karşı güçlü bir yanıt olma görevini de yüklemektedir.

 

Sınıf kinimizi göstermek ve kitlelerin taleplerini haykırmak için 1 Mayıs alanlarına!

Uluslararası alanda bu gelişmeler yaşanırken Türk hakim sınıfları ve onların temsilcileri Rusya’nın Ukrayna’ya işgal saldırısından kendi çıkarlarına yararlanma peşindedirler. TC, Rusya ve Ukrayna arasında “arabuluculuğa” soyunmaktadır. Tam anlamıyla ikiyüzlü bir politika izlemektedirler. Türk hakim sınıfları ve onların temsilcileri sınır içinde ve dışında aktif bir saldırganlık içinde değilmiş gibi davranmakta ve “barış” havarisi kesilmektedir.

Bu politikanın gerçekliği yansıtmadığı ortadır. TC faşizmi başta Kuzeydoğu Suriye olmak üzere, Irak Kürdistanı’nda işgal ve ilhak saldırıları içindedir. Dahası Irak Kürdistanı’na yeni ve kapsamlı bir saldırının hazırlığı içindedir. Dolayısıyla TC’nin “barış” söylemleri tamamen propaganda amaçlıdır. Bunun bir nedeni de AKP-MHP faşist iktidarının yaşanan ağır ekonomik krizin üstünü örtme, işçi sınıfı ve emekçi halka dayatılan çalışma ve yaşam koşullarını gizleme çabasıdır.

Rusya’nın Ukrayna’ya işgal saldırısı tüm dünya da olduğu gibi Türkiye’de de yaşanan ekonomik krizi daha da derinleştirmiş durumdadır. Başta temel ihtiyaçlar olmak üzere bütün tüketim maddelerine getirilen zamlar ortadadır. Rejimin resmi kurumu TÜİK bile enflasyonu yüzde 61.14 olarak açıklamak zorunda kalmıştır. İşçi sınıfına ve halka büyük bir yoksulluk ve yokluk dayatılmış durumdadır.

Halkın önemli bir kesimi açlık sınırı altında yaşamak zorunda bırakılmıştır. Bir araştırma şirketi yaptığı ankette, halka “ekonomik krize karşı nasıl önlem aldıklarını” sormuş ve katılımcıların yüzde 50.3’ü yemek öğünlerini azalttığını ifade ederken, zaman zaman aç kaldığını belirtenlerin oranı da yüzde 31 olmuş durumdadır. Aynı ankette evi ısıtmayı bırakanlarınla daha az çamaşır yıkayanların oranı da yüzde 50’nin üzerinde çıkmaktadır. (MetroPOLL Araştırma Şirketi, 8 Nisan)

Yoksunlukta Türkiye halkı Avrupa ülkeleri arasında zirvede bulunmaktadır. Eurostat’ın (2019-2020) verilerine göre Türkiye halkının yüzde 27.4’ü “ciddi maddi yoksunluk” yaşamaktadır. Halkın 4’te 1’i barınma, ısınma, protein, telefon, tatil ve TV ihtiyacının en az 3’ünü karşılayamamaktadır. Bu rakamların gelinen aşamada 2022 koşullarında resmi enflasyonunda etkisiyle çok daha yüksek olduğu açıktır.

Bu gerçeğe rağmen Türk hakim sınıfları ve onların temsilcileri halka yalan söylemeye devam etmektedir. R.T.Erdoğan; “Milletimiz markette, pazarda, mağazada alışık olmadığımız derecede yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır. Fakat enflasyon ve fahiş fiyat artışları sadece bizim sorunumuz değil, Avrupa ülkelerinin çoğu bizden daha vahim tablolarla karşı karşıyadır” diyebilmektedir. (6 Nisan)

Türkiye’deki enflasyon rakamının Avrupa ülkelerinin hepsinin toplam enflasyon rakamından bile yüksek olduğu koşullarda halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyebilmek hastalıklı bir ruh halinden ziyade sınıf tavrıyla ilgilidir. Saraylarda oturan halkın sorunlarını değil kendi sınıf çıkarlarını önceler. Bu anlamıyla tutarlı bir sınıf tavrı söz konusudur. Halkın yarısının yemek öğünlerini azalttığı koşullarda Ağrı Belediyesi’nin lüks sahur programı düzenleyebilmesi bununla ilgilidir. Bir avuç azınlık milyonlarca insanın emeği ve hayatı üzerinden lüks ve şatafat içinde yaşamakta ve başları sıkıştıkça “aynı gemideyiz” yalanına başvurmaktadır.

Her şeyleri ikiyüzlüdür. Kendi sınıf çıkarlarını öncelemekten bir an olsun vazgeçmemektedirler. Daha dün Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin üstünün örtülmesine “enayi miyiz?” diyenler, koşullar değiştiğinde ve paranın yüzü gösterildiğinde, açılan davayı S. Arabistan’a devretmekte sakınca görmemektedirler. Buna rağmen “ulusal bağımsızlık”tan, “devletlerinin gücü”nden bahsetmekten bir an olsun vazgeçmezler. Tıpkı daha önceden yaşanan Mavi Marmara, Rahip Brunson davalarında olduğu gibi, kendi sınıf çıkarları için anında “at pazarlığı” yapmaktan vazgeçmezler.

Sadece iktidarda olan hakim sınıf kliğinin temsilcileri değil, kendisine muhalif diyen burjuva kliğin temsilcileri ve sözcüleri de benzer bir sınıf tavrı içindedir. Bunun son örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul’da ulaşıma yüzde 40 oranında zam yapmasından sonra yaşananlardır. İstanbul’da ulaşım zamlarını protesto eden gençlere yönelik kendisine “solcu”yum, muhalifim diyenler bile zamma karşı çıkanlar ise “iktidar yandaşlığı” ile suçlayabilmişlerdir.

Bu gerçeklik bize muhalif olduğunu iddia eden burjuva kliğin temsilcileri ve sözcülerinin gerçekte iktidarda olanlardan bir farkı olmadığını net olarak göstermektedir. Ulaşım gibi temel bir hak olan ve ücretsiz olması gereken bir hizmet karşısında iktidarı ve muhalefetiyle bütün burjuva klikler ve temsilcileri ortaklaşmakta ve zamma karşı çıkanları hedefe koymaktadırlar. Bu durum onların aynı sınıf çıkarlarında ortaklaşmalarından kaynaklıdır.

 

İşçi sınıfı ve halk kitleleriyle daha fazla kaynaşma

Gerek uluslararası alanda ve gerekse de ülkemizde hakim sınıfların işçi sınıfı ve halka karşı saldırılarını arttıracağı bir sürecin içindeyiz. İşçi sınıfının ve ezilen halk kitlelerinin kendilerine dayatılan çalışma ve yaşam koşullarına karşı öfke ve tepkisinin biriktiği bir dönemi yaşıyoruz. Pandemiyle birlikte emperyalist kapitalist sistemin derinleşen ekonomik krizi, emperyalistler arasında yaşanan dalaşın Ukrayna bağlamında silahlı çatışmaya dönüşmesi, işçi sınıfı ve ezilen halk kitlelerine yönelik saldırıları, baskıları ve katliamları daha da artıracaktır.

Bu anlamıyla 1 Mayıs çalışmalarımız emperyalist klikler arasında yaşanan dalaşa ve her türden emperyalist işgal ve savaşa karşı olduğumuzu, bu haksız savaşlar karşısında haklı savaşların gerekliliğini ve zorunluluğunu savunacağımız temelde ele alınmalıdır.

1 Mayıs çalışmalarımız ekonomik krize, yoksulluğa ve açlığa karşı işçi sınıfının ve halk kitlelerinin isyan ve öfkesini alanlara taşımanın adı olmalıdır. İşçi sınıfının artan filli meşru direnişleriyle dayanışmanın, dahası bu direnişleri çoğaltma ve kazanım sağlanmasının önemini propaganda edeceğimiz temelde ele alınmalıdır.

1 Mayıs çalışmalarımız, TC’nin başta Rojava olmak üzere her türden ilhak ve işgal saldırısına dur demenin, içerde ve dışarda başta Kürt halkı olmak üzere, halka yönelik saldırganlığa karşı durmanın, her türden ulusal baskıyı lanetleme olarak ele alınmalıdır.

1 Mayıs çalışmalarımız, kadın ve LGBTİ+ katillerini aklayan erkek yargı sistemine karşı öfkemizi haykırmanın, patriarkaya karşı mücadeleyi daha da yükseltmenin vesilesi olmalıdır.

Önümüzdeki 1 Mayıs, halk gençliğine dayatılan geleceksizleşmeye karşı örgütlenmeye ve “İsyanı Her Tarafa Yaymaya” vesile olmalıdır.

1 Mayıs çalışmalarımız komprador kapitalizmin doğa ve çevreye yönelik rant saldırılarına, yağma ve talanına karşı direnen köylülerle dayanışmanın, mücadeleleriyle birleşmenin pratik adımlarıyla birlikte ele alınmalıdır.

1 Mayıs çalışmalarımız başta Alevi inancı olmak üzere, ezilen inançlara yönelik, inkar, baskı ve aşağılamaya karşı durmanın, dahası bu demokratik mücadeleyle dayanışmanın aracı olarak ele alınmalıdır.

2022 1 Mayıs’ına doğru giderken çalışmalarımızın ana ekseni daha fazla kitleyle temas etmek olmalıdır. 1 Mayıs çalışmalarımızın esas hedefi daha fazla kitleyle ilişkilenmek olmalıyken, çevre çeperimizden olan ilişkilerimizin örgütlenmesi sağlanmalı; kitlelerle daha sıkı bağlar kurmak ve açığa çıkan ilişkileri geliştirerek örgütlenmek perspektifiyle ele alınmalıdır.

Önceki yıllara oranla temposu daha yüksek, kitlelerle bağ kurmaya, ilişkilenmeye daha fazla ağırlık veren ve kitlelerin 1 Mayıs alanlarına taşınmasına odaklanan bir ele alışla hazırlık yapılmalıdır.

Yoksulluk, açlık ve sefalete mahkum edilerek kazanma ümidinin kırılmak istenmesine karşı kitlelerin açığa çıkan enerji ve öfkesinden daha fazla besleneceğiz;

Krize, Açlığa ve Sefalete Yenilmeyeceğiz; İşçi Sınıfı ve Halk Kazanacak!

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu