GüncelMakaleler

MAKALE | Talan, Yağma ve Sömürü; Çukurova’dan Dünyaya Uzanan Bir SABANCI! -2-

En Geniş Coğrafyaya Yayılan Grup

1960-80 arası içe yönelik birikim döneminde bankacılığın yanı sıra sigortacılıkta da aktif olan Sabancı grubu, 1967’de holdingi kurduktan sonra iştiraklerini artırmaya ve çeşitlendirmeye başladı. Kordsa, Sasa, Lassa, Temsa gibi büyük sanayi tesislerini kuran grup, dikey ve yatay olarak genişlemeye bir başka deyişle entegrasyona yöneldi.

Bu yıllarda uluslararası sermayeyle genellikle lisans patent, know-how gibi yollarla ilişki kuran Sabancı 70’lerin sonlarından itibaren yurtdışında şirketler kurarak yabancı ortaklıklara giderek uluslararasılaşma düzeyini eskiye göre çok daha ileri bir boyuta taşıdı. 1980’lerde ise belirgin biçimde çok uluslu bir şirket niteliği kazandı.

Tekstilde büyük bir tesis olan Bossa’nın yanı sıra yünlü alanına da girilerek Yünsa kurulmuştu. Kısmen tarımsal nitelikli bu sanayilerin dışında 1960’ların ikinci yarısında suni elyaf imlatına (Sasa, İnsa, Teksa) ve endüstriyel bez üretimine (Kordsa) geçilmişti.

Sabancı’ya göre, Sapmazlarla ortaklaşa Sasa’yı kurarak polyester elyaf imalatına başlamaları Odalar Birliği içindeki nüfuzları sayesinde lisans almaları ve Koç’un başını çektiği İstanbul KEK(Kimya Endüstrisi Kurumu) grubuna lisans verilmemesi ile gerçekleşmişti.

Bunların yanında geriye ve ileriye doğru entegrasyonla Lassa ile lastik, Plassa ve Pilsa ile plastik sektörlerine girilmiş, Akçimento ve Çimsa ile çimento sektörüne de uzanan Sabancı grubu faaliyetlerini hızla artırmış ve çeşitlendirmişti. Sabancı’nın bu dönemdeki ticari faaliyetleri sınai faaliyetlerini tamamlamaktaydı. Lassa’nın ürettiği lastiklerin satışı için Lisa çimento ürünleri satışı için Çipaş(sonradan Betonsa) grubun ürettiği ürünlerin ihracatı ve ithalat içinde 1972’de Exsa kurumuştu. Temsa aynı dönemde kurulan bir diğer önemli tesisti.

Diğer sermaye grupları gibi Sabancı’da 1980’lerde ticari faaliyetlere ağırlık verdi ve yurtdışında ticaret şirketleri oluşturdu(Exsa Amricas, exsa Uk, Üniversal Trading)1980’lerden itibaren çok uluslu emperyalist tekellerle en fazla ortaklığa sahip gruplardan biri haline geldi. 1990’ların sonlarına kadar olan dönemde Carrefour, Kraft Jacobs gibi uluslararası emperyalist tekellerle çoğu yüzde elli-yüzde elli on altı ortaklık gerçekleştirdi.

Bir anlamda içe yönelik birikim döneminde ülke içindeki sermaye grupları ile kurulan ortaklıklar yeni dönemde uluslararası alana taşındı. Sonuç olarak 1980’lerin ortalarından 90’ların sonlarına kadar olan dönem bir zamanların ‘milli sermeye’ kahramanı Sabancı’nın en büyük uluslararası emperyalist tekellerle birbiri ardına ortaklıklar kurduğu, kendi açısından belki en parlak ve ‘şaşaalı’ dönemiydi. Nitekim 1990’ların ortalarında kamuoyunda “Sabancı Koç’u geçti” izlenimi doğacaktı.

1980’li yıllarda finans sektöründe yurtdışı girişimlerini hızlandıran ve yurtdışında ilk Türk bankasını (İngiltere’de Ak International Bank) faaliyete geçiren grup üretimini de uluslararası düzleme taşımaya başladı. Bu yıllarda İsviçre’de bir tekstil fabrikası (Helfi Weaving) satın alan Sabancı, özellikle 1990’lardaki DuPOnt ortaklığı ile ‘küresel’ bir ölçeğe sıçrayacaktı.

Bugün itibariyle yurtdışında en fazla fabrikaya sahip gruplardan biri ve en geniş coğrafyada üretim yapan grup Sabancı’dır. Bununla birlikte bu uluslararası üretim atağı ciro bakımından aynı paralelde yürümemiştir. 1990 yılında Sabancı’nın Toyata ile ortaklık kurarak binek otomobil piyasasına yaptığı giriş kısa sürdü: Toyota ile üretimdeki ortaklık birkaç yıl sonra iptal edildi ve Toyota üretim kısmını Sabancı ise yurtiçi pazarlama işini üstlendi.(Pazarlama kısmı da 2009’da devredildi)

Tütün Üreticilerinin Düşmanı Sabancı

Binek otomobil üretimini sonlandıran Sabancı’nın sigara üretiminde Philip Morris’le kurduğu ortaklık Gruba daha fazla kazandırmıştır. Aslında Sabancı daha 1980 yılından itibaren sigara üretimine başlamaya çalışmış bir yandan da sektörde devlet tekelini kaldıracak yasanın çıkması için uğraşırken bir yandan da ‘Marlboro’ ile ön anlaşma imzalamıştır. Marlboro ve Parliament markalarıyla tanınan Philip Morris’in ortak seçiminde Sabancı’nın ‘ Özal hükümetiyle mükemmel ilişkileri’ etkili olmuştur.

Sigara ve tütün ithalatını serbest bırakan akabinde de adım adım coğrafyamızda tütün üretiminin tasfiye edilmesine neden olan, milyonlarca emekçiyi yoksulluk ve işsizliğe sürükleyen ‘Tekel Kararnamesi’nin 1991 yılında çıkması ile harekete geçen ilk grup Sabancı-Philips Morris ortaklığıydı. Devlet tekelinin kaldırılmasıyla Tekel’in Pazar payı gerilerken bunun yerini özel tekeller adı.2008 yıllında Philips Morris-sa’nın satışları 5,4 milyar dolar sektörel pazar payı ise yüzde 41.5 civarındaydı.

Sabancı’nın 1990’larda atağa kalktığı bir diğer sektör çimentodur. Özelleştirmeler döneminde çimentoya ağırlık veren grup OYAK’la ortaklık kurarak gücünü artırdı. Uzan Grubunun tasfiye edildiği yıllarda ele geçirdiği işletmelerle ilk sırada bulunduğu bu sektördeki Pazar payını yüzde 20’ye ulaştırdı.

2003 sonrasında özellikle Irak pazarına yüksek fiyatla çimento ve beton ihracatında OYAK’la birlikte ön sırada yer alan Sabancı, 2010 yılında çimento satışlarını 1,4 milyar dolarak sektördeki pazar payını ise yüzde 22’ye çıkarmayı hedeflemekteydi.

Bu dönemde Türk sermayesinin Irak’ın işgal edilmesine yönelik alkışlayan tutumları ve TC devletinin işgale ortak olmasının arka planında Sabancı’nın da aralarında olduğu Türk büyük burjuvazisinin söz konusu faaliyetleri bulunmaktaydı.

Uluslararası Sermaye ile Büyük En Entegrasyon: Dünya Piyasasında Bir Sabancı!

Grubun uluslararası faaliyetleri 1990’larda üretim ticaret ve finans devrelerinin her üçünü de kapsayarak devam etti. Uluslararası tekellerle kurulan yeni ortaklıklar Fransız Carrefour, Japon Yazaki, Alman Heidelberg Cement ile sürdü.

Bu dönemde enerji sektörüne de giren grup İzmit yakınlarında kendi fabrikalarının bulunduğu ve ‘Kentsa’ denilen bölgenin ihtiyacını karşılamak için otoprodüktör niteliğindeki Enerjisa’yı kurdu. 2007 yılında Avusturyalı Verbund’un ortak olduğu Enerjisa, 455 Mw kurulu güce ulaştı. Böylece enerji sektöründe de tekeller arasına giren Sabancı, 2015 yılında 5.000 Mw kurulu güç ve yüzde 10 Pazar payı hedefiyle 2008 yılında uluslararası finans kuruluşlarından 1 milyar euoro’ya yakın kredi aldı. Enerjisa-Verbund ortaklığı aynı yıl 1 milyar 225 milyon dolar bedeller Ankara ili elektrik dağıttım ihalesini de kazanacaktı.

1990’lı yılların sonlarında Sabancı grubu hayli ‘agresif’ bir büyüme sürecinin tepe noktasındaydı. Yeni uluslararası ortaklıklar (Danone, KJS, İspanyol Dia) satın almalar(Tikveşli, Birtat, Comtinent) yeni sektörler (Winsa, Teknosa) yurtdışı ticaret ve finans şirketleri birbiri ardına geldi. Bu atılımları olanaklı kılan grubun bankacılıktaki hâkim konumu ve 1990’ların finansal genişlemesinden en büyük payı alan gruplardan biri olmasıydı. Ancak bu yıllardaki asıl atılım, ABD’i Duont ile ortaklaşa dünya ölçeğine taşınan Kordsa ve DuPontsa bünyesindeki polyester ve kord bezi üretimindeydi.

ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, İspanya, Fransa, Arjantin, Brezilya ve iranda çok sayıda üretim ve satı şirketini içeren ortaklık 2000’li yılların ortalarında Güney Amerika ve Uzakdoğu’da satın almalarla daha da büyüdü. Sabancı Dupont’un ortaklıktaki payını 2005 yılında devraldığında Kordsa 10 ülkede 12 fabrika işleten çok uluslu bir şirketti.

Kordsa’nın yanı sıra polyester alanındaki Advansa (eski Sasa) şirketinin de Türkiye ve Almanya’da üretim tesisleri ve birçok Avrupa ülkesinde ofisleri bulunmaktaydı. Bu tesislerde üretilen sentetik iplik ve endüstriyel bezler, tekstilin yanı sıra otomotiv(emniyet kemeri, iç döşeme vb.) ve lastik sektörleri için ve halat, hortum, konveyör bant, V-kayışı gibi ürünlerle hemen tüm sanayi sektörleri için girdi niteliği taşımaktaydı.

Türkiye kökenli en büyük uluslararası şirket olan Kordsa Global’in dünya pazarında yüksek denye(naylon 6.6) iplik ve kord bezindeki payı yüzde 39’a yakın yüksek denye HMLS poyester kord bezindeki payı ise yüzde 10du.

Ancak geniş bir coğrafyada üretim ve satış yapılmasına ve yüksek Pazar payına rağmen bu iş kolunun Sabancı’nın toplam gelirleri içindeki payı aslında düşüktü.

2008 yılında Kordsa Globalin satış geliri 882 milyon dolardı ve aynı yıl Phlips Morrissa’nın Türkiye içinde gerçekleştirildiği satış bunun altı katıydı. Bu tür ürünlerde girdi olan petrokimya ürünleri fiyatlarındaki artış ve şiddetlenen Çin rekabeti de Sabancı’yı zorlamaktaydı. Nitekim 2006 yılı içinde Advansa’nın kimya bölümlerindeki faaliyetler(pet, pet preform ve pta üretimi) İspanyol La Seda grubuna satılmıştı.

2000’li yılların başlarında diğer gruplar gibi Sabancı’da bir yeniden yapılanmadan geçti ve bazı işkollarından çıkarken birkaç ana faaliyete odaklanma kararı adı. Bunun sonucunda faaliyet sayısı azalan grubun ‘çıkış’ operasyonları devam etmekteydi.(Örneğin 2008 yılında Gıdasa, Pilsa, Beksa, ve Bossa satıldı, 2009 yılında Sabancı Telekom tasfiye edildi, Toyotasa Pazarlamadaki hisseler devredildi) Yine de üretim finans ve ticaret alanlarında uluslararası faaliyetler genişlemekteydi. Grup bu dönemde çimento enerji perakende gıda sektörlerinde satın almalarla büyümüş Romanya’da satın alınan 48 mağazası bulunan Primex Cosmo adlı firma ile teknoloji marketlerini yurtdışına taşımıştı. Kritik bir hamlede Akbank’ın yüzde 20 hissesinin Citigroup’a satılmasıydı.

Bürokratlarla Geliştirilen Stratejik İlişki

Grup’un tıpkı Koç gibi daima devletin en tepe yöneticileri, kritik kademelerdeki bürokratlarla ‘arası’ her dönem iyi olmuştur. Sabancı Grubunda devletin çeşitli bakanlıklarında etkili yerlerde bulunmuş çok sayıda bürokrat görev almıştır.

Sözgelimi, 1970’li yıllarda Sabancı Holding’te Turgut Özal, Genel Koordinatör ve Murahhas Aza, Akbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Murahhas Aza, gruba bağlı değişik sanayi tesislerinde de Yönetim Kurulu üyeliği ve murahhas üyelik gibi görevlerde bulunmuştur. Turgut Özal, Devlet Planlama Teşkilatı’nda beraber çalıştığı Safa Giray, Kemal Varol, Vehbi Dinçerler, Akgün Albayrak, Ahmet Çetinbudaklar, Talip Alp, Muzaffer Şavkal, Bülent Ünlü gibi sonradan Holdingte önemli grevler almış çok sayıda bürokratı da beraberinde getirmiştir.

Safa Giray, Özal Hükümetince Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Vehbi Dinçerler ise önce Milli Eğitim sonra Devlet Bakanlığı yapacaktı. ANAP milletvekili Akgün Albayrak ise Özal’ın ANAP’taki yardımcısıydı. Naim Talu, Sabancı Grubunda görev almış bir başka başkandır. 1976 yılında Akbank Yönetim Kurulu Başkanı olan Naim Talu, Holdingin Olmuksa, Akçimento gibi şirketlerin Yönetim Kurulu Başkanı idi. İhsan Soyak, Sanayi Bakanlığı ve KİT yöneticiliği yapıp Akbank’ta yönetim kurulu üyesi olan eski bir siyasetçiydi. Örnekleri çoğaltmak pekâlâ mümkündür.

Sabancı Grubu emekli generallere de şirketlerinin birçok kademelerinde koltuklar vermiştir. Genelkurmay eski başkanlarından Semih Sancar, Akbank yönetiminde, Orgeneral Vecihi Akın, sigorta şirketinde, Orgeneral Suat Aktolga Lassa’da yöneticilik yapan emekli komutanlardan bazılarıdır.

Çok uluslu Şirketler Dünyasında Bir Sabancı

Sakıp Sabancı ile onun ölümünün ardından Holdingin başına geçen Güler Sabancı’nın gerek devlet kademleri gerekse de uluslararası alandaki ilişkileri de bu konuda bir fikir vermektedir. Örneğin, Sakıp Sabancı’ya 1997 yılında Cumhurbaşkanı tarafından “Devlet Üstün Hizmet Madalyası”; İsviçre-Zürih’teki Avrupa Ekonomi Enstitüsü tarafından “Avrupa Kristal Dünya Ödülü” verilmiştir. Sakıp Sabancı 1999 yılında New York’da FABSIT Vakfı tarafından “Yılın İşadamı” ödülünü almıştır. 2001’de Fransız-Türk kültür ilişkilerine yaptığı “katkılar” ve Fransa’nın uluslararası tekellerinden Danone, Carrefour ve BNP ile sürdürdüğü başarılı ortaklıklarından dolayı, Elysée Sarayı’nda yapılan törenle, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından Sakıp Sabancı’ya “Légion d’honneur” şeref nişanı verilmiştir.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) ilk kadın Yönetim Kurulu Üyesi olan Güler Sabancı ise aynı zamanda European Round Table of Industrialists’in 2007’den beri ilk kadın üyesidir. Sabancı, Dünya Ekonomik Forumu International Business Council’in ilk Türk üyesi olmasının yanı sıra Yönetim Kurulu’nda da görev yapmaktadır.

Güler Sabancı ayrıca Siemens AG Yönetim Kurulu’nda, Birleşmiş Milletler Global Compact Yönetim Kurulu’nda ve MIT Energy Initiative’in Uluslararası Danışma Kurulu’nda da görev almaktadır. Sabancı, 2013’te Fortune tarafından “Dünyanın En Güçlü 50 İşkadını” (Amerika harici liste) arasında ikinci seçilmiştir.

Güler Sabancı aralarında David Rockefeller Köprü Kurucu Liderlik Ödülü, Clinton Küresel Vatandaşlık, Raymond Georis Yenilikçi Filantropist ile European School of Management and Technology tarafından verilen Sorumlu Liderlik Ödülü’nün de yer aldığı hayırseverlik ve liderlik konusunda birçok ödülün sahibidir. Sabancı’ya ayrıca sanayi-üniversite işbirliğinde küresel lider olan Hong Kong Polytechnic Üniversitesi tarafından Fahri Doktora ünvanı verilmiştir.

Emperyalist Sömürünün İki Numaralı Suç Ortağı ve Temsilcisi

Sabancı Topluluğu 68 şirketten oluşmaktadır(2009). Topluluğun temel ilgi alanları finansal hizmetler, gıda ve perakendecilik, lastik, takviye malzemeleri ve otomotiv, çimento, enerji, kimya, dış ticaret ve tekstildir. Sabancı Holding’in kendi hisseleri hariç, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören 12 şirkette iştiraki bulunmaktadır.

Sabancı Topluluğu’na bağlı şirketler 18 ülkede faaliyetlerini sürdürmekte ve ürünlerini Avrupa, Ortadoğu, Asya, Kuzey Afrika, Kuzey ve Güney Amerika’nın çeşitli bölgelerinde pazarlamaktadır. Sabancı Holding’in uluslararası iş ortakları arasında Citigroup, Verbund, Bridgestone, Toyota, Heidelberg Cement, Carrefour, Dia, Hilton International, Mitsubishi Motor Co., International Paper ve Philip Morris yer almaktadır. Sabancı Holding’in en büyük hissedar grubunu, sahip oldukları yüzde 78 hisse oranıyla Sabancı Ailesi oluşturmaktadır. Sabancı Holding hisseleri yüzde 22 halka açıklık oranı ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görmektedir.

Sabancı, Koç ile birlikte coğrafyamızda, Türk, Kürt uluslarından ve çeşitli milliyet ve inançlardan, kimlik ve yönelimlerden emekçi yığınların emeği ve alınterini gasp ederek, dizginsiz bir sömürü ile büyümüştür.

Sabancı, coğrafyamızın bir yarı-sömürge olarak emperyalistlerin talanına açılmasıyla palazlanan, yer altı ve yer üstü kaynaklarının yağmalanması ve ucuz emekle kasalarını şişiren bir Kompradordur. Emperyalist tekellerle kurduğu ilişkiler sayesinde onların Türkiye’deki taşeronluğunu yaparak sermayesine sermaye katmıştır. Sabancı, tıpkı Koç gibi bugünkü sömürü ve zulüm düzeninin mevcut geri iktisadı yapının, yoksulluk ve sefaletin sorumlularından biridir!

Kaynaklar:

*Türkiye’de Büyük Sermaye Grupları. Finans kapitalin Oluşumu ve Gelişimi. Özgür Öztürk. Sosyal Araştırmalar Vakfı. 2010

* Kırk Haramiler Türkiye’de Holdingler. Mustafa Sönmez. Gözlem Yayıncılık. 1987

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu