Güncel

Tozkoparan halkı mahallesine sahip çıktı; kazandı!

İstanbul: Güngören’in Tozkoparan Mahallesi’nde halk kentsel dönüşüme karşı yürüttüğü mücadeleyi kazandı, bugün (13 Temmuz) Tozkoparan Derneği (Tozder) tarafından Tozkoparan halkının yoğun katılımı ile süreci değerlendirmek üzere panel gerçekleştirildi.  Gazeteci Taylan Kesanbilici moderatörlüğünde “Tozkoparan isteğiniz gibi değil, istediğimiz gibi olacak” başlığıyla düzenlenen panelde panelist olarak Tozder yöneticisi Ömer Kiriş, Gazeteci Elif İnce, Yüksek Mimar Mücella Yapıcı ve Avukat Emel Neçelik katıldı.

Diğer mahallelerdeki insanlar nasıl mağdur edildiler?

Tozkoparan Mahallesi’nde kentsel dönüşümün ilk ayağı olarak alınmış riskli alan kararının mahallelilerin uzun mücadelelerinin ardından Danıştay tarafından bozulmasının ardından yapılan panelde ilk olarak “Diğer mahallelerdeki insanlar nasıl mağdur edildiler?” sorusuna cevap olarak çeşitli mahallelerden gelen kişiler söz aldılar.

Sultangazi Cumhuriyet Mahallesi’nden bir mahalleli söz alarak, Cumhuriyet Mahallesinin 80’li yıllarda gecekondu önleme mahallesi olarak kurulduğunu, riskli alan kararını ise 6 Şubat 2013 tarihinde öğrendiklerini ve bunu ihtiyatla karşıladıklarını ifade etti. “Varımız yoğumuz bir daire” diyerek sözlerine devam eden mahalleli mahallenin gidişatının gittikçe belirsizliğe sürüklendiğini, örneğin buradaki binaların yıkılıp rüzgar santrali yapılacağı gibi bilgilerin ortalıkta dolaştığını belirtti.

Üstelik halkı kandırmak için suyu, elektriği, interneti ücretsiz yapacağız vaatleri sunulduğunu dile getirerek bir belge imzalatılmaya çalışıldığını belirtti. Mahallede 1167 kişiden 8 kişinin bu belgeyi imzaladığını bununla ilgili yapılan eylemlerde yaşlıların hep en saflarda yer aldığını açıkladı.

Gaziosmanpaşa Sarıgöl Mahallesi’nden bir mahalleli ise yaşadıkları mahallenin Roman ağırlıklı bir mahalle olduğuna dikkat çekerek gecekondu affı tapu verildiğini ancak 2004’te evlerin ellerinden zorla alındığını ifade ederek 350 kişiye yakın mahallelinin mahalleden ayrıldığını belirtti. Yahya Kemal Mahallesi’ndeki bir ailenin Sadabad Köprüsü altında naylon çadırda kalmak zorunda kaldığını ve bebeklerini soğuktan donarak kaybettiklerini açıklayarak kentsel dönüşüm adı altındaki rantsal işgalin en acı örneğini vermiş oldu.

“İslamla, dinle vurulmaktan üzgünüm. İslam bu değil, din bu değil”

Bağcılar’dan bir mahalleli ise 1999 Depreminin oluşturduğu hasar gerekçesiyle risk raporu aldıklarını üstelik raporu alırken Bağcılar Belediyesi ile görüşmelerinde özellikle “Kimse mağdur olmayacaksa raporu alalım” dediklerini ve “İnsandan daha değerli ne bar ki, gidin risk raporu alın” karşılığını aldıklarını dile getirdi. Risk raporu almalarının ardından ise belediye tarafından imar planı almak üzere TOKİ’ye yönlendirildiklerini; “60 malike ev yetmiyor, 45 kişiye yetiyor” dendiğini aktardı. Bağcılar Belediyesi’nin ise “Bize inanmasaydınız, internete baksaydınız” dediğini açıklayan mahalleli, “15 kişi Kayabaşı’na yönlendirilecek, 45 kişi ise Bağcılar’da kalacaktı. Ama Bağcılar’da kalacaklar da Kayabaşı’ndakilerin ev ücretlerini ödeyecekti ” diyerek süreci anlattı. Bu süreçte komşuların birbirine düştüğünü, bir çok kişide yaşanan durumdan ötürü hastalıkların meydana çıktığını belirterek 60 malikin de dini bütün ve AKP’li olduğunu ifade etti.

 Mahalleli “İslamla, dinle vurulmaktan üzgünüm. İslam bu değil, din bu değil. Ben artık haktan yanayım isterse Hristiyan olsun isterse Yahudi” diyerek yaşadığı sürecin kafasında devrimler yarattığını, mücadeleye komşularıyla devam edeceklerini belirtti.

 MG 5118“Kentsel Dönüşüm nedir?”

Mahallelilerin ardından Yüksek Mimar Mücella Yapıcı söz alarak Türkiye’nin 1980 sonrasında kendine yeni bir ekonomik model biçtiğini, Turgut Özal’la beraber gayrimenkul sektörü üzerinden beslenen finans sektörüne bağlı kalkınma modeli seçildiğini aktardı. 1980 darbesinin asıl sebebinin bazı kanunların değiştirilmesi olduğunu söyleyen Yapıcı, Galataportlar, gökkafesler gibi projelerin 1980 darbesi sonucunda oluşturulan kalkınma modeliyle halkın cebinden vergilerle oluşturulan projeler olduğunu açıkladı. 1 Mayıs Mahallesi, Fikirtepe, Sulukule,Yeni Çamlıca, Zeytinburnu ve son olarak da Okmeydanı örneğini veren Yapıcı, 1999 Depremi’nin öncesinde Ali Müfit Gürtuna eliyle 2023 Vizyonu’nun oluşturulduğunu, İstanbul’un bir finans merkezi olması yöneliminin Dünya Bankası’nın emriyle bu tarihte oluşturulduğunu belirtti.  Ali Sami Yen Stadı’nın çevresindeki gökdelenlerin öncesinde gecekondu olduğuna dikkat çekerek Tozkoparan’da da bunun planlandığını ancak mahallelilerin mücadelesi sonucunda başarılı olunamadığını; devletin yöneliminin son bulmadığını-bulmayacağını, bu yüzden “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sözünün tam da anlam kazandığı yerin Tozkoparan olduğunu ifade etti.

Yapıcı son olarak “ Bu ülkenin namuslu mimarları, mühendisler, bilim insanları da var. Sadece namussuzlar yok!” dedi.

 MG 5100“Mahalleliler şehir dışına sürülüyor!”

Mücella Yapıcı’nın sözleri coşkuyla alkışlanırken sözü Gazeteci Elif İnce alarak Tozkoparan davasının emsal gösterilecek bir dava olduğunu ve Türkiye’nin bir çok yerindeki riskli alan kararlarının iptali için örnek teşkil edeceğini belirtti. 3 yıldır takip ettiği Sulukule’nin,“kentsel dönüşüm” ve etkileri üzerine oldukça önemli bir örnek olduğunu ifade ederek, oradaki süreci aktardı. Sulukule halkına metrekare fiyatının 1265 TL olarak söylendiğini ancak sonrasında 2500 TL’ye çıkarıldığını, 3000 kişinin yaşadığı mahallede 169 mahallelinin kaldığını, “Herkes kendi yaşadığı bölgede olacak” denildiğini sonrasında ise kura ile belirlendiğini ve kira yardımlarının geciktiğini aktaran İnce, bugün kentsel dönüşüm ile mahallelilerin şehir dışına sürüldüğünü belirtti.

Tozkoparan’ın bir arada duran bir mahalle olmasının örnek olduğunu söyleyen İnce’nin ardından sözü hem Tozder’de faaliyet yürüten hem de Tozkoparan Davası’nın avukatı olan Av. Emel Neçelik aldı. Neçelik dava sürecini aktararak, riskli alan kararından sonra ihbar davası açtıklarını, bu süreçte belediyenin mahalleye dair düzmece belgeler ortaya koyduğunun ortaya çıktığını 9 Nisan 2014’teki mahkeme ile kararı iptal ettirdiklerini dile getirdi.

Neçelik’in sonrasında ise Tozkoparan Derneği Başkanı Ömer Kiriş söz alarak, verilen kararla saldırıların sona ermeyeceğine vurgu yaparak devletin hastaneleri, okulları şehir dışına yaptığını; böylece mahalle halkını şehir dışına sürmeye çalıştığını aktararak mücadeleye devam etmeninin öneminden bahsetti.

Panelistlerin konuşmalarının bitmesiyle mahalle halkının katılımıyla forum gerçekleştirildi. Forumun ardından etkinlik coşkuyla sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu