Komünistlere, devrimcilere ve son dönem muhalif tam kesimlere yönelik tutuklama, hapishanelere doldurma, Kürtlere yönelik saldırı ve katliam politikalarıyla artık iflas eden AKP iktidarı, zor günler yaşamaktadır. Özellikle de Ortadoğu ve Avrupa’da yürüttüğü tutarsız politikaları sonucu sıkışan RTE ve AKP yönetimi hapishanelere yöneldi. Ve esas olarak da devrimci tutsaklara diz çöktürmek isteniyor.
RTE, 15 Temmuz anmalarının 1. yılında “FETÖ” sanıkları mahkemeye çıkarken Guantanamo’da olduğu gibi Tek Tip Elbise (TTE) ile çıkarılmalarıyla ilgili bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın ardından başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş ‘’Adalet bakanımız çalışma yapacak. FETÖ üyeleri başta olmak üzere terör örgütü üyelerinin mahkemelere tek tip kıyafetle gelmeleri sağlanacak’’ diye buyurmuş.
RTE’nin tek tiple ile ilgili konuşmasına destek Ankara’dan İstanbul’a Adalet yürüyüşüyle kitlelerin ayaklanma çabalarının gazını almayla görevlendirilmiş Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinden geldi. Devletin partisi olma iddiasını kimseye bırakmayan CHP’nin grup başkan vekili Engin Altay ‘’Türkiye büyük devlettir, güçlü bir devlettir. Konumu, durumu, pozisyonu ne olursa olsun kimsenin devlete meydan okumaya hakkı ve haddi yoktur’’ dedi. 12 Eylül’de olduğu gibi OHAL ile ülkeyi yöneten AKP iktidarı kendi gücünü korumak ve tek adam rejimini oturtmak için 12 Eylül’ü aratmayan uygulamaları yaşama geçirmenin adımlarını atmaktadır.
TTE demek hapishanelerde tekrar askeri kurallar, demek işkence, demek kişiliksizleştirme demektir… 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında cuntacılar siyasi tutsakların direncini, direnişini kıramadıkları için1983 yılında TTE uygulamasını dayatmışlardır. TTE uygulaması insanları tek tipleştirerek, düşüncelerinden soyundurulmasının bir aracıdır. 12 Eylül sonrası getirilen bu uygulama, o dönem tutsaklar tarafından direnişle karşılanmış, TTE parçalanarak mahkemelere iç çamaşırlarıyla çıkılmış, bedeller ödenmiş ve yine TTE’ye karşı 1984 yılında hapishanelerde sürdürülen SAG ve ÖO direnişi sonrası 4 devrimci tutsak yaşamını yitirmiş, onlarcası sakat kalmıştır. Devrimci tutsakların bu kararlı direnişleri sonucunda TTE uygulamasından geri adım atılmıştır.
1 Ocak 1984’te yürürlüğe giren uygulamaya karşı devrimci tutsaklar büyük bir direniş gösterdiler. 14 Temmuz 1982 de Amed hapishanesinde büyük ÖO’dan sonra elde edilen haklar geri alınınca aynı hapishanede yeniden ÖO başladı. PKK davasından yargılanan Cemal Arat, Dev-Yol davasından yargılanan Orhan Keskin yaşamını yitirdi. 23 Ocak 1984’te Necmettin Büyükkaya işkencede katledildi.
TTE’ye karşı 11 Nisan’da Devrimci Sol ve TİKB davası tutsakları tarafından başlatılan ÖO’da ise Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Fatih Öktülmüş ve Hasan Telci yaşamlarını yitirdiler. Devrimci tutsakların direnişleri sonucu TTE dayatması 1986 yılında kaldırıldı. Hakim sınıfların temsilcisi AKP’nin hapishanelerde TTE’yi 2017 yılında tekrar dayatması, böyle bir hazırlığa girişmesi faşizmin o günden bu güne bir farkının olmadığının göstergesidir. Ancak diğer yandan devrimci tutsaklar o dönem bu uygulamaları nasıl kabul etmediler, ölümler pahasına direnişler sergilendilerse, bugün de aynı tavırlarını sürdüreceklerdir.
Bizler şunun çok iyi tanığıyız. Devrimci tutsaklar TTE giymemek için yıllarca mahkemelere çıkmadılar. Zorla TTE giydirilip mahkemelere götürüldüklerinde de kelepçelerinden kurtulduklarında TTE’yi yırtıp mahkeme heyetine fırlattılar. RTE yönetimindeki AKP iktidarında TTE dayatmasıyla hapishanelerde yeni bir baskı ve saldırı dönemine giriliyor. Hapishanelerden yeni tabutlar çıkarılarak siyasi tutsaklara korku imparatorluğu tarafından bir mesaj verilmeye çalışılıyor…
Bu TTE saldırısıyla “FETÖ” tutukluları teslim alınabilir belki. Ama devrimci tutsaklar daha önce olduğu gibi hapishanelerde direnişi yükselteceklerdir. Bundan kimsenin kuşkusu yoktur. TTE saldırısı hapishanelerde direniş duvarına çarpıp geri dönecektir. 12 Eylül AFC’sına tattırılan yenilgi bu kez RTE’nin AKP’sine tattırılacaktır. TTE saldırısının bertaraf edilmesi hapishanelerdeki devrimci tutsakların direnişi ve dışarıda devrimci demokratların, kendisine insanım diyenlerin mücadelesi sonucu bertaraf edilecektir. Mücadele, direniş bizlerle zenginleşecektir…
(Bir Partizan)
