Makaleler

24 Haziran yaklaştıkça Erdoğan’ın artan korkusu ve Suruç saldırısı

Toplumun büyük bir kesimi tarafından lanetlenen bu olayla AKP’nin bu provokasyonu da boşa çıkmıştır. Gerçi yaptığı katliam ilk olmayan AKP’nin Ankara, Suruç katliamları hala hafızalarda tazeyken AKP’nin seçimi kaybetmesi ile A-B-C planlarının da neleri içerdiği böylece daha net olarak anlaşılmıştır. Ancak şurası açık ki, AKP, ne yaparsa yapsın artık kaybetmiştir.

Tüm işaretler 24 Haziran baskın seçiminde AKP’nin kaybedeceğini gösteriyor. AKP ve MHP’nin tek seçenekmiş gibi topluma sundukları Cumhur İttifakı’nın sunulduğu gibi tek alternatif olmadığını kendileri de gördü. Hem AKP hem de MHP içindekiler bu ittifakın gereken oyları toplamayacağını gördüler. Özellikle MHP içindeki muhalif kesim, açıktan “Erdoğan’a verecek oyumuz yok” diyerek kazan kaldırdılar.

Çelişki sadece bu faşist partilerin kendi içindeki muhaliflerle sınırlı değil. Çelişki merkezden, Erdoğan ve Bahçeli arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanıyor ve dışa yansıyor. Bilinen ve yansıyan bu anlaşmazlıklardan biri, Bahçeli’nin ülkücü çetelerin af kapsamına alınarak bırakılmaları, ikincisi ise, yargının % 40’nın MHP’li adaylara ayrılması. Buna bir de, AKP’nin seçim sonrası “MHP’le ittifakımız sürmeyecek” açıklaması eklendiğinde, bu çelişkilerin sandığa yansıması kaçınılmazdır.

AKP’nin başı Erdoğan, aleyhine dönen bu durumu tersine çevirmek için daha da saldırganlaştı. Bir yandan toplumu korkuyla hizaya getirme isteminde çırpınıyor, diğer yandan HDP’ye ve Demirtaş’a açıktan saldırarak durumu lehine çevirmeye çalışıyor. Bu Erdoğan’ın sadece bu seçimde yaptığı ve başvurduğu bir yöntem değil bilindiği üzere. Her seçim döneminde Erdoğan’ın, seçilmemesi durumunda toplumun başına büyük belalar açılacağını söyleyerek oy istediği biliniyor. “400 milletvekili verin kurtulun”, “AKP seçilmezse ülkede büyük kaos olur” gibi önceki seçim süreçlerindeki söylemleri de bunu gösteriyor, “Erdoğan seçilmezse, seçimler sürekli tekrarlanır”, “AKP’nin kaybetmesi durumunda devreye A-B-C planları girer” vb vb tehditler de… AKP ve Erdoğan’ın bilinen bu klasik propaganda argümanları toplumun yabancısı olmadığı söylemlerdir.

Suruç katliamı ve yaşananlar bu durumdan ayrı olarak düşünülemez. Halka dönük bir saldırganlığın yaşanacağı, bir yerden patlak vereceği önceden tahmin ediliyordu. Erdoğan’ın İstanbul’da seçim çalışmaları için topladığı semt çalışanlarıyla yaptığı gizli toplantıda, AKP’nin seçim çalışmalarının istenilen şekilde gitmediğini, HDP’nin kesinlikle “baraj altında kalması” gerektiğini söyleyerek “özel çalışma yapın” talimatı vermesinden sonra, HDP’ye dönük arka arkaya saldırıların gerçekleşmesi bu talimatın alındığını ve uygulandığını gösterir ancak.

Suruç saldırısı öncesi, Erdoğan’ın, özel olarak Selahattin Demirtaş’ı hedefine koyması ile başlayan saldırı Suruç’la devam etti aslına bakılırsa. Erdoğan, “bundan sonra tutuklu olanlar seçime katılmaz”, “idam (Demirtaş’ı kast ederek) önüme gelirse imzalarım” propagandası ile kamuoyu oluşturuldu.

 

AKP, ne yaparsa yapsın artık kaybetmiştir

Bu söylem ve hazırlıklar Suruç katliamı ile yeni bir boyut almıştır. 14 Haziran 2018 tarihinde Riha’nın Suruç ilçesinde AKP milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız ve yanındaki çete üyeleri esnafı ziyaret ederek, tehditle AKP’ye oy istemesine esnafın tepki göstermesi üzerine açılan ateş sonucu, Şenyaşar ailesinden üç HDP’li katledilmiş, 9 kişi ise yaralanmıştır. Çıkan çatışmada iki AKP’li de saf dışı bırakılırken, HDP milletvekili adayı İsmail Kaplan’la birlikte 19 kişi ise gözaltına alındı. İki kardeşi ve babası katledilen Şenyaşar ailesinin yaralı oğlu ise hastane çıkışı gözaltına alınarak jet hızı ile tutuklandı. Hastanede DAİŞvari bir yöntem izlenerek yapılan katliam, saldırıya uğrayanların tutuklanması ise bu halkın zihnine bir kez daha DAİŞ’in ve çetenin devlet olduğunu kazıdı bu olayla…

Saldırgan İbrahim Halil Yıldız’ın yaptığı ilk olay değildir bu. Bir çete üyesi olan bu güruhun özellikle Suriyeli göçmen kadınları seks işçiliğine zorladıkları, bundan para kazandıkları, tehditle haraç topladıkları bilinmektedir. Saldırı sonrası, AKP ve MHP hazır bir şekilde saldırganları kollayan bir tavırla, HDP’yi hedefe koymaları göstermektedir ki, bu, önceden planlanan saldırıyla topluma korku yaymak, seçmenin yüzünü korkuyla kendilerine, AKP ve MHP’ye çevirmek istemektedirler.

AKP’nin bu oyunu daha şimdiden boşa çıkmıştır. Toplumun büyük bir kesimi tarafından lanetlenen bu olayla AKP’nin bu provokasyonu da boşa çıkmıştır. Gerçi yaptığı katliam ilk olmayan AKP’nin Ankara, Suruç katliamları hala hafızalarda tazeyken AKP’nin seçimi kaybetmesi ile A-B-C planlarının da neleri içerdiği böylece daha net olarak anlaşılmıştır.

Ancak şurası açık ki, AKP, ne yaparsa yapsın artık kaybetmiştir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu