H. Merkezi: Sendikalı oldukları için işten çıkarılan SÜTAŞ işçilerinin, SÜTAŞ ürünlerini boykot kampanyasını sahiplenen Tutsak Partizanlar, gazetemize konu ile ilgili yaptıkları açıklamayı gönderdiler.
“Direnen işçileri destekliyor, SÜTAŞ ürünlerini boykot ediyoruz” diyen Tutsak Partizanlar, ülkede işçi sınıfının durumuna ilişkin kısaca şöyle bilgi verdiler: “Haziran ayında 141, Temmuz ayında 123 işçi yaşamını yitirdi. DİSK-AR 2.5 milyon değil, 4 milyon 944 kişinin işsiz, işsizlik oranının % 15.9 olduğunu açıkladı. İşsizlik ve işçi ölümlerindeki bu yüksek oran işgücü sömürüsünün boyutlarını açıklıyor.”
“İşçiler örgütlü mücadeleye yöneliyor!”
“Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen direnişler tam da bu tablonun eseridir. İşçiler yaşadıkları koyu sömürüye, patron baskısına karşı örgütleniyor, örgütlü mücadeleye yöneliyor” diyen Tutsak Partizanlar, SÜTAŞ işçilerinin de direniş yoluna yöneldiklerini vurguladılar.
“Örgütlenme, sendikalı olma patronun lütfü değil, işçinin bilinçli tercihidir” diyen Tutsak Partizanlar, SÜTAŞ patronuna ilişkin de şunları söylediler: “Sendikaya üye oldukları için işten atarak işçilere kefaret ödeten SÜTAŞ patronu, bu icraatı sürecinde TÜSİAD’ın başkanıydı. Büyük burjuvalar diye ‘estetize’ edilse de esasında emperyalist sermayenin uşağı kompradorların kulübüdür. TÜSİAD, SÜTAŞ patronu Muharrem Yılmaz da bu uşaklar kulübüne başkanlık ediyordu.”
“İşçilerin boykot çağrısını sahipleniyoruz!”
“Asker, polis de geri durmamış; devamını getirmiş, direnen işçileri gözaltına almış, coplamış, direniş mekanlarını, sendikaları basmıştır. Amacı bellidir; işçileri korkutmak, yıldırmak, böylece direniş ateşini söndürmek” sözleriyle kolluk kuvvetinin direnişe yönelik baskılarına da dikkat çeken Tutsak Partizanlar, açıklamalarını şu sözlerle sonlandırdı:
“Hapishanelerde bulunan Tutsak Partizanlar olarak ‘SÜTAŞ ya işçileri geri alacak ya da batacak’ diyen, bu irade ve kararlılığı gösteren direnişçi işçilerin boykot çağrısını sahipleniyor, bütün emekçi halkımızı boykotla direnen SÜTAŞ işçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz.”
