GüncelMakaleler

YORUM | Sosyalizmin Militan Savunucusu: Eleanor Marx (Tussy)-(1/2)

"Eleanor’un ilk defa bu Kongre’ye sunduğu, “aynı işte çalışan kadın ve erkek işçilerin ücretlerinin eşit olması” önerisi karar haline getirilir. İngiltere’de kadın ve erkek işçilerin eşit ücret alması, cinsiyet ayrımına son verilmesi ve 8 saatlik işgünün yasallaşması için mücadele, Eleanor önderliğinde bir kampanya şeklinde yürütülür"

Ağıtlar acılıdır. Gidenin yerinin doldurulamayacağı anlatılır. Bazen ise, gitmemesi gereken gidenle birlikte her şeyin bitiği sanılır. Tussy öldüğünde de böyle yakılmıştı ağıtlar.” 1

Marx’ın bütün kızları devrimciydi. En büyük kızı Jenny Marx Longuet, sosyalizme inandığı gibi bunun mücadelesini verenlerin başında geliyordu. Eşi Charles Longuet, Fransız sosyalizmin öncülerindendi. Kendisi aynı zamanda gazeteci ve yazardı. Ancak 39 yaşında kanserden erken yaşta ölmesi, onun daha fazla eser bırakmamasına da engel oldu.

Marksların ikinci kızı Laura ise diğer kardeşlerine oranla daha uzun yaşadı. Laura’nın eşi Fransız Sosyalist Parti’nin kurucu ve teorisyenlerinden Paul Lafargue’dir. Laura da babasının birçok kitabını Fransızca’ya çevirdiği gibi eşi Paul Lafargue’nin kitaplarını da İngilizce’ye çevirmiştir. Laura ve Paul, ölene kadar II. Enternasyonal’le ilişkilerini kesmemişler, Marksist düşüncenin yayılmasına hizmet etmişlerdir. Her ikisi de 1911 yılında yaşamlarına aynı anda son verdiler.

Elbette, Helene Demutha’yı anmadan geçmek olanaksızdır. O da Marxların bütün yaşamlarını ölene kadar paylaşmıştır. Marxların mücadelesine katkısı, özverili oluşuyladır. Engels, 4 Kasım 1890 yılında ölen Helene’nin mezarı başında şunları gönül rahatlığıyla söyler:

“Marx, partinin güç anlarında, ondan sık sık öğüt alırdı… Ve bana gelince, Marx’ın ölümünden sonra yaptığım bütün çalışmaları, büyük ölçüde, Marx’ın ölümünden sonra gelme onurunu bahşettiği evimde varlığının bana sağladığı güneş ışığına, yardımına borçluyum.” (2)

Engels’in bu sözlerini, Eleanor şöyle tamamlar: “Onun, Marx için ve Marx’ın ailesi için ne olduğunu ancak biz bilebiliriz ve bunu anlatmak olanaksızdır. Bu kadın, 1873’ten 1890’a kadar, her zaman bizim dostumuz ve desteğimiz olmuştur.”3

Marxların en militan kızları hiç kuşkusuz Tussy (Eleanor Marx) idi. Eleanor’a aile içinde Tussy deniyordu. Bu isim onun gerçek ismi olarak da kaldı. 1855-1898 yılları arasında yaşayan Tussy, bilimsel sosyalizmin gerçek anlamda öncü kadınlarındandı. Daha ilk gençlik yıllarında ateşli bir devrimci ve Londra sokaklarında işçi grevlerinde yer alan, işçilere önderlik eden bir sendika lideri ve önderiydi.

1871 Paris Komünü, yaşı küçük olmasına karşın Tussy’i derinden etkilemişti.  Çünkü, o, Paris Komünü ilan edildiğinde kız kardeşi Laura’nın Paris’teki evindeydi. Komünün yenilgisinden sonra Fransa’nın İspanya sınırındaki bir köyde sığınmak zorunda kaldılar. Paris Komünü onu o kadar etkilemişti ki, çok genç yaşta Paris Komünü önderlerinden birine aşık oldu ve onun yazdığı “Paris Komünü” üzerine kitabını İngilizce’ye çevirdi.

Marx, 26 Mayıs 1872 tarihinde Wilhelm Liebknecht’e yazdığı bir mektupta, Tussy için şöyle diyordu:

“Tussy … tepeden tırnağa politikacı oldu.”4

Tussy, 17 yaşında, babasının asistanlığını yapmaya başladığı gibi aynı zamanda ateşli bir devrimci politikacı olmuştu. Daha genç yaşlarda tiyatroya ilgi duyan Tussy’nin, ilgi alanı giderek bilimsel sosyalizm olmuştu. Bilimsel sosyalizme ilgi duyması ve onun bir militan savunucusu olması, diğer sanatsal ve kültürel etkinliklerinin ve çalışmalarının önünde engel değil, onların birer parçası ve devamıydı. Komünistlerin hayat kaynakları toplumun tüm etkinliklerinde kendini buluyordu. Tussy de, Marx ve Engels’in öğrencisi olarak, onların izinden gidiyordu. Çeviriler, sanatsal etkinlikler ve gazetelerde yazı yazmaların yanında, toplantı ve gösterilerde konuşmacı olarak öne çıkıyordu.

Tussy oldukça yetenekli birisiydi. Birçok konuda araştırma yaparken aynı zamanda İngilizce’den Almanca’ya ve Fransızca’ya çeviriler de yapıyor, gazetelerde yazılar yazıyor, Marksizm’e getirilen eleştirilere cevap veriyor ve uluslararası politikalar üzerinde polemikler yürütüyordu. Başta kadın sorunu olmak üzere edebiyat konusunda da araştırma ve yazıları sosyalist dergi ve gazetelerde yayınlanıyordu.

Bazı küçük burjuva yazarlar, Tussy’i “feminist” ya da “anarşist” olarak göstermeye çalışır. Oysa o, Marx ve Engels’in yolunda giden bir komünisti. Kadın sorununa yaklaşımı da Marksistçeydi.

Marxların kızlarının üzerinde, en fazla yazı ve araştırma yapılan, biyografik eserler verilen hiç kuşkusuz Tussy’dir. Hemen hemen bütün ülkelerde Tussy üzerine yazılar ve araştırmalar yapılmış ve yayınlanmıştır. Bu da onun, salt Marx’ın kız olmasından ötürü değil, bilimsel sosyalizmin inançlı propagandisti ve mücadelecilerinden biri olmasından ileri geliyor.

Tussy’nin Marksizm’e en önemli katkısı hiç kuşkusuz, Marx’ın ölümünden sonra onun eserlerini Engels’le birlikte yayına hazırlamasıdır. Özellikle Kapital’in üçüncü cildinin düzenlenmesi ve yayına hazırlanmasında önemli bir payı vardır.

 

İşçi lideri Eleanor Marx

Tussy bilinçli bir Marksist olmasının yanında işçi sınıfının militanlarından biriydi. Örgütçüydü. Nerede işçi eylemleri varsa Tussy oradaydı. Özellikle yaşadığı ülke olan İngiltere’de, işçi eylemlerinin örgütleyicisi ve konuşmacısı olarak yer almıştır.

Tussy, her ne kadar oyuncu olmak istemiş, özellikle de Shakespeare’in oyunlarını sahnede canlandırmak onun hayalleri arasında yer almış olsa da, bu hayallerini yarıda bırakıp, işçiler arasında sosyalizmin yayılması için örgütlenme ve ajitasyonu öne çıkarmış, başta İngiltere olmak üzere birçok ülkede işçilere propaganda ve ajitasyon yapmıştır. Örneğin, İngiltere’de birçok işçi grevi ve direnişinin örgütlenmesinde onun önderlik ettiği görülür.

Eleanor Marx, İngiliz sendika ve işçi hareketinin önde gelen liderlerinden birisidir. O dönemde, onun İngiliz sendikalarının örgütlenmesinde emeği gözardı edilemeyecek kadar fazladır ve işçi hareketindeki rolü ciddidir.

 

Onun yaşamına damgasını vuran bazı eylemleri kronolojik olarak şöyle sıralayabiliriz:

– 1885’te, Londra’da binlerce insanın düşünce özgürlüğü için toplandığı alanda yerini alır. Burada polisin saldırılarına karşı hep birlikte karşı konulur.

– 1886 yılında, ABD’ye giden Eleanor, burada kırktan fazla şehri gezerek işçilere yönelik propaganda ve ajitasyon yapar. Bu gezi, sıradan bir turistik gezi olmayıp, Marksizm’in işçiler arasında yayılması amacıyla yapılmıştır. Bu gezide ona, eşi Edwar Aveling de katılır. Daha sonra Wilhelm Liebknecht de geziye katılır ve ortaklaşa çalışma yaparlar. Bu gezinin sonucu, “Amerika’da İşçi Hareketi” ve “Şikago Anarşistleri” adlı uzun makaleleri yazar.

Altı ay sonra ABD gezisinden dönen Tussy, yeniden Londra’da işçiler arasında kendini bulur. Londra’nın meşhur Hyde Park’ında, devletin yeni ceza kanunlarına karşı miting yapılır. Bu mitingde yaklaşık 150 bin kişi vardır. Eleanor konuşmacıdır.

– 13 Kasım 1887’de, Londra’nın en meşhur meydanlarından Traflagar’da 100 bin işçi toplanmıştır. Yine Eleanor vardır ve polisler göstericilere saldırır. Bu olay İngiltere’de “Kanlı Pazar” olarak geçer. Eleanor burada tarihi bir konuşma yapar: “İşçiler içinde en büyük bomba etkisini sosyalist ajitasyon ve propaganda yapar” diyerek anarşistlerin provakatif tavrını eleştirir ve kitleleri etkilemesini bilir.

– 1889’da Büyük Britanya ve İrlanda Ulusal Gaz İşçileri Birliği’nin kuruluşunda yer alır ve sendika liderlerine eğitim dersleri verir. Yine bu yıl içinde, Hyde Park’da Dok işçilerinin grevini örgütler ve büyük bir miting düzenlenir. Eleanor bu direnişin en önünde ve örgütleyicileri arasındadır.

– 1889 Aralık’ında, Londra’daki kablo ve lastik fabrikasında grevin örgütlenmesine önderlik eder. Burada “Genç İşçiler Direnişi Derneğini” kurar. Bu grev, Eylül Aralık ayaları boyunca devam eder. Grevi Engels, Paul Lafargue ve Laura (Marx), Clara Zetkin ziyaret eder. Bu kişilerin de olduğu bir toplantıda Eleanor konuşmacı olarak kürsüye çıkar, işçilere seslenir. O iyi bir ajitatördür.

– Aynı yılın Aralık ayında, Gaz ve Genel İşçi Birlikleri’nin kuruluşuna kesin bir şekil verilir.

– Aralık 1889-Şubat 1990 arasında, Gaz işçilerinin grevi örgütlenir ve Tussy bu grevin örgütlenmesinde aktif rol alır.

– 4 Mayıs 1890’da, Hayde Park’da  1 Mayıs Mitingi yapılır. Bu mitinge yaklaşık 250 bin-300 bin arası kişi katılır. Bunun örgütlenmesinde Eleanor ve Eduard Bernstein vardır ve konuşmacı olarak kürsüde yerlerini alırlar.

– 1-6 Eylül 1890’da Liverpool’da yapılan Trade-Union sendikasının toplantısına delege olarak katılır.

– 10 Ekim 1890’da, Fransa’nın Lille kentinde yapılan Fransız İşçi Partisi’nin VIII. Toplantısına, Londra’daki Gaz ve Vasıfsız İşçiler Derneği adına, eşiyle beraber katılır ve kongreyi selamlarlar. Ayrıca Kongre’nin bir oturumuna da başkanlık eder.

1891 yılı sonunda Kuzey İrlanda’ya gider ve kaldığı 8 gün boyunca misafir (göçmen) işçilere propaganda yapar

– 1 Mayıs 1892 tarihinde, Londra Hyde Park’da yüz binden fazla işçinin katıldığı miting yapılır. Mitingin platformunda Friedrich Engels ve Eleanor Marx vardır.

– 29 Şubat 1892’de, İngiltere’de, 300 bini aşkın kömür maden işçisi, 8 saatlik işgünü için greve gider. Bu, İngiltere’nin o güne kadar en büyük işçi direnişlerinden biridir. Bu direniş için, Tussy Marx, Berlin’de yayınlanan, “Sosyalist Politk Merkezi Yayın” da şunları yazar:

“Gençler altı saat çalışmak istiyor. Ancak onlar 11 saat çalıştırılıyor ve onların istemleri dikkate alınmıyor.”5

Tussy, başta İngiltere olmak üzere dünyanın her yerinde işgünün 8 saat olması için yoğun mücadele verir. Hemen hemen günlük ve haftalık sosyalist gazetelere yazılar yazar ve burjuva gazetelerine röportaj verir. Özellikle işçileri aydınlatmak için gece gündüz çalışır. Oradan oraya koşar ve asla yerinde durmaz. O günün koşullarında “kadın olmanın ne demek olduğu” dikkate alınırsa, Tussy’nin çalışmalarının zorluğu da kendiliğinden ortaya çıkar.

– 1892 Temmuz başlarında yapılan, Büyük Britanya ve İrlanda Gaz İşçileri ve Genel İşçi Birliği (sendika) 3. Ulusal Kongresi’ne katılır.

– 1893 Ocak ayında İngiltere’nin başta Edinburg olmak üzere birçok kentinde işçilere propaganda yapmak için geziye çıkar. Bu yıllarda İngiltere’de işçiler, günlük çalışma saatini 8 saate düşürmek için mücadele ederler ve birçok yerde grevler yapılır.

– Ocak 1898’de pamuk işçileri ve Makine Sanayi işçileri 8 saatlik işgünü için greve gider ve yenilgiye uğrar. Yenilginin asıl nedeni ise Eduard Bernstein’ın uzlaşmacı-reformist tavrı olmuştur. Eleanor, güvendiği Bernstein’ın gerçek yüzünü ilk defa bu grevde görmüş ve hayal kırıklığına uğramıştır.

– Tussy, sadece İngiltere işçi sınıfıyla değil, hemen hemen haber alabildiği bütün ülkelerin işçileri ve onların hakları ve yaşamlarıyla yakından ilgileniyordu.

25 Ocak 1893 tarihinde, arkadaşı Dollie Radford’a gönderdiği bir mektupta şöyle yazar:

“Siyah ülkelerin durumu korkunç. Hristiyan inancı bu kadar yoksulluğa katlanmayı mı gerektiriyor? Bu nasıl görülmezlikten gelinir? Ben insana inanmasaydım, böyle bir yaşama katlanamazdım.”6

– Tussy, bütün ezilenlere karşı sempati duyduğu gibi, sömürücülere karşı da nefretle doluydu. Yahudilerin dıştalanmasına da karşıydı. Bu nedenle, “ben bir Yahudiyim” diyebiliyordu.

– Tussy, işçi sınıfı içindeki çalışmalarını ve buradan çıkardığı dersleri, özellikle de İngiltere işçi sınıfının durumunu anlatan bir de kitap çalışması yapmış, “İngiltere’de İşçi sınıfı Hareketi” adıyla yayınlanmıştır. Bu kitap, Wilhelm Liebknecht’in önsözüyle Nürnberg’de Almanca olarak da basılmıştır.

 

  1. Enternasyonal’in hamalı ve sözcüsü Eleanor Marx

İşçi hareketini, enternasyonal çalışmadan ayırmak olası değildir. Marksist anlayışlardan en önemlisi, bütün ülkelerin işçi hareketinin birliğini sağlamaktır. Komünist Manifesto’nun temel sloganlarından biri: “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşiniz”dir.

Eleanor da, işçi hareketi içinde çalışan birisi olarak II. Enternasyonal’de yer almıştır. II. Enternasyonal’de, salt bir katılımcı olarak değil örgütleyicisi, delegesi zaman zaman sözcüsü olarak öne çıkan birisi olmuştur.

6 Temmuz 1889’da II. Enternasyonal’in kuruluş hazırlıklarını yapmak için Paris’e gelen Eleanor, burada “Sosyalist Enternasyonal Kongresi” adı altında hazırlık çalışmalarına katılır ve 1890’da 14-20 Temmuz arasında Paris’te I. Kuruluş Kongresi yapılan II. Enternasyonal’de Clara Zetkin’in konuşmalarını İngilizce ve Fransızca’ya çevirir.

14-17 Ekim 1890’da, Almanya Sosyal Demokrat (SPD) Partisi’nin Halle şehrinde yapılan kongresine, yabancı konuk olarak davet edilen Eleanor, burada “genel olarak sosyalizm ve işçi hareketi” üzerine bir konuşma yapar. Kongre bitiminden sonra August Bebel, Wilhelm Liebknecht ve SPD’nin diğer yöneticileriyle, II. Enternasyonal’in Ağustos 1891 tarihinde Brüksel’de yapılacak toplantısı için hazırlık çalışmalarını değerlendirirler.

Tussy, II. Enternasyonal’in Brüksel’de yapılan 2. Kongresi’ne, “Büyük Britanya ve İrlanda Delegesi” olarak katılır. Buradaki işçi sınıfının durumu ve çalışmalarıyla ilgili olarak görüşlerini rapor haline getirerek broşür olarak Kongre’ye sunar.

Eleanor’un ilk defa bu Kongre’ye sunduğu, “aynı işte çalışan kadın ve erkek işçilerin ücretlerinin eşit olması” önerisi karar haline getirilir. İngiltere’de kadın ve erkek işçilerin eşit ücret alması, cinsiyet ayrımına son verilmesi ve 8 saatlik işgünün yasallaşması için mücadele, Eleanor önderliğinde bir kampanya şeklinde yürütülür.

Eleanor Marx, işçilerin sendikalarda örgütlenmesinin kurtuluş olmayacağını da biliyordu ve sosyalist partinin kurulmasını ve parti içinde örgütlenmeyi savunuyordu.

1893’te Zurih’te yapılan II. Enternasyonal’in 3. Kongresi’ne, “Gaz İşçileri Sendikası’nın Delegesi” sıfatıyla katılır. Bu kongrede Clara Zetkin ile birlikte hareket eder.

1896’da 27 Temmuz-1 Ağustos günleri arasında Londra’da II. Enternasyonal’in IV. Toplantısı yapılır. Kongre’nin Londra’da yapılmasını Eleanor Marx ister. Bu kongrenin en önemli özelliği kadın sorununu ele alması olacaktır. Bu konuda Clara Zetkin, Emma İhrer ve Adelheid Popp ile birlikte çalışılır. Kongreye, kadınların seçme ve seçilme hakkı da dahil politik örgütlenme haklarının savunulması, karar olarak sunulur. Ayrıca, Eleanor Marx tarafından, Kongre’ye, “işçi sınfı hareketi içinde yer alan kadınların delege olarak daha fazla katılmasını ve özel kontenjan tanınmasını” karar altına alınmasını önerir. (Devam Edecek)

Dipnotlar

(1) Tussy’nin yakın arkadaşlarından Lily Bell’in Eleanor’un ölümü üzerine yazdığı ağıt niteliğindeki şiirinden birkaç mısra… Aktaran, Chushichi Tsuzuki, age, s. 286 (3) Bu tarihte bir yanlışlık var. Çünkü Helene Demutha, 1848’den itibaren Marx ve Jenny’nin yanında yaşamıştır.

(2) Engels, Ütopik Sosyalizm ve Bilimsel Sosyalizm, Eleanor Marx, Fridrich Engels, s. 21, Sol Yayınları

(4) Eleanor Marx-Aveling-Edward Aveling, Die Fraun Frage, s. 68, Verlag für die Frau

(5) Eva Weissweiler, Tussy Marx, Das Drama der Vatertochter, (Tussy Marx, Babasının Kızının Dramı) 1. Basım, 2002, Kiepenheuer ve Witsch Verlag

(6) Chushichi Tsuzuki, Eleanor Marx, Geschite İhres Lebens 1855-1898, Colloquium Verlag Berlin

 

Kaynakça

– Chushichi Tsuzuki, Elenaor Marx (Geschichte ihres Leben 1855-1898)

– Die Töchter Von Karl Marx Unveröffentlichte Briefe

– Eleanor Marx-Aveling, Edward Aveling, Die Fraun Frage (The Woman Question)

– Eva Weissweiler, Tussy Marx (Das drama der Vatertochter) eine Biyographie

– Friedrich Engels, Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm

– Françoise Giround, Das Leben der Jenny Marx, Biographie

– H.F.Peters, Die Rote Jenny, Ein Leben mit Karl Marx

– Jenny Marx in Briefen an eine vertratute Freundin

– Ruth Zimmermann, Jenny Marx und İhre Töchter

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu