Gençlik

İÜ’de 19 Aralık anması

Ülkemiz topraklarında 1980 darbesiyle inşa edilmeye başlanan neo-liberal politikalar aracılığı ile sanatta, hukukta, sağlıkta, eğitimde bir dizi değişiklikler yapılması hedeflenmektedir. Devlet 12 Eylül darbesiyle beraber sendikaları işlevsizleştirmek, üniversiteleri YÖK aracılığı ile ticarethaneye dönüştürmek; tabii benzer biçimde sağlığı hukuku ticarileştirme gayeleri güderek özelleştirmeleri palazlamıştır.

80 darbesiyle egemen sınıflar neoliberal ekonomi-politiği inşa ederken, devrimci, demokrat, yurtsever kurumlara dönük hummalı operasyonlar tertiplemiş bunları, akabinde katliamlar takip etmiştir. On binlerce tutuklama gerçekleşmiş, tutuklamalarla devrimci muhalefetin sonlandırılması hesaplanırken devletin ve kolluk kuvvetlerinin planları ters tepmiş ve hapishanelerden devrimci muhalefet daha radikal bir biçimde örgütlenmeye başlamıştır.

 

“Hapishanede gelişen direnişi yok etme çabası…”

Egemen sınıfların yoksul ve emekçi halka adalet özgürlük söylemleri adı altında reva gördüğü zulüm ve saltanat projeleri gün be gün teşhir edilmiş, durumdan rahatsız olan egemenler hapishanelerden gelişen devrimci muhalefeti yok etmenin arayışlarına girmiştir.

Egemen sınıflar dünyanın birçok ülkesinde bulunan hapishane modellerini incelemeye başlamış ve ABD de benzeri olan üç kapı üç kilit projesi ithal edilerek ülkemiz topraklarına uyarlanmaya çalışılmıştır. 

Daha sonraki dönemlerde hapishanelerde F tiplerinin uyarlanabilmesinin koşulları yoklanmış, nihai olarak 1996 senesinde tekrar saldırılar başlamış ve hapishane direnişi de… Dışarıdan örülen önemli bir toplumsal muhalefet ile 12 devrimci tutsağın ölümsüzleşmesiyle bu direnişi zafere ulaşmıştır.

Daha sonrasında ise egemen sınıflar 26 Eylül 1999 Ulucanlar Katliamı ile hapishanelere tekrar saldırmaya başlamıştır.

 

“‘hayata dönüş’ ile katliam”

En nihayetinde “daha özgür bir yaşam çocuklarımızın daha hijyenik bir ortamda, daha sağlıklı koşullarda yaşayabilmesi” kisvesi altında egemen sınıflar 2000’de “Hayata Dönüş” diye bilinen 19 Aralık katliamına girişmişlerdir. 22 hapishaneye yönelik eş zamanlı olarak yapılan bu katliam kanlı bir operasyonun başlangıcı olmuştur.

Toplumsal muhalefet susmuş, hükümet ve medya tek ses olmuştur. İçeride akıl almaz bir yıkım vardır, dışarıda ise koyu bir sessizlik. Tam 28 devrimci şehit düştü, “Hayata Dönüş”te… Yüzlerce de yaralı… Katliamın ardından Hayata Dönüş’ün “baskın” bölümü bitmiş, bu kez daha da çok can alacak “tecrit” bölümü başlamıştır Daha sonraki Süreçlerde ölüm orucu ve diğer eylemliliklerde devrimciler büyük bedeller ödeyerek direnişi bugüne taşıdı.

 

Üniversitede anma

İstanbul Üniversitesi’nde bugün (18 Aralık) YDG okurlarının da örgütleyicisi olduğu bir anma düzenledik.

Sabahın ilk saatlerinde okulumuza “Rojava’ya Sessiz Kalma” ve “Polis Defol Üniversiteler Bizimdir” şiarlı ve YDG imzalı afişlerimizle yoğun bir şekilde afişleme yaptık. Daha sonra yoldaşlarla birlikte “Polis Defol” yazılı bir pankart hazırladık.

Saat 12.00’de toplanan öğrenciler işe ilk önce ÖGB’yi alandan uzaklaştırarak başladı. Daha sonra ajitasyon ve sloganlarla okuldaki polis bürosuna doğru yürüyüşe geçildi. Polis bürosunun kapısına “Katiller Burada” yazılaması yapıldı ve basın açıklaması yapmak üzere dışarı çıkıldı.

Basın açıklaması sırasında kamera çekimi yapan ve bizleri gözetleyen bir grup polis yuhalama ve alkışlar eşliğinde bölgeden uzaklaşmak durumunda kaldı. Basın açıklamasının ardından topluca okula girdik ve etkinliğimize başladık.

Grup Munzur ve Adalılar türkü ve marşlarıyla etkinliğimize katıldı. Sinevizyon ve şiir dinletisinin de olduğu anma halay ve sloganlarla son buldu.

 

[widgetkit id=429]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu