Yaklaşık yüzyıl önce Anadolu toprakları üzerinde bir kıyım yaşandı. Kıyımdan kıl payı kurtulanlar,tehcire tabi tutuldu. Bununla da yetinilmeyerek, o halkın göz nuru, el emeği olan ne kadar tarihi eser varsa hemen hepsi yıkılıp tahrip edildi yağmalandı. Bu, tam anlamıyla bir trajediydi.
Bu trajediyi, kıyım mağduru ermeni yazarların öykü kitaplarından da yararlanarak ve dilimi,n döndüğünce kağıda dökmek istedim ve sonuçta bu roman ortaya çıktı… (Cafer Demir)
Tarihin sayfalarından damlayan kandamlaları bu tarihin nelere gebe olduğunu gösterir. Derzor yollarında açlık ile bezenmiş sürgünün katliamdan 6-7 Eylül katliamına ve daha birçok jenoside yapılacak bir serüvenler egemenlerin katliam çizelgelerini ve gayelerini açık biçimde ortaya koymaktadır.
1935 ile başlayan 1938 ile vahşeti süngü uçlarına yansıyan Dersim katliamı TC ve onun resmi ideolojisinin gerçek konumunu gözler önüne seriyor. Elbette Dersim bu katliamlara yabancı değildi. Ülkemizde Ermini soykırımının en yoğun yaşandığı bölgelerden birisi de Dersimdir.
Ermeni soykırımı üzerine yazılan çokça makale kitap ve deneme ile bir jenosidin çizelgesini gördük. Yazılan bunca kitaba katkı olarak Cafer Demir Hrant Dink anısına kaleme aldığı kitapta Ermeni soykırımını Dersim topraklarında inceliyor.
Dersim topraklarında Ermeni, Kürt ve diğer azınlıkların yaşayış biçimlerini, kültürel şekillenişlerini ve bölgesel olarak kültürel etkileşimi, devinimlerinin anlatıldığı bu roman, sizlere dersim topraklarını farklı bir gözle ve bakış açısıyla anlatıyor.
