Emek

DİSK Genel Kurulu: “Birlik içerisinde en ileri mücadeleyi örgütlemeliyiz”

DİSK’in 16. Genel Kurulunun ikinci günü sendika temsilcilerinin konuşmalarıyla devam ediyor. Genel kurulun ikinci gününde yapılan konuşmalarda birlik ve daha ileriden mücadele vurgusu yapıldı. Konuşmalarda sendikaların dayanışma içerisinde olması, çalışmaların işyerlerine yaslanması, sendikal demokrasinin işletilmesi gerektiğine de dikkat çekildi.

“2020’lerin DİSK’i, Emeğin Türkiye’si” sloganıyla Haliç Kongre Merkezinde yapılan DİSK Genel Kurulunun ikinci gününde delegeler söz aldı. İlk konuşmayı Birleşik Metal-İş Genel Sekreteri Özkan Atar yaptı. 2019’un emekçiler açısından çok zor bir yıl olduğunu dile getiren Atar, “Kapitalizmin global krizi derinleşerek devam ediyor, gelir dağılımı adaletsizliği derinleşiyor, vergi yükü artıyor, emekçilerin acıları katlanarak sürüyor, ekonomik tablo böyle oldukça örgütlenme özgürlüğü gibi demokratik haklar da kısıtlanıyor” dedi.

Bu gelişmeler karşısında DİSK Genel Kurulunun gerçekleştirildiğini dile getiren Atar, “Saldırıların arttığı dönemde bu önemlidir. Bu birliği iki dönem önce yaşamamıştık, bunun olumsuzluğunu da gördük. Bu doğrultuda metal işçilerinin gücünün de sendikamız aracılığıyla konfederasyonumuza katılmasında, genel başkanlık düzeyinde elimizi taşın altına koyma kararı aldık. Bütün sendikalarımız ve üyelerimiz işçi hak ve özgürlükleri konusunda gereklilikleri hayata geçirecektir” diye konuştu.

‘Birliğimiz DİSK’

“Bu ülkede üretim yoksa işsizlik olacak, çarklar dönmüyorsa açlık olacak. İnsanların intihar etme noktasına geldiği bir ülkede yaşıyorsak süreci iyi tahlil edip mücadelemizi yürütmemiz lazım” diyen Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan da şöyle konuştu:

“Ekonomik kriz, açlık, bir halkın inkarı, KHK’ler, kayyum atamaları, zorla sendika değiştirmeler, hukuksuzluklar… Ekonomik ve siyasi krizin arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu zorlu süreçte bir arada olmalıyız. Bu karanlık sürece bir cevap olması gereken bir DİSK olması gerekiyor. Bizim adayımız genel başkanlar düzeyinde bir birlik. Bu umut olan DİSK’i daha da güçlü yapacaktır. Böyle bir DİSK’in mücadeleye daha fazla katkı sunacağından eminiz.”

‘Vergide adalet en temel ilke’

Türkiye’nin sermaye açısından tam bir vergi cenneti olduğunu dile getiren Aslan, “Ücretlerimizden aldığımız ürüne kadar vergi ödüyoruz. Vergi adaletsizliği en temel sorunlardan biridir. Vergilerin düşürülmesi, vergide adalet hem DİSK’in hem sendikamızın temel ilkesi olacaktır” diye konuştu. Mülteci işçilerin de Türkiye’nin bir gerçeği olduğunu belirten Aslan, “Mülteci işçiler de çarklar arasında sömürülüyor, iş cinayetlerinde ölüyorlar. Tek adam tek parti yönetimi ise Ortadoğu’da barışı, kardeşliği örgütlemek yerine savaşçı politikalara hız veriyor. Bu ülkede savaşlara dur demeden, Suriye’den çekilin demeden asker ölümlerinin önüne geçmek, barışı tesis etmek mümkün değildir. Yol haritamızda barışa katkı sunan çalışmaların yapılması önemli” diye konuştu.

“İktidarla yan yana gelmiş, sermayeyle iç içe geçmiş sendikal anlayışlarla aramızdaki çizgi daha keskin olmalı” diyen Aslan şöyle devam etti: “Diğer konfederasyonlara bağlı sendikalar için, ‘Şu sendikanın başkanı şu kadarlık araba almış, şu sendikanın başkanı şu kadar maaş alıyor’ diyorlar. Bizim konfederasyonumuzda sendikal demokrasiyi tam işlettiğimiz, hep birlikte yola çıktığımız bir dönem olsun. Sendikaların itibarsızlaştırılmasına karşı da fikrimizi açıkça göstermeliyiz.”

‘Sanayi havzasında örgütlenme büroları olmalı’

Sarıkaş ayrıca “Kendi içimizde demokrasiyi gerektiği gibi işletmemiz gerekiyor. Sendikal demokrasi konusunda yeni DİSK yönetiminin gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum. Mali şeffaflık bir başka önemli konudur. Biz sorduklarında değil, her zaman aldığımız aidatların hesabını işçilere emekçilere vermeliyiz. Ayrıca DİSK’in sanayi havzalarında örgütlenme büroları olması gerekiyor” dedi.

‘Sendikalarımız dayanışma içerisinde olmalı’

Devrimci Sağlık-İş Genel Sekreteri Erdoğan Demir ise “DİSK’ten beklentiler yüksek olduğu için eleştiriler yoğun olmuştur. Bizler bu eleştirileri de dikkate alarak hep bir arada yolumuza devam etmek zorundayız” dedi.

Çeşitli yasalarla baraj altında kalan bir sendika haline getirildiklerini belirten Demir, “Bütün iş kollarında yaşanan sıkıntılar sağlık iş kolunda bir miktar daha fazla. Hastanelerde çalışan işçiler başta olmak üzere kadro verildi diyorsa, söz ediliyorsa bu sağlık işçilerinin ve belediye işçilerinin mücadelesiyle olmuştur. Ancak bu içi boş kadronun altının doldurulması için mücadelemizi sürdürmeliyiz. Örgütlenmemiz konusunda bütün sendikalarımıza, konfederasyonumuza görevler düşüyor. Birçok özel hastane, sağlık kurumları, belli bir sermaye grubunun elindedir. Fazlasıyla dayanışma beklemekteyiz” diye devam etti.

‘Disk’in çoğu sendikası TİS yapamıyor, bu çok büyük bir sorun’

Turizm iş kolunun aileleriyle birlikte milyonları temsil ettiğini dile getiren Dev Turizm-İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu ise “Bugün örgütlenme çalışmamızda desteği, dayanışmayı hissetmediğimizi belirtmek istiyorum. 300 bin restoran işçisini sadece İstanbul’da bulacaksınız. Çoğu sigortasız, haftalık izin kullanamıyor, iki haftada bir ücretsiz izin veriliyor. Böylesi bir sektörde sendikanın örgütlenmesini, barajı aşabilmesini ciddiye almıyoruz. DİSK sadece 8 sendikanın toplu sözleşme yaptığı bir konfederasyon olmamak zorunda. Turizm işçileri neden sendikamıza güvenmiyor bunu sorgulamayacak mıyız? Bütün bunları sorgulayarak mücadele etmek zorundayız” diye konuştu.

‘Yeni medyanın örgütlenmesine talibiz’

Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren de şunları söyledi:

“İktidar en büyük operasyonlarını önce medya üzerinde yaptı. 12 Eylül’de açılmayan toplu gazeteci davaları açıldı. Çünkü hakikatin bilinmesini istemiyorlar. Basın-İş olarak bu baskılara karşı direndik. İktidar medya alanının yüzde 99’unu ele geçirmiş durumda. Ama aldıkları her şeyin içini boşalttılar, değersizleştirdiler. Ama yeni medya doğuyor. Biz bu yeni medyanın örgütlenmesine talibiz. Bizlerle aynı değeri taşıyan dostlarımız Türk-İş’e bağlı sendikayı tercih ediyor, onlara da sitemimizi iletiyoruz.”

Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün ise “Bu zor günlerde DİSK kendine yakışanı yaptı, görevini layıkıyla yerine getirmeye çalıştı. İddialı ve güçlü bir DİSK yönetimi ortaya çıkıyor. Savaş ve barış konusunda, ekoloji konusunda görevlerimizi yerine getiremedik. Yeni DİSK yönetimi bu konudaki eksiklerimizi de giderecektir. Bütün kesimleri bir araya getiren bir mücadelede daha ileri adım atmalıyız” dedi.

‘İşyerlerini merkeze almalıyız’

İletişim-İş Yöneticisi Erman Türkmen ise şunları söyledi:

“İşyerlerini, sanayi havzalarını merkeze aldığımız bir çalışma tarzı oturtmamak sorunlarımızdan biri. Sendikalarımızla dayanışma içinde, belli bölgelerde ortak çalışma yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Genç işçi kuşaklarıyla sıkı bir bağ kurmamız gerekiyor. Özel bir çalışma, planlama gerekiyor. İşçi sınıfının mücadelesi bu sistemi yıkıp başka bir sistem kurmak için ele alınmadıkça kısmi başarılar elde etmek bizi birkaç adımdan sonra ilerletmeyecektir.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu