GüncelManşet

Yerel Yönetimlerde Gençliğin Sözü Var!

 

30 Mart’ta gerçekleşecek olan yerel seçimlerin son dönemecine yaklaşmış bulunuyoruz.

Yerel seçimler ülke gündeminde uzunca bir süredir yer alıyor/alacak. Zaman daraldıkça egemen sınıflar arasındaki çatışma ve dalaşda ivme kazanmaktadır. Sandığın oy pusulasının içinden sıyrılıp öne çıkan olabilmek için, rakibinin güç kaybetmesi için her biri yeni yeni hamleler yapmaktadır.

Seçim süreçleri halkın daha fazla politikleştiği süreçler olmuştur. Bu yüzden yerel seçimler kitlelerin siyasi alanda özneleşmesine katkı sağlamaktadır.

Gezi İsyanı’nın sarsıntıları egemenler tarafından hala hissedilirken, bu sarsıntı kitleler nezdinde de karşılığını bulmaktadır. Yerel seçimler kitlelerin yaşam alanlarına dair söz söyleme eğiliminin en fazla hissedildiği bir dönemde gerçekleşmektedir.

Gezi İsyanı’nda açığa çıkan “bir ağaç dahi kesilse bizim sözümüz olacak” anlayışı şimdi daha çok önem kazanmaktadır.

Bizim açımızdan da kitlelerin daha fazla politikleştiği bir süreçte kitlelerle kuracağımız bağ açısından yerel seçimler önemli bir noktada durmaktadır.

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiğimiz divan toplantımızda yerel seçimlere dair bir dizi tartışma yürüttük. Yerel seçimlerde gençliğin rolüne, taleplerine dair yerel seçim çalışmalarını nasıl ele alacağımıza ve çalışmadaki hedeflerimize dair birçok meseleyi tartıştık. En fazla ön plana çıkarmamız gereken talep yerel yönetimlerde söz, yetki, karar hakkı olmalıdır.

  

Söz, Yetki, Karar Hakkı İçin Mücadeleye

Tartışmalarımızdan da açığa çıktığı gibi kitlelerin yaşam alanlarına dair müdahalelere en çok tepki gösterdiği dönemde yerel yönetimlerde söz, yetki, karar hakkı daha fazla ön plana çıkmaktadır. Halk gençliğinin yerel yönetimlerden birçok talebi vardır. Ulaşım, ulaşım ücretleri, barınma, burs, sosyal-kültürel anlamda kendilerini ifade edebilecekleri gençlik merkezleri vb. talepler yerel yönetimlerin alanına dahildir. Bu yüzdende bizim bu talepleri ele alışımız önemlidir.

Özellikle öğrenci gençliğin temel sorunları olan ulaşım, barınma gibi meseleler söz konusu genç kadınlar olunca daha ciddi boyutlar almaktadır. Bizim de genç kadın çalışmasında bir hareketlenme yaşadığımız şu dönemde bu meseleleri kadın çalışmalarımız kapsamında ele almamız elzem bir yerde durmaktadır.

Yerel yönetimlerdeki cinsiyetçi politikaları teşhir etmeli, yerel yönetimlerde ki erkek egemenliğe karşı çıkmalı ve taleplerimizi bu temelde gündemde tutmalıyız. Pratik faaliyetimizi bu eksende örmeliyiz.

Yaşadığımız mahalleler, sokaklar, okullar, işyerleri genç kadınlar için tacizin, tecavüzün, şiddetin, ayrımcılığın adresleri değil sözümüzü söyleyebildiğimiz, sesimizi duyurabildiğimiz yaşam alanları olmalıdır.

Bu yüzdende bu talepleri genç kadınların daha fazla sahiplenmesi için daha fazla çalışmalıyız. Böylelikle yerel seçim çalışmalarıyla hedeflediğimiz, genç kadınlarla kurduğumuz bağ güçlenecek, genç kadın çalışmalarımız ivme kazanacaktır. Seçim çalışmasıyla temel hedefimiz alanlarda daha fazla örgütlenmektir.

Buda önceki kampanya ve konferans sürecinde yakaladığımız hareketli süreci geliştirmekle mümkün olacaktır. Merkezi materyallerimizi her alanda işlevli bir biçimde kullanmalıyız.

 

Neo-Liberal Politikalara Karşı Çık!

 Merkezi afiş, bildiri, pankart, dergi vb. materyalleri etkili bir biçimde kullanmalı, ancak bunlarla sınırlı kalmamalı, alanlarımızın ihtiyaç ve olanaklarına göre A/P araçlarını çeşitlendirmeliyiz. Seçim çalışmaları yayınımızı kitlelere ulaştırma hedefimizde de ivme yakalayacağımız bir dönem olmalıdır.

Divan toplantımızda tartıştığımız temel de seçim çalışmaları boyunca dergimizi yaygın bir biçimde dağıtmalıyız. Taleplerimizi somutladığımız biçimde imza metinlerine dönüştürmeli ve yaygın bir biçimde kullanmalıyız. Bu şekilde taleplerimizin geniş kitlelerce sahiplenilmesi hedefine de yaklaşmış oluruz.

İmza kampanyamızı bitirdiğimiz dönemde bütün yerellerde belediye önlerinde eylemler örgütleyebiliriz. Bütün bu çalışmalar sonucunda hedefimiz kitlelerle ilişkilenmek ve kurduğumuz bağları güçlendirmektir.

Bir çok çalışmada karşılaştığımız temel sıkıntı olan, yoğunlaştırılmış çalışmalarda kazandığımız hareketlenmeyi örgütlenmeye dönüştürememe meselesi bu çalışmada da bir problem olarak karşımıza çıkabilir.

Bunun önüne geçebilmek için seçim çalışmalarını divan toplantımızda tartıştığımız temelde ele almamız gerekmektedir. Ancak bu şekilde seçim çalışmamızı örgütlenme çalışmamızın bir parçası haline getirebiliriz.

Bugün bir çok sistem partisinin halk gençliğini etkisi altına alabilmek için bulunduğu boş vaatlerin farkındayız. Sistem partilerinin derdi sorunlarımızı çözmek, taleplerimizi karşılamak bir yana dursun var olan sorunlarımızı daha fazla derinleştirmek ve yeni sömürü alanları yaratmaktır.

Bu yerel seçimlerde de halk gençliğini neo-iberal politikalarla karşısına alan sistem partilerini iyi tanıyoruz. Bizim burslarımızı keserken, onların çocukları ayakkabı kutularına milyonları sığdırma uğraşındalar.

Yalanla, talanla geleceğimizi çalma derdinde olanlardan bir gelecek beklentimiz yok. Biz geleceğimizi nasıl kazanacağımızı Gezi İsyanı’nda öğrendik ve gösterdik.

Yaşam alanlarımızı neo-liberal politikalarla rant alanına çeviren, bizim sesimizi kısmayan çalışan, sözümüzü yok sayan anlayışa yanıtımız örgütlenmek, yaşam alanlarımıza sahip çıkmak olacaktır.

Yerel yönetimlerde gençliğin sözü var!

(Yeni Demokrat Gençlik)

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu