GüncelYorum

YORUM | Kapitalizmin Bağrındaki Kâr, Ekolojiyi Yok Ediyor!

Halkımız ve ezilen yoksul bütün halklar çok iyi bilmeli bunlar herkese düşmandır!  Nazımın dediği gibi; Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim/Akar suyun/Meyve çağında ağacın/Fakir köylü hatçe kadına/Irgat süleymana düşman/Düşünen insana /Vatan ki bu insanların evidir/ Sevgilim…/Onlar vatana düşman”

Kâr hırsı, tükenmekte olan bir ülkenin yer altı ve yer üstü bütün zenginliklerini emperyalistlere peş keş çektiriyor.

17 yıllık AKP iktidarında gelinen nokta, ülkenin özelleştirme projeleriyle gerek yerli gerekse de yabancı sermayeye, bütün kâr eden devlet işletmelerini peşkeş çekmek, değerinin altında çok altında satarak kendi alacakları komisyonlarla ülkenin sanayisini haraç mezar satılması olmuştur. Türkiye’deki siyasal iktidarların tek amacı, ağa babalarına daha çok kâr ettirmek ve ülkenin bütün yer üstü ve yer altı zenginliklerini onlara sunmaktır.

Keza, TÜSİAD’ın bir toplantısında R.T.E Erdoğan’ın iktidarda oldukları süreçte işçi grevlerinin yok denecek kadar az olduğunu öne sürerek anlattığı da budur. Sadece, Nisan ayında işsizlik rakamı 1 milyon 116 bin olmuştur. Çalışabilir nüfusun yüzde 18’nin işsiz olduğu bir ülkede, devletin en rahat vergi topladığı kalemler arasında birinci sırada işçi ve emekçilerin maaşlarından yaptığı kesintiler vardır.

Şu anda 2,558,40 TL olan brüt asgari ücretin 729,38 TL’si vergidir. Asgari Geçim İndirimi (AGİ) 191,88 iken asgari ücretin önemli bir bölümü vergiye gitmektedir. Bedenimizin en büyük düşmanı sigaraya son yapılan 3 TL’lik zamla birlikte 15 TL fiyatı olan bir paket sigaradan devletin almış olduğu vergi tutarı 13.5 TL’dir. İkinci olarak rakı fiyatlarına yapılan yüzde13’lük bir zamla yeni rakı fiyatları 35’lik 80 TL, 50’lik 110 TL, 70’lik 155 TL olmuştur. Bu zamlarla yüzde 18’lik ÖTV, KDV ile birlikte alınan vergi %74 civarında olmuştur.

Örneğin, 155 TL olan bir rakıdan 125 TL vergi cebimizden çıkmaktadır. Yani sigara ve alkolde verdiğimiz her paranın çoğu kan emicilerin ceplerine gitmektedir. Onlar ümidin düşmanıdır… Yaşanan zamlar AKP’nin ekonomiyi getirdiği durumu gözler önüne seriyor. Öte yandan son yerel seçimlerde halkın tepkisiyle büyük hezimete uğrayan AKP zor günler yaşıyor.

Bir tarafta ekonomik sıkıntılar yaşanırken diğer yandan bağımsız olduğu iddia edilen kurum yöneticileri Erdoğan’nin telkinlerini yapmadıkları zaman hemen görevden alınmaktadır.

Biz şunu çok iyi biliyoruz ki bu faşist devletin hiçbir kurumu bağımsız değildir; düzen partileri ve bütün devlet kurumlarıyla. Ama onların kendi aralarındaki iktidar mücadelelerinde bizler halkın ve devrimin çıkarları gözeterek bu çatışmayı daha da derinleştirmeliyiz.

17 yıllık AKP iktidarı ve onun yedek lastiği MHP, sıkıştıkça, çözüldükçe toplumsal dinamiğin en güçlü olduğu Kürdistan coğrafyasına ve devrimci, ilerici güçlere yönelmektedir.

Ancak faşizan baskı ve zulüm politikalarına rağmen kitleler yavaş yavaş korku duvarlarını yıkıyor. Kazdağılarında halk artık kan emicilerin, ülkemizin havasına, suyuna, toprağına olan düşmanlıklarına sessiz kalmayıp tepkisini göstermektedir.

Kanadalı Alamos Gold firmasının 2020’de üretime geçmeyi planladığı ve 5 yıl içinde 514 bin ons altın; 3,5 milyon ons gümüş üretimi yapmayı hedeflediği bildirmektedir. Şu ana kadar 195 bin ağaç kesen ve toplam 650 bin civarında ağaç katliamı yapmayı planlayan bu şirketin CEO’su tarafından itiraf edilmiştir.

Bu ağaç katliamı için devlete 5 milyon dolar vermişler. Usta şair Ahmet Arif’in dediği gibi; bunlar engerekler ve çiyanlardır/ bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır/ Tanı bunları/ tanı ve büyü! Halkımız ve ezilen yoksul bütün halklar çok iyi bilmeli bunlar herkese düşmandır!  Nazımın dediği gibi; Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim/Akar suyun/Meyve çağında ağacın/Fakir köylü hatçe kadına/Irgat süleymana düşman/Düşünen insana /Vatan ki bu insanların evidir/ Sevgilim…/Onlar vatana düşman”

Bu iktidar, kentsel yapılaşmayla bütün şehirlerde doğayı katletmiştir. 12 bin yıllık Hasankeyf, Sinop, Ordu, Artvin, Dersim, Çanakkale’de ve nice bu vatanın ağacına, suyuna, toprağına düşmandır bu iktidar.

Buna karşı tek kurtuluş, halkın örgütlenmesi ve kendi vatanının bütün değerlerine sahip çıkarak, örgütlenmesi, kolektif düşünme ve dayanışmada, yeni bir dünyanın mümkün olduğunu asıl kurtarıcının da kendi ellerimiz olduğunu görmekte, bilince çıkarmaktan geçiyor.

Kaypakkaya’nın yol göstericiliği, halkın olduğu ve toplumsal muhalefetin geliştiği başka bir deyişle yangının olduğu her yerde olmamız gerektiğini söylemektedir. Halkla birlikte olmak ve birlikte öğrenmek temel tutumumuz olmalıdır.

Salda gölünde kır çiçeğinde, Kazdağıları’nda sarı kızın kutsallığında, Munzur’un suyunda, Artvin Cerattepe’de bir olmalıyız! Yeniyi yaratmanın yolcuları olmak için ilk önce kendi benliğimizi örs ve çekiç arasında koyup sistemin bize dayattığı bütün bencilliklerden arınıp halkın olduğu her yerde olmalıyız!

Kapitalist üretim, toprağı, ormanı, suyu kirletir, çevreyi zehirler, bunun örneğini Çorludaki Ergene deresinde çok iyi görmekteyiz. Özellikle dünyanın üretim üssü Çin’de hava kirliği insan sağlığı için aşırı zararlı boyutlardadır.

Kapitalizm, bugün Amazon ormanlarından tutun ülkemizde Kuzey Ormanları’ndan Kazdağların’a dünyayı yok etmektedir.

6 milyarlık insan nüfusunun 3/2’sinin yoksulluk sınırına dayandığı günümüzde, bizden sonraki nesillerin, suyla, ormanla, kardeşçe yaşayacağı bir dünya bırakmak bizim elimizdedir!

İstanbul’dan bir Partizan okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu