GüncelManşet

(İzlenim)Ali İsmail Katledileli Bir Yıl Oldu!

 

Bugün (10 Temmuz), bundan tam bir yıl önce bugün Ali İsmail hastanede günlerdir verdiği mücadeleyi bizlere devrederek aramızdan ayrıldı. Geçtiğimiz yıl Ali’nin ölüm haberini köyde gazete dağıtımı sırasında almıştım, dağıtımı orda bitirip Ali İsmail’in ailesinin yaşadığı yer olan Ekinci’ye gitmiştik, o anki duyguları bugün yeniden yaşıyorum.

Yeni Demokrat Gençlik’in örgütlemiş olduğu günlerdir ozalit, el ilanları ve açılan stantlarla hazırlıklarının yapıldığı eyleme katıldık, Samandağ sokaklarında “Hepimiz Ali’yiz, öldürmekle bitmeyiz” sloganlarıyla yürüyüşümüzü yaptık, halkın yürüyüşe katılımının çok az olması bence bizi henüz yeni tanıyor olmalarıydı. Eylemden sonra hep beraber önceki yıl yaptığımız gibi Ali İsmail’in mezarının bulunduğu Ekinci’ye gittik. Mezarlık deyince içim kötü oluyor, karanlık korkunç bir manzara beliriyor zihnimde. Ama bugün öyle olmadı. Mezarlığın girişinde Nusayri halkının kültüründe kutsal diyebileceğimiz bahur kokusu –benimde çok sevdiğim- sarıyor her yanı.

Mezar anmasında Gezi Şehitleri ailelerinin ortak vurgusu bizi öldürmekle bitiremezsiniz oluyor. “Benim Alim öldü ama yerine binlerce Ali geldi” diye özetliyor Emel Ana. Mezar anmasından sonra Ali İsmail adına ailenin girişimiyle kurulan vakıf tarafından örgütlenen konsere katılmak için yola revan olduk. Biraz dolmuş biraz yaya sohbetler ederek ilerliyoruz. Bütün arkadaşların dikkatini Antakya’yı çevreleyen dağlar ve her yanı tarihin bir kesitinden izler taşıyan evler sokaklar çekiyor. Bu farkındalık bize yine devletin katliamlarını tartıştırıyor.  “Katil Devlet” diyoruz içimizden içimizdeki öfkeyle. Öfke inanç dolu sohbetler ederek o kadar yolu nasıl yürüdüğümüzün farkına varmadan geldik konser alanına.

O da ne! Hiç boş yer yok Anfi Tiyatro tıka basa dolu. Kendimizi aralara kaynak yapmaya çalışarak kısmen de olsa yerleştik.

Ali İsmail’in abisi yapıyor çağrıları sırayla bütün Gezi Şehitlerinin aileleri konuşmalar yapıyor. Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Ana konuşmasına Yoldaşlar diyerek başlıyor, Abdocan’ın annesi ise anadili olan Arapça ile yapıyor bütün konuşmasını.  Düşünüyorum da devletin sığındığı, zihinlere döktüğü betonlar kırılmaya yüz tutmuş.  E ne diyelim betonları teker teker parçalamak andımız olsun halkımızın genç yaşta şehit düşenlerine.

                                                              Antakya’dan bir ÖG okuru

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu