GüncelKadınLGBTİ+

115 kadın ve LGBTİ+ örgütü Aile Bakanı Derya Yanık’ın istifasını istedi, “#Eşitlikİstiyoruz” dedi

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın Aile Bakanı Derya Yanık’ın istifasını isteyen "Eşitlikten yana bir bakan istiyoruz" başlığı ile ile açılan imza metnini 115 kadın ve LGBTİ+ örgütü imzaladı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 25.01.2023 tarihinde gerçekleştirdiği basın toplantısında kadınlar ve LGBTİ+’lar hakkında “talihsiz” açıklamalarda bulunmasının ardından Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın hazırladığı ve imzaya açtığı metne Yeni Demokrat Kadın’ın da içinde bulunduğu 115 kadın ve LGBTİ+ örgütü imza attı.

Yayımlanan metinde “Kadın Bakanlığının kaldırılarak Aile Bakanlığına dönüştürüldüğü 2011 yılından bu yana bu değişimin toplumsal cinsiyet eşitliği adına geriye gidiş olduğunu ve Bakanlığın kadınlar lehine politikaları rafa kaldırarak aileyi güçlendirmeyi odağına aldığının defalarca altını çizdik. Bakan Yanık’ın açıklamaları bu tespitimizi bir kez daha doğrularken aynı zamanda bakanlığın temel görevlerinden dahi habersiz olduğunu gösteriyor” denildi.

Metnin devamı şu şekilde:

Bakanın kadına yönelik şiddetin alkolizmden kaynaklı olduğuna dair tespitinin sadece yanlış değil aynı zamanda yıllar içerisinde bu alanda üretilen bilgi, deneyim ve hukuk metinlerinin çok gerisinde olduğunu görüyoruz. Şiddetin kaynağının toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu görmezden gelme çabası ile bakanın konu hakkındaki bilgisizliği birleşince ortaya çıkan bu tespit, bakanlığın kadına yönelik şiddetle mücadele yöntemlerine dair şüphemizi derinleştiriyor. Bu konudaki bilgi ve yaklaşım eksikliği kamuoyunda HKG davası olarak bilinen, İsmailağa Cemaati’ne Bağlı Hiranur Vakfı’nın Kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı HKG’nin 6 yaşındayken ‘imam nikahıyla evlendirmesi’ olayına ilişkin bakanlığa yöneltilen eleştirilere yanıtında da ortaya çıkmaktadır. Bakanlık olarak görevini sadece davaya müdahil olma bağlamında tarif etmesi, bakanlığın çocuk yaşta evlilikleri önleme ve şiddete maruz kalan kadınlara danışma merkezleri ve sığınaklarda ihtiyaçlarına uygun bir biçimde sosyal, psikolojik ve hukuki destek sunma görevlerinin en olumlu ifadeyle farkında olmadığını düşündürüyor.

Bakanlığa hakim olan aileyi koruma anlayışı, bedeli kadınların şiddete maruz kalması, çocukların istismar edilmesi, kadınların beden ve emeklerinin sömürülmesi olsa da aile birliğini korumak üzerine kurulu. Bu anlayış, kadınları geleneksel toplumsal cinsiyet rolüne hapsederken Bakanlığın nüfus politikalarını sosyal hizmetten bağımsız tartışmasında da açığa çıkıyor. Yaşlı nüfusun bakım ihtiyacından bahsetmeden hayata katılımından bahsetmek, devletin yaşlı, hasta, engelli ve çocuk bakımındaki sorumluluğunu kadınların omuzlarına yıkmasına neden oluyor. Keza doğurganlık oranına dair yaptığı vurgunun kadınların kürtaj haklarına ve ücretsiz/erişilebilir bir biçimde gebeliği önleyici yöntemlere erişimlerini kısıtlayan devlet politikasına denk düştüğünü görüyoruz.

Son olarak Bakan Yanık’ın LGBTİ+’larla ilgili sözleri açık bir nefret söylemidir. LGBTİ+’ların varoluşlarına müdahale edilmediğini iddia ederek LGBTİ+ propagandası ile mücadele edildiğini söylemek bir manipülasyon ve kamuoyunda nefreti yaygınlaştırma çabasıdır. Bakanın LGBTİ+ olmayı değil LGBTİ+’lara yöneltilen nefreti “problem” etmesini bekliyoruz.

Adında sosyal hizmetler geçen bir bakanlığın başında olmak, aile birliğini değil toplumdaki her bireyin eşit ve özgür yaşaması için çalışmayı ve bunun önündeki engellerle mücadele etmeyi gerektirir. Bakanlığı eşitsizlik ve ayrımcılığı derinleştirecek politika ve söylemlerin aracı olarak kullanmak kabul edilemez. Bakan Derya Yanık’ı istifaya, tüm kamuoyunu ise toplumun her kesiminin eşit, özgür ve barış içinde yaşayacağı politikaları talep etmeye davet ediyoruz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu